İstanbul’un boğazı varken bir de kanalı olacakmış. Artık nur topu gibi mi yok çamur dolu mu bilinmez. Şahsen bu projeyi ilk işittiğimde de sevmemiştim. Bu fakir milletin paralarını bu gibi verimsiz sevimsiz ve pahalı projelere harcamak yerine daha faydalı işlere yatırılmalı, harcanmalı diye düşünmüştüm. Abdülhamit zamanında da Sakarya’nın Karasu ilçesi ile Kocaeli Körfez arasında düşünülmüş ancak muhtemeldir ki parasızlıktan yapılamamıştır. Bu projen bariz özelliği ile ranta sebebiyet vereceğinden yapılmamalıdır. Çevreye zarar vereceği için yapılmamalıdır. Tarihi dokuyu bozacağı için yapılmamalıdır. Belki Katar başkanının anası gibi arsa spekülatörlüğü yapmaya hazırlanan varsa bu da bu fakir milletin sırtından haksız kazançtır.
1957 yılında bir Alman mimar profesör ders verir. O günler sağ görüşlü muhafazakar Demokrat Parti (DP) Adnan Menderes iktidardadır. Bu günkü Vatan Caddesi açılacaktır. Lakin bu iş için şehrin önemli tarihi yapılarını yıkmak gerecektir. Kendisi Hamburg şehrinin de mimarıdır. O günlerde derste şöyle söyler: “Gençler dua ediniz. İnşallah para bulamazlar da bu planı uygulamaya koyamazlar. O planlar kasalarında kilitli kalır. Aksi takdirde bir şehircilik faciası ile karşı karşıya kalacaksınız.”
İşte o şehircilik faciasında, hem de muhafazakar bir iktidarın eliyle yedi tane Mimar Sinan camisi yıkılmıştır. O tarihi panorama çok büyük zarar görmüştür.
Bu gün ben de dua ediyorum “inşallah şu para sıkıntısının had safhaya vardığı dönemde orayı yapacak para bulamazlar da yapamazlar. Çünkü başka türlü mani olunamayacağı görünmektedir. Ancak tarih tekerrür edeceğe benzemektedir. İstanbul’u Hak saklasın…