Kalbinin peşinden git

Emine Baştuğ

Bireysel psikoloji ekolünün kurucusu, Avusturyalı Psikiyatrist Alfred Addler der ki:

“Kalbinin peşinden git ama beynini de yanında götürmeyi unutma.”

Hakikaten de ünlü filozofun dediği gibi kalbinizi izleyiniz, dinleyiniz, fakat yanınıza beyninizi almayı unutmayınız!
Evet yanınıza beyninizi alın, çünkü beyin olmayınca izlediğiniz, peşinden gittiğiniz kalbinizin beş para etmeyeceğini biliyor olmanız gerekir.

Çünkü beyin vücudumuzun lokomotifidir. O ne derse diğer tüm organlarımız onu yapar biliyor musunuz? Bir nevi beyin için "TEK ADAM" desek yeridir aslında.

O yüzden beynimize çok iyi bakıp, onu güzel beslemeliyiz. Zira onu ne kadar iyi ve kaliteli şeylerle besler isek bize geri dönüşü muhteşem olacaktır diye düşünüyorum.

Hani sevdiğimizi görünce kalbimiz pır pır edip, kelebek gibi uçuşur ya... Uçuşan evet kalbindir ama ona bu komutu veren beynindir aslında. Elimizin, hatta parmaklarımızın hareketi bile beynimizden gelecek komutla mümkündür.

Bu durumda napıyoruz? Beynimizi geliştirmek için onu güçlendirecek besinleri yiyoruz. Bol bol kitap okuyup ve spor yapıyoruz.


Bir zamanlar grubunda olduğum ve kendisi hemşehrim olan Necdet Kaynak hocam kulakları çınlasın derdi ki "Benim yaptığım her türlü paylaşıma ilgili ilgisiz fark etmez illaki yorum yapın. İşleyen demir ışıldar. Yaptığınız bu yorumlarınız sizin alzheimer olma riskinizi azaltır" derdi.


Gerçi kendisi benim yorumlarımın uzun olduğundan ve espri özelliği taşımadığından şikayetçiydi. Açıkçası ona ne yapsam kendimi bir türlü beğendirememiştim. Neyse hoca oydu, vardı elbette bir bildiği demişimdir bende artık.
Ama bilmiyordu ki ben alzheimer olmak istemiyordum...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.