Mazisi ölüm, kan ve gözyaşıyla dolu bir, “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”nü daha geride bıraktık. Deprem acısının yürekleri dağlayan ateşi henüz küllenmediği için kutlamalar önceki yıllara göre sönüktü ama hak/hukuk talebinde sınır yoktu. Emeğin karşılığı, emekçinin sosyal hakları en yüksek perdeden talep edildi.
Bunu seslendirenlerden biri de HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan oldu.
ARSLAN’IN TALEPLERİ…
HAK-İŞ Konfederasyonu tarafından depremin merkez üssü Kahramanmaraş’ta “Emeğin Evrensel Gücü: Hak-İş” temasıyla düzenlenen, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü programında konuşan Mahmut Arslan, taleplerini net biçimde dile getirdi. Bazıları şöyle:
- Asgari ücret tespit komisyonunun yapısının katılımcı bir anlayışla yeniden belirlenmesini istiyoruz…
- Enflasyonun düşmesine rağmen fiyatları düşürmeyenlere karşı kamunun ve devletin daha fazla inisiyatif almasını istiyoruz…
- Emekli aylığı alt sınırının, asgari ücret düzeyine çekilmesini istiyoruz…
- Kayıt dışı istihdam ve işsizlikle etkin bir şekilde mücadele edilmesini istiyoruz…
- Milli gelirden ekonomik büyümeden ve refah artışından aldığımız payın arttırılmasını istiyoruz…
- Bireyi esas alan, düzenli asgari gelir yardımı sisteminin bir an evvel kurulmasını istiyoruz
- Doğal afetlere karşı güvenli konutlar ve şehirler istiyoruz"
- İş kazaları ile meslek hastalıklarının artık son bulmasını ve çalışanların, iş sağlığı güvenliği tedbirlerinin işverenler tarafından daha fazla gözetilmesini istiyoruz…
- Çocuk işçiliği ve istismarının önlenmesini mesleki yeterlilik belgelerinin yaygınlaştırılmasını istiyoruz.
- Kıdem tazminatında kazanılmış haklar korunarak erişiminin daha da kolaylaşmasını istiyoruz.
KAN, GÖZYAŞI, SEÇİM…
Mahmut Arslan’ın 12 Eylül 1977 tarihinde Taksim’de yaşanan ve 34 kişinin hayatını kaybettiği kanlı olayları hatırlatarak, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için hem devletin hem de sendikaların üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesini istemesi; 1 Mayıs’ın ‘lüzumu halinde’ birileri tarafından kullanılmasının önlenmesi talebiydi ki bu özel günün yüzüne sürülen kanlı kara ancak bu talebin gerekenlerin yerine getirilmesiyle silinebilir.
Arslan’ın, 14 Mayıs’taki seçimlere dikkat çekerken kullandığı, “Milletimizin iradesinin üzerinde hiçbir iradeyi tanımıyoruz” haykırışı ise hepimiz için geçerli bir gerçeğin dile getirilmesiydi.
BENCİLEYİN KUTLAMA…
Bendeniz de hepimizin 1 Mayıs’ını bencileyin kutlamak isterim:
Bir Mayıs’ın özünde emek ve ekmek vardır
Hak/hukuk çiğnenirse emeğe dünya dardır
Siyasi, patron, yasa… yoksa işi çok zordur
Dayanışma Günümüz yine de kutlu olsun