Uluslararası sözleşme mi olsun, anayasa değişikliği mi; özel kanun mu olsun, genel kanun mu?
Kahrolası mesele, uzun süredir gündemimizden çıkmış ve unutmuştuk!
Birileri; "fitne fırını"na ve "başörtüsü kazanı"nın altına kamyon dolusu odun attı, verdi körüğü ve ateşi harladı yine!
Evet, evet; çok geç kaldı bu iş!
Biz göbeğimizi kendimiz keseriz; uluslararası sözleşmeye neyim gerek yok!
Hem bu sözleşmeler, zaten anayasaya değişiklik olarak yansımak zorunda.
Onun için, bir an önce anayasa değişikliğimizi biz kendimiz yapalım; Başörtülüleri Recep Tayyip Erdoğan’ın ZULMÜNDEN VE HIŞMINDAN KURTARALIM da bacılarımız gün yüzü görsün ve rahata ersinler artık!
Ne olur ne olmaz; yarın öbür gün RTE ve RTE gibiler iktidara falan gelir de:
-bacılarımızın analarından emdiği sütü burnundan getirir,
-dört tarafı cennet olan vatanı dar eder,
-kamu binalarına sokmaz,
-eğitim hakkını elinden alıp okutturmaz,
-özel sektörde bile çalışamaz hâle getirir maazallah!
Allah razı olsun Kemal Kılıçdaroğlu'ndan!
Yürüdüğün yollarda ayağına taş değmesin, geçtiğin köprüler yıkılmasın!
Ha gayret Kılıçdaroğlu, sonuna kadar yanındayız!
Bu işi başarırsan; bütün günahlarının silineceğinden ve belki cennetin giriş katında kalmayıp firdevs-i âlâ'ya bile çıkabileceğinden emin olabilirsin!
RTE, sen de "engelleyeceğim!" diye boşa çırpınıp durma; hoşuna gitse de gitmese de o anayasa değişikliği ya olacak ya olacak!