Ülkemize miras kalan medeniyetimiz, müzik ve sağaltım konusunda çağdaşlarına öncülük edecek pek çok örneği tarihinde barındırır. Selçuklu ve Osmanlı döneminde pek çok şifahane inşa edilmiş, buralarda müzik ve sağaltıma yönelik uygulamalar yapılmış ve 9. YY’dan 19. YY’a kadar pek çok önemli bilim adamı eserlerinde müzik terapiye yer vermiştir.
1940’lı yıllardan günümüze müzik terapi başta Amerika ve Avrupa olmak üzere, dünyanın pek çok farklı ülkesinde bir bilim disiplini olarak varlığını sürdürmektedir. Günümüzde ABD ve Avrupa’da müzik terapinin mesleki olarak tanınması ve kabul edilmesi ile ilgi önemli bir mesafe kat edilmiş ve standartlaşma, kalite güvencesi, belgelendirme konularında yapılandırılmış bir yol izlenmiştir. ABD ve Avrupa’da pek çok üniversitede lisans, yüksek lisans ve doktora programları bulunmakta, yalnızca ABD’de 6000 müzik terapist hastanelerde ve çeşitli kurumlarda görev yapmaktadır.
MÜZİK TERAPİ TÜRKİYE’DE UYGULANMAKTADIR
Son yıllarda dünyadaki gelişmeler doğrultusunda ülkemizde de müzik terapi hizmetlerine ilişkin gündem, yönelim ve talepler önceki yıllara nazaran oldukça artış göstermektedir. Yurt içinden ve dışından pek çok akademisyenin, müzik terapi alanı ile ilgili pek çok konuda uygulama, araştırma, inceleme yapmak ve yapılmakta olan çalışmalara katılmak ve desteklemek; proje hazırlamak, danışmanlık yapmak ve eğitimler sunmak yönünde taleplerinde bir artış olduğu gözlenmektedir. Yine, müzik terapi konusunda her yıl ulusal ve uluslar arası düzeyde seminerler, konferanslar, kongreler, sempozyumlar ve benzeri faaliyetler düzenlenmektir. Toplumun çeşitli kesimlerinden müzik terapi işbirlikli projeler konusunda talepler gelmektedir.
Türkiye’de 2013 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Daire Başkanlığı kurulmuş ve 15 uygulama alanı içerisinde müzik terapi de kabul edilmiştir. 13 Temmuz 2016 tarihinde ise Sağlık Bakanlığı tarafından “Müzik Terapi Eğitim Standartları” yayınlanmış böylece müzik terapi alanı yasal zeminde de tanınmıştır. Ayrıca 2013 yılında Müzik Terapi Derneği kurulmuştur. Dernek ABD ve Avrupa ile işbirliği çalışmaları yapmaktadır.
Sonuç olarak ülkemizde müzik terapi alanına gereksinim duyulmaktadır. Bu nedenle Üniversitemiz konuya öncülük ederek bünyesinde müzik terapi yüksek lisans ve doktora programlarının açılması, Üniversitemizin yanı sıra toplumumuzda farklı kurum ve kuruluşların müzik terapi hizmetlerine duydukları ihtiyacı büyük ölçüde karşılayacak; Üniversitemizin ulusal ve uluslar arası düzeyde daha iyi tanınmasına katkı sağlayabilecektir.
MÜZİK TERAPİ TIP, PSİKOLOJİ, MÜZİK DİSİPLİNLERİ
Müzik terapi tıp, psikoloji, müzik disiplinlerinin kesiştiği noktada yer alır ve pek çok alana hizmet eder. Bu sağlık alanı, ruhsal ve fiziksel olarak kısıtlılıklara sahip olan çocuk, ergen ve yetişkin tüm bireyleri, yaşlı ve engelli hizmetlerinden, çocuklarda hastalıklara veya günlük yaşama uyum sağlamaya kadar geniş bir alanı kapsar. Müzik terapinin çalışma alanları içinde psikiyatri, nöroloji, ortopedi, pediatri, geriatri, onkoloji, cerrahi bilimler gibi bilim dalları yer almaktadır.
Müzik terapistlerin çalışma alanları ise hastaneler, terapi merkezleri, özel okullar, bakım merkezleri, toplum ruh sağlığı merkezleri, huzurevleri, sivil toplum kuruluşları, cezaevleri, mesleki rehabilitasyon ve ev hizmetleri olarak sayılabilir. Günümüzde dünyada bir çok alanda çalışan müzik terapistler bulunmakta iken ne yazık ki Türkiye’de bu sayı çok kısıtlıdır. Bu anlamda müzik terapi, yakın gelecekte Türkiye' de önemli bir iş alanı olacak gibi görünmektedir.
Müzik terapi yeni bir disiplin olarak ortaya çıkışının hemen ardından ABD ve Avrupa’da hızla gelişmiştir. Bugün dünyada (Amerika, İtalya, İspanya, Finlandiya, Danimarka, Hollanda, Çin, Japonya vb.) 300’den fazla üniversitede müzik terapi lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimleri verilmektedir. Müzik terapi eğitimi; müzik dersleri (müzik teorisi, işitme, çalgı, müzik tarihi vb.), klinik dersleri (psikoloji, anormal psikoloji, anatomi vb.), genel dersleri (ingilizce, tarih vb.), müzik terapi derslerini (müzik terapi metotları, müzik terapi klinik pratiği vb.) ve stajı (süpervizyon, staj dersleri vb.) içeren son derece kapsamlı ve yoğun bir eğitimi içermektedir.
MÜZİK TERAPİ ALANINDA YENİ KİTAP
2018 yılından itibaren çeşitli Üniversitelerde müzik terapi sertifika programları başlamıştır. Diğer taraftan üniversiteler de müzik terapi yüksek lisans ve doktora programları açmak üzere çalışmalara başlamışlardır.
Türk tarihine baktığımızda müzik ve sağlık yüzlerce yıl merak konusu olmuştur. Selçuklu ve Osmanlı döneminde onlarca şifahane kurulmuş, bu şifahanelerde yüzlerce, binlerce hasta müzik ile tedavi edilmeye çalışılmıştır. Diğer taraftan dönemin bilim adamları konuyla ilgili pek çok kitap kaleme almış, bizlere eşsiz bir miras bırakmıştır. Yüzyıllarca sorulmuş olan soruların çoğu bugün hala gündemdedir. Geçmişin bilgisi Türkiye’de bugünkü müzik terapi yolculuğunda bizlere yol gösterecek/ yardımcı olacaktır.
Türkiye’de Müzik Terapi (Music Therapy in Turkey ) kitabı tüm dünyada çok prestijli bir yayın evi olan İngiltere menşeli Cambridge Scholars tarafından 2019 yılında yayınlanmıştır. Kitabın editörlüğünü Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı Öğretim Üyesi, Doç. Dr. Burçin Uçaner-Çifdalöz ve Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı Öğretim Üyesi Emel Funda Türkmen yapmıştır. Prof. Dr. Emel Funda TÜRKMEN 2006 yılında Gazi Üniversitesinden Doktorasını almıştır. Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet
AKÜ Çocuk ve Gençlik Korolarının yöneticiliğini ve Afyon Müzik Eğitimcileri Çalıştayının düzenleyiciliğini yürütmektedir. Müzik Eğitiminde Öğretim Yöntemleri, Müzik Araştırmaları, MüzikYazılarıveUlusaldanEvrenseleKütahyaTürküleriadlıdörtkitabıbulunmaktadır.
Doç. Dr. Burçin UÇANER ÇİFDALÖZ Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı Müzikoloji Bölüm başkanıdır. 2014 yılında Müzik Terapi Derneği (MÜZTED)’ni kurmuştur. Halen Derneğin Başkanlığını yürütmektedir.
ÖĞRENCİMİZ BURÇİN UÇANER’İN BAŞARILARI
Kitap 3 bölüm ve sekiz makaleden oluşmaktadır. Türkiye'de müzik terapisi algısına ilişkin makalede Burçin Uçaner, Türkiye’de müzik terapi ile ilgili yapılmış 33 yüksek lisans, doktora tezi ve 85 makaleyi incelemiştir. Araştırma sonucunda yapılan akademik çalışmalarda müzik terapinin tarihi ile ilgili bilgiler tekrarlandığı ve hastalara müzik dinletmek, konser vermek, özel eğitimde müzik eğitimi uygulamaları yapmak müzik terapi olarak algılandığı sonucuna varılmıştır. Uçaner makalesinde, bu çalışmaların müzik terapi değil, sağlıkta müzik uygulamaları (musicmedicine) olduğuna, müzik terapinin ayrı bir bilim dalı olduğuna vurgu yapmaktadır.
Barış Gürkan makalesinde Türkiye'deki müzik terapi yaklaşımlarını postmodernizm ve modernizm ikiliğinde ele alarak farklı bir bakış açısından değerlendirmelerde bulunur. Özgür Salur araştırmasında 20 şizofreni hasta grubu ileuzun bir eklektik müzik terapi süreci geçirmiştir. Giray Koçarslan makalesinde, 1852 yılında hizmete giren Powick Akıl Hastanesinde, İngiliz besteci Williams Edward Elgar tarafından hastalar için bestelediği bir eserden bahsetmektedir. Makalede bu eserin müzik terapi çalışmalarında kullanılması önerisinde bulunulmuştur.
Aslı Özyıldız'ın makalesi Benenzon müzik terapi modelinin bazı temel yönlerini özetlemektedir. Bilgehan Eren makalesinde özel ihtiyaçları olan çocukların eğitim ve tedavisinde bir terapi yaklaşımı olarak kabul edilen Orff müzik terapiyi ele almıştır. Lilian Maria Tonella Tüzün makalesinde, tüm dünyada büyük bir sorun olan mülteci çocukların topluma entegrasyonunda müzik terapinin rolünü tartışmıştır.
Sözkonusu kitap yayınevinin web sayfasından temin edilebilmektedir.
https://www.cambridgescholars.com/music-therapy-in-turkey