Bu haberi bir internet haber sitesinden okudum. Evet ara sıra kiracı-ev sahibi kavgalarına şahit oluyoruz ama gün geçtikçe bu işin muhatapları artıyor. Sıkıntılar da beraberinde geliyor. Kim karar verdi de %25 diye böyle bir kanun çıkardıysa adeta “kavga ettirmek için özel hazırlanmış” gibi geliyor. İlk sıralarda Adalet Bakanı “TÜFE’den fazla isteyenleri haber verin” demişti. Doğrusu da buydu. Ama çıkarılan kanun fırtınalar estirmek isteyen birlerinin rüzgarı gibi oldu. Bu işten mağdur olanlar ya bir veya iki evi olup birisini kiraya verenler veya tek evini boş durmasın diye kiraya verenlerdir.
Bir yıl boş duran evimizi bu yıl “bari boş durmasın bir ihtiyacı olana verelim” dedik. Keşke vermeseydik. “TÜFE kadar artış yapılacak dedik. O günlerde TüFE%18 olduğu için yok “demedi. Ancak bu yıl%78 olunca işler değişti. Aslında o insan da bu kanun çıkması razıydı. Çünkü biz iki katı beş katı isteyen ahlaksızlardan değildik. Kanun çıkınca ayakları yer tuttu. Kira kontratı imzalarken “benim için kılık kıyafet artık bir şey ifade etmiyor. Ancak siz El Ezher’de okumuş bir insan olarak itikadı tam bir insan olmalısınız” dedim. “Kontrata demirbaşları yazma sadece TÜFE’yi belirt dedim. Müslüman malına zarar vermez asla” dedim. Söylediğim gibi daha önce anlaştığım orana razı olan hanımefendi kanun çıkınca kurum avukatına sormuş “kanundan fazlasını ödeme” demiş.
Biz her dini toplantıdan sonra ders veren konferans veren adama sorardık, “Umumhaneden alınan vergi ile aldığımız maaş ödeniyor, bu helal midir?” derdik. Onlar da “devlet süzgecinden geçince helal olur” derlerdi. Hiç kimse de bu kaypak cevaba inanmazdı. Ama çaresi yoktu. Helal olduğuna inanamadığımız halde maaş almaya devam ettik diğer devlet memurları gibi.
“Şimdi bizim kiracı devlet böyle dediyse benim sözümün ne önemi var” diye başka tavırlara yöneldi. Oysa ben ona indirim ricasını da ısrar edince onu da yapmıştım. Ey ahlak neredesin? YOUTUBE’da seyrettiğim bir din alimi nasihatte “bırakınız insan yapısı kanunu Allah’ın kitabında şöyle yazıyor” diyordu. Evet ikimizin söz verdiği, ahitleştiği mi değerli yoksa size birkaç kuruş fayda sağlayacak ama sözünüze zıt olana mı uyacağız. Zülfü yâre dokununca her şeyin ayaklar altına alındığı, inancın çıkarlar karşısındaki hezimetine şahit oldum. Ben kendim için ev aradım ve kendi evime yakın bir1+1 evi 3700 liraya tutarken bizim kiracı 3+1 evde 2300 liraya oturuyor.
Elbette kavga gürültü etmeyeceğiz. Lakin kılığa kıyafete karşılığımız kadar “ben buyum” demeye karşı olma notasına geldim. Yazık Müslüman nesil yetiştirmek isterken maalesef çıkarı karşısında fırıldak bir nesil mi yetiştirdik? Eğer kıyamet inancı varsa biz de birisinin yakasından yapışırız. Bir senelik kontratımıza uyup evi de tahliye etmiyor. Sanki ayrıldığı kocasından kalmış gibi… Bu %25 kanunu TÜFE olarak revize edilmelidir.