Yüce Allah’ımızın biz insanoğluna emanet ettiği kutsal değerler vardır. Bunlardan biriside Mescidi Aksa camiidir. Evet, sadece biz Müslümanlara değil bütün dünya insana emanettir. Onun haricinde kutsal sayılan yerlerde aklıselim olan insanlar, milletler saygı duyarlar.
Günlerden bir gün rahmetli babam bizi Nevşehir peribacalarına götürmüştü. Kapadokya da gezerken mağaraya girdik. Orada bir papazın ayin yaptığını gördük. Usulca onları rahatsız etmeden bir köşeye geçip onları izledik. Bizde kendi inancımıza köre yüce Allah’ımıza dua ettik. Bu durumdan ne onlar rahatsız oldu ne de biz. Sonuçta hepimiz aynı Allah’a inanıyoruz.
Ancak İsrail kendinden bekleneni Mescidi Aksaya giden Müslümanları öldürerek yaptı. Resmen katliam yaptılar ve yapmaya da devam ediyorlar.
İsrail’in o coğrafyaya yerleşmesinin sebebi ise aslında kendi topraklarını Yahudilere satmakla başlamıştır. Ardından İsrail kurulmuş. Bugün ise Müslümanların başına bela olmuştur. Kendi topraklarımızı yabancılara satarak Türkiye’nin de aynı sıkıntılara maruz kalmasını önlemek lazım. Kısacası yabancılara mülk satışının önüne geçmek gerekir.
Orada Müslümanlara yapılan her kötülüğü, yapılan cinayetleri şiddetle kınıyorum. Uluslararası anlamda çok yapılması gerekiyor. Ayrıca bizimde bir şeyler yapmamız gerekiyor. Özellikle İsrail ve Amerikan mallarını almamak en önemli şey olacaktır. İsrail’e destek veren her ülkenin malını da kınayalım. Amerikan en başta onların kolası, sigarasını içmek zorunda değilsiniz. Bunları internetten arayıp bulabilirsiniz. Devletimizde İsrail tohumundan ve İsrail’in hiçbir şeyini ülkemize sokmasınlar. İsrail’e destek veren kim varsa onun mallarını almayalım. İthal eden firmalar bile tepkisini koysunlar.
Yahudileri anlamak için Yahudi başlıklı yazımı da okumanızı tavsiye ederim. Kasım 2019 ortalarında yazdığım yazımı Anadolu gazetesi Ankara, İl gazetesi Kırıkkale, 40 Arena Kırşehir gazetelerinde bulabilirsiniz.
Biz Müslümanlar bir olmak zorundayız. Ancak Araplarda bunu genel itibariyle görmek mümkün değildir. Bunu söylerken de ülkemizde yaşayan Arap kardeşlerimizi kast etmiyorum.
Arabistan, Suriye, Irak, İran, Mısır ve daha niceleri de dâhildir buna. Hatta içimize giren son mülteci Suriyelilerde dâhil buna. Adam, insan olsalardı ülkelerini terk etmezlerdi.
Kahrol İsrail, Allah’ın laneti üzerine olsun.
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'un fethinden sonra kenti gezerken, kapalı bir mekândan inilti duyar. Fatih, sesin sahibini oradan çıkartıp, yanına getirtir. ''Neden hapsedildiğini?'' sorar. Adam: ''Gelecekten haber veren bir müneccim olduğunu, kuşatma sırasında İstanbul'un Türklerin eline geçeceğini söyleyince, Bizans imparatorunun gazabına uğradığını ve bu nedenle hapse atıldığını'' söyler. Bu kez, Fatih müneccime: ''İstanbul'un Türklerin elinden çıkıp çıkmayacağını'' sorar. Aldığı cevap şu olur: "İstanbul, Türklerin elinden harp ve darp ile çıkmayacak. Lâkin öyle bir zaman gelecek ki, mülk ve arazileriniz satılacak, bu suretle İstanbul Türk malı olmaktan çıkacak." Fatih, bunun üzerine şunları söyler; İstanbul'da fethettiğim yerleri yabancılara satanlar, Allah'ın gazabına uğrasınlar.
Fabrika ayarlarımızla oynama İsrail köpeği sırf hükümeti kuramadım diye milletinin faşizan duygularıyla kışkırtıyorsun. Müslümanların üzerine salıyorsun. Senin yaptığın vatanseverlik, milliyetçilik değil düpedüz faşistliktir, emperyalizmdir.