“İflas eden Kızılay AVM tahliye ediliyor” haberini okuyunca yine ve yeni bir mazi dalgasının azgın sularına kapıldım!
***
Önce ürkek ürkek dolaştığım ergen yaşlarımda, sonra, işim ve iş yerim gereği meslek hayatım boyunca ‘Kızılay’, ‘Kızılay Binası’ ve ‘Kızılay AVM’ ile göz göze, iç içe oldum hep…
Her şeyi renkli görüyoruz ama eski Kızılay Binası, eski fotoğraflar gibi siyah-beyaz yer edinmiştir hafıza albümümde…
***
Ulus’taki ‘Döner Merdiven’ namlı Anafartalar Çarşısı gibi Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren Emek İnşaat AŞ. sahipliğindeki gökdelen binasının yapımı 1959 yılında başlamış ve 1965 yılında tamamlanmış…
Ben doğduktan bir yıl sonra inşasına başlanan ve Mimar Enver Tokyay tarafından tasarlanan, Ankara’nın hatta Türkiye’nin ilk gökdeleni olan bina, civarındaki her şeyi baskılasa da, yamacına dikilmiş Kızılay Binası, içinde yer aldığı parkın yeşillikleri ile ittifak kurarak postasını koyuyordu o azmana…
Bu cümlemi ‘duygusallık’ ile ilişkilendirenler olabilir, ama öyleydi. En azından benim gözümde, gönlümde ve hatırımda bu haliyle yaşıyor…
***
“Hilal-i Ahmer Derneği’nin, İstanbul’un işgali sonrasında Ankara’ya taşınmasından sonra Genel Merkez olarak kullandığı” Kızılay Binası yıkılıp da ‘Kızılay AVM’ yapılınca ortaya çıkan taş soğukluğu, gökdelenin heybeti karşısında ezik / büzük kalmıştı…
Ali İnandım’ın, “5 Haziran 2010 yılında uzay aracına benzetmiş, ‘Uzaydan İnen Kızılay Binası’ diye isim takmıştık köşe yazımızda. “Vicdan azabını bina yapsanız, bu araca benzerdi herhalde” demiştik. Baksan hiç zevk vermeyen, rant canavarının dişi ya da pençesi gibi şehir merkezinde, bir çıkıntı olarak battı hep hem gözümüze hem içimize.” cümleleri ne demek istediğimin kanıtıdır.
Evet, gökdelene karşı görsel yenilgiden kurtulamayan ‘Kızılay AVM’, arsası üzerinde yükseldiği ‘Kızılay Binası’nın gazabına uğramış, eskinin ruhu yeninin kabusu olmuştu!
“İflas eden Kızılay AVM tahliye ediliyor” haberi de bunun kanıtıydı…
***
Kızılay Binası’nın 1979 yılında yıkılmasına ramak kalmıştı; 1976 ya da 77 yılıydı…
Mesleğe yeni başladığım Necatibey Caddesi’ndeki Gündem Gazetesi’nden çıkmış Kızılay’daki dolmuş duraklarına yürüyordum. Kızılay Binası’nın bulvar köşesine vardığımda Maltepe Köprüsü tarafından yaklaşık 200 kişilik bir grup, arkalarında polis panzeri olduğu halde sloganlar atarak korsan gösteri yapıyor ve hızlı adımlarla üzerimize doğru geliyordu. Panzerden yükselen ‘dağılın’ çağrıları karşılıksız kalınca sirenlerini açan panzer hızlandı, arkasındaki polisler de koşmaya başladı. Göstericiler ara sokaklara dağıldıktan kısa süre sonra silah sesleri duyulur oldu. Kızılay Meydanındaki herkes gibi ben de tam siper yere kapaklandım. Sol yüzümü yere yapıştırıp gözlerimi açtığımda ‘Kızılay Binası’yla göz gözeydim… O, yandan yandan bakarken, ‘Şimdi içinde olmak vardı anasını satayım!’ hallerim uzun sürmedi. Çatışma bitti, hayat normale döndü…
***
Kızılay Binası yaşatılsa, bugün asırlık binalar arasına girme heyecanı içinde olacaktı. 50 yaşındayken yer ile yeksan edildi. Yerine çirkin bir AVM dikildi ve adını da yıkılan binadan aldı. Buna en çok gökdelen sevindi! Kendisine diklenip duran mazisi dev ‘bücür’ yok olmuştu!
***
2023’ün eylül ayı geldiğinde, çılgın gündemin içinde kaybolan şu haber yayımlandı medyada:
“Yap-İşlet-Devret modeliyle Kızılay AVM’yi kiralayan şirket hakkında açılan mahkeme sonucu şirketin iflasına ve Kızılay AVM binasından tahliyesine karar verildi.”
SONUÇ: Kızılay bir AVM işletmecisi oldu!
ÇÜNKÜ: Kararda, “Kızılay’ın maliki olduğu taşınmaz tahliyenin gerçekleşmesi akabinde yeniden Kızılay yönetimine geçmiş olup…” deniliyordu.