Kastamonulu Şerife

İhsan Akça

Osmanlı devleti ömrünü tamamlamış, hasta adam yatağından kalkamaz olmuş, bunu fırsat bilen leş kargaları tepesine üşüşmüş, her yönden faaliyete geçmiş ama hasta adam kefenine sarılmadan önce Çanakkale’de kükremiş, ben daha ölmedim hastayım ama bu can daha çıkmadı, çıkmayacak bunu bilmenizi istiyorum der.

 Yurdun her tarafından hürriyet sesleri yükselmeye başlar. Bunlardan egede efeleri, Erzurum’da Kara Fatma’yı, Elazığ’da kokkaşları( hürriyeti olmayan Cuma namazı kılamaz diyen) Kahramanmaraş’ta sütçü imamı ama adı duyulmayan Kastamonu’nun Satı Köyü’nden Şerife’yi  anmaya ve anlatmaya çalışacağım.

Yıl 1921 Şubat ayı. Şiddetli soğuk insanın iliklerine kadar tesir ediyor. Millet Çanakkale Savaşı’ndan çıkmış, yaralar sarılamamış ama dünya fitnesi tekrar ayaklanmış Türkiye istiklale kavuşmadan tekrar üzerlerine çökelim demişler. Avrupalılar kendi aralarında harita oluşturmuşlar, herkes bir bölgeye talip. Bu günü asırlarca beklemişler. Ama bilmedikleri bir durum var. Yukarıda bahsettiğim kahramanlar ve onların başında Türkmen yiğidi Mustafa kemal arkalarında elinde kuran canını kanını seve seve hürriyetleri için verecek Türk milleti var. İşte bu günlerde Kastamonu’nun Satı Köyü’nden 22 yaşında bir çocuk anası kocası cephede şehit olmuş köylü gelini Şerife çıkmış.

Şerife o günlerde köyde yapılan bir düğüne gider. Orda genç kızlar gelinler ellerine düğün kınası yakarlar. Şerifeye de yakmak isterler. Şerife böyle bir teklifte bulunmayın yurdumuz kan ağlarken ben elime kına yakamam der ama ikna edemez. Eline zorla biraz kına koymuşlar daha elindeki kına solmadan Mustafa kemal in yurda sesleniş konuşmasını duyar. İlanı harp için ikinci bir emir bekleniyor. Şerife köyünde yaşlı bir kadına varır elini uzatır. Ana ellerimden bu kınayı çıkaracak bir şey biliyor musun der. Kadın sorar kızım neden bunu istiyorsun. Şerife benim milletim savaşırken ben elleri kınalı mı gezeyim der. Şerife çok duygusaldır. Hemen abdest alır iki rekat namaz kılar ellerini kaldırır, ağlayarak dua eder. Allah’ım ya bu elimdeki kınayı soldur ya da canımı al. Milletime huzur ihsan eyle derken aklına neden ben askere gitmiyorum gelir. Karar verir asker olmak için müracaat eder, kabul edilir. Bu arada beş aylık kızı da vardır. Kızı Sıdıka’yı kundağa sarar, sırtına alır, yola koyulur. Komutana varır komutan Şerife’nin gözü açık olduğunu fark eder. Der ki : ‘ Şerife sen bu mermi taşıyan arabaların başında çavuşsun hem de yavrun var. Ordumuzun en küçük neferi de Sıdıka olsun, onu da arabayla götürürsün’ der ve Şerife kabul eder.

Sıdıka’yı mermiler arasında uyutur. Yolda kar yağmaya başlar. Mermiler ıslanıyor. Sıdıka’nın üzerinden yorganı alır mermilerin üzerine örter. Yol arkadaşları ‘Şerife çavuş kızın hasta olur’ derler. Şerife çavuş sert bir tavırla: ‘Olursa olsun, dönersem bir Sıdıka daha doğururum ama mermiler ıslanır patlamazsa vatan elden gider. O zaman vatansız Sıdıka’yı ne yapayım. Ben babası ve Sıdıka yurdumun çakıl taşına feda olsun’ der. Savaş başlamıştır. Önder konuşma yapar. Bir veciz kelimeyle halkına moral verir : ’ Ey vatan sevdalıları. İnsanlar için en büyük silah azim ve imandır. Bu şeriat içinde sizlerin bu azmi zaferi siz kazanacaksınız. Allah yardımcınız olsun’ der.

Bayrak sevdalısı Şerife şehit düşer. Mustafa Kemal onun naaşını bayrağa sardırır. Sıdıka ile beraber Kastamonu’nun Satı Köyü’nde toprağa verilir. Mustafa Kemal Şerife’yi toprağa koyarken selama durur. Asteğmenim uğurlar ola, ruhun şad olsun, makamın cennet olsun, şehit Şerife Sıdıka milletine emanet. Nisan 1921 Şerifeler öldü, onun yerini dolduracak şerifeler var. Yangında omuzunda su hortumu taşıyanlar gibi analar ve vatan evlatları var. Vatan sağ olsun!

Şimdi bu cennet vatanda yaşayan 84 milyon milletim bugünlere nasıl gelmişiz görebildiniz mi? Neden şimdi bunların kıymetini bilmiyoruz. Bu millet bir daha Kurtuluş Savaşları yaşamasın. Bunu isteyenlere fırsat vermeyelim ki Şerifelerin ruhu şad olsun. Hürriyetler kaybedilmeden hürriyetin kıymeti bilinmezmiş. Bunu hiçbir zaman unutmayalım, çevremizde olup bitenlerden ibret alalım…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.