Anadolu coğrafyası tarih boyunca sığınma bölgesi olmuştur.
Elçi/Peygamber Musa yolunda olanlar yeğeni komutanı Yuşa ile Anadolu’ya sığınır. Elçi/Peygamber İsa’nın annesi ve havarileri Anadolu’ya sığınır yerleşir. İslam dinini yeniden düzenleyen Yezid’in/Mervan’ın soyu Anadolu’ya sığınır yerleşir. Sapkın Araplar sığınır yerleşir. Evlilik dışı doğanlar, işgal dönemi işgalcilerden olma olanlar ihanette birleşir. Yerleşik halk; bu farklı kimlikler karşısında varlığını yüksek Türk kültürü/töresi içinde korumaya çalışır.
En etkili olanı; İslamcılık, ümmetçilik görüntüsü alanındaki faaliyetlerdir. Tarikatlar, cemaatler sonrası dernekler vakıflar partiler eliyle örgütlü mücadele ederler.
Çıkar amaçlı birlikteliğe; varolan azınlıklar da döneklik yaparak gerçek kimliklerini gizleyerek yer alırlar. Kimisi milliyetçi, kimisi demokrat, kimisi cumhuriyetçi, kimisi devrimci, kimisi İslamcı kimlikle haraket eder. Çıkar ilişkisi bu sinsi hainlerin ortak noktasıdır. Her kesim; kendi hırsızını yalancısı sahtekarını hainini korur, kollar.
Onlar ki; yüzyıllar boyunca Türk Milleti’nin engin hoşgörüsü altında varlıklarını sürdürdüler. Yıllarca içlerinde biriktirdikleri zehiri kusuyorlar, kin ve nefretlerini sergiliyorlar.
Türk Milleti’nden, Türk Kültürü’nden, Türk tarihi’nden, Türk kahramanlarından, Türk Medeniyeti’nden Türk Ordusu’ndan rahatsızlıkta, ABD, AB, Siyonist, dinci, liboş, dönek, devşirme, münafık, fasık birleşmektedir.
Her coğrafyada tarih boyunca barışın huzurun, adaletin, güvenin teminatı olan Türk Milleti, farklı kültürleri korumuş, kollamış, halkların kendi kültürlerini yaşamasını sağlamıştır.
Ancak batıya baktığımızda, gittiği dünyanın her coğrafyasında eski medeniyetleri, kültürleri, dilleri yok ettiğini, haçlı emperyalist vahşi ideolojisini, dayattığı görülür.
Bu temel gerçek açısından bakıldığında; Batı, bilimde, teknolojide, insani değerlerde temel ilke ve belgelerle uluslararası sözleşmelere imza atmasına rağmenben ve öteki ayrımını tarihsel anlayış olarak devam ettirmektedir.
Bu temel gerçek ne yazık ki; batıda eğitim görmüş aydınlarda ya da İslam diye Arap hurafeleriyle beyni iğdiş edilmiş dincilerde yada dönmelerde ya da Avrasyacı düşünen aydınlarda gerekli uyanışı sağlayamamıştır.
Osmanlı ve cumhuriyet dönemi reformlara, askeri darbelere bakıldığında, AB ve ABD in Türk ordusunu ve Türk siyasal sosyal kültürel, ekonomik düzenini, kendine göre yeniden yapılandırma amacı taşıdığı görülür.
Batı’nın Türk kininin nedeni sadece Türkün Haçlı emperyalizme karşı dik duruşu, caydırıcılığı, Haçlı emperyalizm karşısındaki susturucu ve püskürtücü gücü değildir.
Batıya göre; Türk aydını ve ordusu ya yok olmalı yahut da ruhu köreltilmelidir. Türkiye’nin içinden elde edilecek hain ve gafillerle işbirliği içinde amacına ulaşmaktır.
Batı; özellikle son birkaç yılda, İslam dünyasında yakaladığı bu tarihsel fırsatı heba etmemek için çırpınıyor. Gerçekte nefret ettiği dincileri bağrına basarak var gücüyle desteklemesi, dincilerde, hayati emellerine uygun her şeyi bulmasındandır. İşte bugün bu mümkün gördükleri amaca ulaşmaya çalışıyorlar.
Haçlı emel ve egemenliğine karşı olan milli güçleri zaafa uğratmak, milli aydınlatma ve ilerletme güçlerini etkisiz kılmak kimlerin amacıdır?
İşbirlikçi, dinci, liboş, dönme ittifakının uyguladığı ABD ve AB politikaları, Haçlı emellerine tatmin fırsat ve imkânı yaratan, temelinden basiretsiz politikalardır.
Avrupa; Türk Milleti ile AB mevzuatı ve işbirlikçilerin desteği ile hesaplaşıyor. AB’nin açık amaçlarından biri, Türk kimliğini kaldırmak, kimliksizleşmiş yığın topluma dönüştürmektir.
Türk Milleti; milli ve manevi değerlerine, yeraltı ve yerüstü kaynaklarına, aydınlarına, vatanseverlerine ve ordusuna yönelik en kapsamlı ihanet dönemini yaşıyor.
Yeni Sevr‘in şartlarını, çeşitli gerekçelerle sineye çekilir bulan yeni Damat Ferit ekipleri ihdas edilip gereken yerlere oturtuldu. Ve bu yıkım ekibi, desteklenmeye devam ediliyor.
Avrupa’nın Türk Milleti’ni tarihe gömme düşünün gerçeğe dönüşmesinin talep belgesi olan Sevr, yenilenerek, ileri demokrasi, barış, özgürlük şarkıları altında uygulamaya konulmuştur.
İşbirlikçilerin Türk Milletine yönelik düşmanlığını değerlendirirken, bu arka planı unutmak gafletine gösterenler tarihi yanılgıdadır.
Tarihte olduğu gibi Türk Milleti’nin milli ve manevi değerlerine sahip çıkması, Batılı-Haçlı-işbirlikçi, dönme, liboş, döneklerin genlerini sarsacak, tarihsel rüyalarını karartacak, ufuklarını, yeniden söndürecektir.
Türk Milleti’Nin her bireyi, dirilişin, uyanışın idrakine sahiptir.
Günün Sözü: Hissettiğini hissettirmeyi de bilmeyenin söz söyleme hakkı yoktur.