Ülkemiz asrın felaketi olarak adlandırılan bir deprem gerçeği ile karşı karşıya kaldı. Bence de asrın felaketidir bu depremler. 6 Şubat Pazartesi sabahı meydana gelen ve 11 ilimizde büyük yıkıma neden olan deprem sonrası birçok artçı sarsıntı meydana geldi ve gelmeye devam ediyor.
Deprem bölgelerinde neredeyse ayakta kalan sağlam bina sayısı bir elin parmaklarını geçmezken, binlerce insanımız hayatını kaybetti, binlerce insanımız yaralandı ve hastanelerde tedavileri sürüyor.
Güzel ülkem öylesine şiddetli bir depremle yüz yüze kaldı ki yüzbinlerce bina yerle bir oldu, yüzbinlerce vatandaşımız yaşadığı şehirleri terk etmek zorunda kaldı. Allah bütün vatandaşlarımızın yardımcısı olsun gerçekten hiç kolay atlatılacak bir durum değil dostlar.
Konuya depremle başladım ve hafta sonu yaşanan çirkin ve yüz kızartıcı “hükümet istifa” olayına getirmek istiyorum. Yani gerçekten böylesine ahlaksızca, böylesine edepsizce ve böylesine yüz kızartıcı bir tezahüratın ne yeriydi ne de zamanıydı sevgili okurlarım.
Hafta sonu iki erteleme maçı oynandı. Tribünlere gelen taraftarlar keyifli maçlar izledi ve takımlarının galibiyeti ile sevindi, beraberliği buruk bir sevinç yaşadı. Fenerbahçe ve Beşiktaş maçlarında ne olduysa birden tribünlerden “hükümet istifa” sesleri yükseldi.
Milyonlarca futbolsever televizyonları başında önce ne olduğunu anlamakta güçlük çektiler çünkü yayınca kuruluş tribünlerden gelen tezahüratlar sonrası sesi kısarak daha fazla duyulmasını sağladı. Ardından bir baktık önce Fenerbahçe ardından Beşiktaş tribünlerinden “hükümet istifa” sloganları atılmaya başladı.
Üstelik bu atılan sloganların atıldığı gün Beşiktaş taraftarı muhteşem bir kampanyaya imza atmış ve depremzede çocuklarımızın yüzünü güldürmek için farkını ortaya koyarak anlamlı bir davranışta bulunmuştu.
Siyah beyazlı kulüp “Çocuklar Hep Gülsün” diyerek yola çıktığı bu anlamlı organizasyonda “Bu oyuncak sana arkadaşım” diyerek ilk depremin yaşandığı saat olan 4.17’ye ithafen maçın 4’üncü dakika 17’nci saniyesinde deprem bölgesindeki çocuklara gönderilmek üzere yanlarında getirdikleri binlerce peluş oyuncağı tribünlerden sahaya gönderdi.
Vodafone Park’ın yeşil çimleri binlerce oyuncakla kaplandı adeta bir oyuncak bahçesindeymiş gibi hissettim biran kendimi. O gururu, o mutluluğu ve güzelliği görmek insanı bambaşka yerlere götürdü. Yani öylesine muhteşem bir akşamdı benim için.
“Bu oyuncak sana arkadaşım” kampanyası, siyah beyazlı taraftarlardan büyük ilgi görürken birden ne olduğu belli olmayan kendini ülkenin sahibi zanneden, hükümetlerin statlarda kurulduğunu zanneden bir güruh başladılar “hükümet istifa” diye tempo tutup tezahürat yapmaya.
Yahu siz kimsiniz? Sizin haddinize mi düşmüş “hükümet istifa” diye tempo tutup devletin bu acılı gününde yanında olmak yerine karşısına geçip hükümeti itibarsızlaştırmaya çalışmak ve canını dişine takan enkazdan can kurtaran başta AFAD, Kızılay ve gönüllü kurtarma ekiplerini alaşağı etmeye ne hakkınız var?
Hem Fenerbahçe, hem de Beşiktaş tribünlerindeki bu protestoların ne yeriydi ne zamanıydı. Bunları organize eden birileri var ve yakında ortaya çıkacak bundan yana kuşkum zaten yok. Bu protestoların organize olduğu o kadar belli ki birden başlayıp birden sustular.
Kendilerini kulüplerin sahibi zanneden, kendilerini her şeyin üstünde gören bu taraftar unutmasın o statları bu hükümet olmadan sizin yapmanız mümkün müydü? Şampiyon olacağız diye yola çıkıp milyarlarca Euro harcayıp sıfır başarı elde eden başkanlarını protesto edip istifaya çağırmıyorlar da hükümeti istifaya davet ediyorlar. Bre kendini bilmez densizler siz bu yetkiyi kimden aldınız?
Bre çapulcular, hükümetler statlarda mı kuruluyor? Hükümetleri siz bir avuç çapulcu mu seçiyor ki bu hadsizliği kendinde buluyorsun. Hükümeti beğenmiyor musun gidersin ilk seçimde oyunu verirsin ve değiştirirsin bu kadar basit.
Statlar kardeşlik ve barışığın, keyfin, eğlencenin yaşandığı en güzel yerlerdir. Sizin ne haddinize o statları siyasi arenaya dönüştürüyorsunuz. Hiç mi kendinizden utanmadınız. Sizde utanacak yüz olsa zaten bu hadsizliği yapmaz ve siyasetin kara deliğine kulüplerinizi çekmezdiniz.
Tribünlerde "istifa" sesleri sonrası MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, o sloganları "sorumsuzluk ve şuursuzluk" olarak nitelendirdi. Bahçeli, Beşiktaş üyeliğinden de ayrıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan da o sloganlara sert sözlerle tepki geldi. Kulüpler Birliği'nden yapılan açıklamada, “Yüz yılın felaketini yaşadığımız bugünlerde, ayrışma değil birleşmenin tarafında olmamız gerektiğini vazife kabul ettiğimizi vurguluyoruz” denildi.
Bu protestoların ardından başta Süper Lig olmak üzere birçok profesyonel liglerde oynayan takımlarımızdan anlamlı tepki geldi ve yaşanan bu talihsiz ve kara gecenin bir daha yaşanmaması için ellerinden geleni yapacaklarını söyleyip devletin ve hükümetin yanında olduklarını açıkladılar.
Siz İstanbul kulübü olarak kendinizi sanırım Türkiye’nin sahibi olarak gördünüz Anadolu ayağa kalkarak size en güzel cevabı verdi, bu da size kapak olsun. O kıt aklınızı kendinize saklayın yarın, bir gün size lazım olur bu da kulağınıza küpe olsun…