Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası Cumhuriyet tarihinin en büyük konut projesinin ilk haberini duyurdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelinen noktada fahiş kira ve ev fiyatlarına çözüm için dar gelirli vatandaşa kira öder gibi ev verileceğini söyledi.
Bilmem kaçıncı olan bu pakette her geçen gün artan ev fiyatları ve kiraları frenlemek için çözümün bir parçası gibi sunuldu; ancak gelinen noktada büyüyen sorunlar ortada duruyor ve giderek büyüyor.
Yüksek kur, yüksek faiz ve yüksek enflasyonun neticesinde ortaya çıkan ekonomik buhran, her alanda olduğu gibi konut sektöründe de yıkıcı olacak bir noktaya geldi.
Artık gelinen noktada orta ve alt gelir grubunun bir ev sahibi olması hayalden öte gitmeyecek gibi duruyor. Vatandaşın Allah yardımcısı olsun.
Bugüne kadar yapılan birçok projenin geniş ekseriyetle konut sektörüne katkısının ve vatandaşa yansıyan yönlerinin çok da çözüme dayalı olmadığını söylemek haksızlık olmaz.
Yine vatandaşa bir umut aşılandı, umarım bu gerçekleşir. Keza dünkü açıklanan projenin detayları paylaşıldığında daha net konuşmamıza imkan sunacaktır.
Kabine sonrası sorulara cevap veren Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, yüksek konut fiyatları ve kiralarda gerileme olacağını açıkladı. Bu temenninin gerçek olmasını yürekten istiyorum fakat zor görünüyor.
Fiyatlarda suni bir artış olduğuna dikkat çeken Kurum, demir ve çimento maliyetlerinin de gerilemeye başladığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan 81 ile sosyal konut projesini de hatırlattı. Kurum, “İnşallah vatandaşımızı her işte olduğu gibi konut işinde de kira işinde de aç ve açıkta bırakmayacağız” diye konuştu.
İnşallah bu kez orta ve alt gelir gurubu bunu hisseder. Proje hayata geçene kadar da artık altta kalanın canı çıksın. Kira düzenlemesi yüzde 25’le sınırlanmıştı; ancak bu da kağıt üzerinde kalmış durumda. Enflasyonun çok üzerinde kira artışları artık maaşları geçecek durumda. Bu çarpık durum biran önce giderilmeli. Keza artık iştahla artırılan kiralar ödenemeyecek duruma gelmiş noktada.
Dünya Gazetesi’nde bir haber okumuştum. Haber de “Kira göçü başladı” deniyordu.
Leyla İlhan’ın haberindeki detaylar bir hayli ilginç, “Yakında okullar öğretmen, fabrikalar işçi, restoranlar garson bulamayacak. Yabancılar nedeniyle kiralar ödenemez noktaya ulaştı. Herkes İstanbul'dan ve kıyı bölgelerinden kaçmaya başladı. İşçisinden memuruna, emeklisine herkes iç bölgelere yönelmeye başlamış.
Bu noktaya nasıl gelindiğine dair bir anlatı yapmanın anlamı kalmadı. Satın alma gücünün düşmesi fakirliği tetikledi.
Sorumlu olanlar, çözümü de umarım üretir. Yoksa bu yüksek maliyetli yaşam mücadelesi, hükumete elektrik, su, yol olarak dönebilir.
Özetin özeti; Tersine göç, seçmen göçünü de tetikler benden söylemesi…