Gözümüz-kulağımız Afrin’den gelecek haberlerde. kahraman ordumuzun zaferle yurda dönmesini bekliyoruz. Nefeslerimiz tutulu. Bağrımızda kızgın taşlar basılı. Şehit haberleriyle yüreğimiz dağlı. Bekliyoruz. Zafer bekliyoruz. Bir de bakıyoruz. Kırşehir Şeker Fabrikası özelleştirme kapsamına alınmış. Fabrikamız satılmak isteniyor. Zaten ekmek bulamayan Kırşehirli, şeker fabrikasının satılmasıyla daha çok ekmeğe muhtaç bırakılacak.
Türkiye’de seksenlerden beri özelleştirmeler yapılıyor. En çok da çok kazanan kuruluşlar satılıyor. Siz hiç gördünüz mü, kamunun malı iken satılıp, kâr eden bir kuruluş? Hiç duydunuz mu özelleştirilen bir kuruluşun daha iyi olduğunu? Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu satıldı. Sonuç halk süt bulamaz durumda. Türkiye Et ve Balık Kurumu satıldı. Sonuç halk et bulamaz durumda. Yem fabrikaları satıldı, halk hayvanlarına yem alamaz durumda. Şimdi hayvancılığımızı yeniden canlandırmak istiyorlar. Hayvancılığı desteklemek istiyorlar. Teşvikler yapıyorlar. Krediler veriyorlar. Et ithal ediyorlar. Herkesin ucuz ve bol alabileceği et ve süt sağlayabiliyorlar mı? Sorunu çözebiliyorlar mı?
Sayın Kırşehirli Ramazan Mirzaoğlu adında bir bakanımız oldu. On yıldır çürümekte olan, işletilmeyi bekleyen Kırşehir Şeker Fabrikamız faaliyete geçirdi. Fabrikamız yirmi yıldır ülkemizi ve Kırşehir’imize hizmet vermektedir. Prof. Dr. Ramazan Mirzaoğlu’na sevgilerimi gönderiyorum. Şeker fabrikamızı üretime kavuşturduğu için. Türkiye genelinde 5900 köy ve 500 bin köylü pancar üretimiyle uğraşmaktadır. Üreticilerin dışında 10 milyon insanımız, alt sektörlerinde ekmek bulmaktadır. Pancar kotası uygulamalarına rağmen, çiftçilerimiz pancar üretimle uğraşmaktan memnundur. Kırşehirli de çok memnundur. Pancar üreticisi olsun, fabrikasında çalışan işçisi olsun, Kırşehir esnafı olsun, hayvancılıkla uğraşan vatandaşı olsun, nakliye işiyle uğraşan kamyoncusu olsun, baklava kadayıf işine ekmek yiyen tatlıcıları olsun herkes şeker fabrikamızın çalışmasından memnundur. Fabrika sayesinde ekmek yemektedirler.
Türkiye’de yeteri kadar pancar şekeri üretimi yoktur. 500 bin ton şeker, 500 bin ton tatlandırıcı ithal eder. Bu acı tablo ortada iken, şimdi işlemekte olan eşek pancarı fabrikalarımız, özelleştirilmek istiyor. Daha açıkçası satılmak isteniyor. Üstelik dünyada şeker üretimi ile şeker tüketimi arasında fark varken. Üretimler tüketime yetmiyorken. Durum böyle olunca gelecekte insanlarımız daha yüksek fiyatlarda şeker bulabileceklerdir.
Bilinmesi gereken bir konu daha vardır. Biliyorsunuz şeker, hem şeker pancarından üretilir. Hem de şeker kamışından şeker üretilir. Dünyada şeker pancarından üretilen şeker % 33 tür. Şeker kamışından üretilen şeker ise%77 oranındadır. Ülkemizde şeker fabrikaları özelleştirilince, olacak sonuç, halkımızın daha çok şeker kamışından üretilen şeker tüketecek demektir. Oysa Kırşehirlinin ve Anadolu insanımızın bir şeker damak tadı vardır. Eğer elinde tıkır tıkır işleyen şeker fabrikan ve şeker fabrikamız varken, şeker fabrikamızın satılmasına engel olmazsan, yarınlarda şeker pancarından üretilen şekeri bulamayacaksın. Bulsan bile çok pahalı olarak şeker bulacaksın.
Şunu biliyor musunuz? Hangi ülkenin stoklarında şeker kamışından üretilmiş şeker vardır? Şeker demeyelim de ona tatlandırıcı şeker diyelim. Daha çok şeker kamışından yapılan şeker. Ve de mısır özünden üretilen şeker. Zaten şimdiki mısırlar da kısa adıyla GDO’lu mısırlar. Geni değiştirilmiş mısırlar. Onu da siz öğrenin. Hangi ülke O ülke? Bizim Afrin’de işimizi zora sokan ülke kim? Daha sonra bize şeker kamışından yapılan şekeri satacak olan ülke kim?
Şunu iyi bilelim. Bu özelleştirme olayı şeker fabrikası işçilerin bir sorunu değildir. Aynı zamanda bir muhalefet partisinin de sorunu değildir. Sorun tüm Kırşehirlilerin sorunudur. elbirliği ile bu anlamsız ve gereksiz özelleştirme olayına sahip çıkılması çıkılmalıdır. Hükümeti bu kararından vazgeçmelidir, vazgeçirilmelidir…