Hayatın içinde hayırla ve şerle imtihan olacağımız ayeti gereği sonucunda çeşitli olaylar ve insanlarla karşılaşılacağı karşılaşılanların zorluk ve yorulmalar olunacağı, zorluklar yapanların kolaylaştırmayı gerektirirken bin bir yüküne yeni yükler eklemeye, onu içinden çıkılmaz hale getirmeye amaç edinen kendini bilmez imandan irfandan nasibi olmayanların zulmünü yapanlarda yaşamımızda görülmektedir.
Kolaylaştırmak deyince; İslam dini dışındaki insanlara dini sevdirme onlara yaşayarak dinin güzelliğini anlatma, namazları kılmama yada kazaya koyma, oruç tutmama kurban kesmeme değil, namazları vaktinde zamanında mümkünse cemaatle kılmaya, bir yıl boyunca yaklaşık 5000 TL sigaraya verilen para yerine çocukları mahrum etmek adına kurban kesme, kazanma deyince helalde kazanma, günahlardan uzaklaşma düşmanlıkları, günahlardan, kötülüklerden sakınma iyilikleri de ilke edinmektir.. Haramların dünya ve ahreti yok edeceğini bildirmektir.
Devletin yasalarına uyulmazsa hapisle cezalandırılıyorsa! Yaratıcımızın yasaklarını da çiğnersek; Resulullah (sav) buyurdular ki: Kıyamet günü, mütekebbirler küçük karıncalar gibi haşr olunurlar. Onları her yönden zillet bürümüştür. Cehennemde Büles denen bir hapishaneye sevk edilirler. Ateşlerin ateşi onları bürür. Cehennem ehlinin irinleri kendilerine içecek olarak verilir. Bu içeceğe tinetu`l-habal denir." Ahret geçitleri zordur. Zorlukları aşmakta ancak burada yaptıklarımız ibadet davranışlar ile mümkündür.
Peygamberimiz (s.a.v.) Yemen'in Cened vâliliğine tayin ettiği Muaz bin Cebel’e şu tavsiyelerde bulunmuştur: "Sen Ehl-i Kitap bir kavmin yanına gidiyorsun. Onları, bir olan Allah'a îmân ve benim de Resûlullah olduğuma şehâdete dâvet et." "Eğer bunu kabul ederlerse, onlara, Allah'ın her gün ve gecede beş vakit namazı farz kıldığını bildir." "Eğer bunu da kabul ederlerse, Allah'ın kendilerine, zenginlerden alınıp fakirlere verilecek zekâtı farz kıldığını bildir. Eğer, bunu kabul ederlerse, sakın mallarının en kıymetlilerini alma!" "Mazlumun duâsından sakın! Çünkü, bu duâ ile Allah Taâlâ arasında bir perde yoktur." Daha bazı tavsiyelerde bulunmasını isteyen Muaz bin Cebel "Yâ Resûlallah! Bana tavsiyelerde bulun." diye ricada bulundu. Resûl-i Ekrem Efendimiz, "Her ne halde ve nerede olursan ol, Allah'tan kork!""Günahın arkasından hemen iyilik ve hayır yetiştir ki, onu yok etsin!", "İnsanlara, güzel ahlâk ile muâmelede bulun!" Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Kolaylaştırın, zorlaştırmayın ve müjdeleyin." Bir rivayette de: "Uyumlu olun, teskin edin, ihtilâf etmeyin, geçimli olun, geçimsiz olmayın, Isındırın, nefret ettirmeyin..." buyrulmuştur. [Buhârî,]
Allah'ın fazlının, sevâbının büyüklüğünü, ihsanının bolluğunu, rahmetinin genişliğini ve imtihan sonucu başarının müjdesini anlatmalıyız. Ayetlere hadislere uymazsak kolaylık olmayacağını, Tebşir ve inzar (müjdelemek ve korkutmak) edicilikte sen şusun busun diyerek Allahın rahmetinden ümit kestirici sözleri bahsederek ürkütmemeli, nefret ettirmemeli. İnsanların gönlünü kazanmaya gayret edip, onlara karşı sert ve katı tutumdan kaçınılmalıdır. Çocuklardan, büluğa yeni erenlere, herhangi işlediği bir günahtan tövbe edip İslam'a rücû edenlere mülayim ve güler yüzlü ve hoş görüşlü olmalı, bunları ibadet ve mükellefiyetlere tedricî olarak yavaş yavaş, alıştırmalıdır. Bütün İslâmî emirler tedricen gelmiştir. Buna dâhil edilmek istenen gence veya girmek arzu eden yabancıya kolaylık gösterilirse, bu ona hafif gelir ve O'da kendiliğinden yavaş yavaş artırır. İşin başında zorluk çıkarılır veya yapabileceği hususunda tereddüde düşürülürse, girse bile, korkulur ki şevkle devam edemez, amellerinden zevk alamaz ve tamamen bırakabilir. Valilere, memurlara, halka rıfkla, merhametle davranmaları emredilmelidir. Bir işte, idârede, hizmette vs. de müşterek vazife almış olanlar iyi geçinmeli, ihtilâftan ifrad ve tefridden ve fitne-fesattan kaçınmalıdırlar. Çünkü mühim, gayr-ı mühim bütün işler ittifak olursa başarılır ve netice alınır. İhtilâfın girdiği yerde maksat elden kaçar. İmam (devlet reisi), tâyin ettiği memurlara fevkalâde fâzıl ve sâlih kişiler bile olsalar, hayır ve sabrı tavsiyede bulunmalıdır. Ayetlerde "Öğüt, mü'minlere fayda verir." (Zâriyât, 51/55) Allah uğrunda hakkıyla cihat edin. O sizi seçti ve dinde üzerinize hiç bir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim’in dinine uyun. Allah sizi hem daha önce hem de bu Kur’an’da Müslüman diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara şahit (ve örnek) olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a sarılın. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır! (Hacc, 78) “Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez” (Maide, 6) "Ey iman edenler!: Allah'tan sakınılması gerektiği gibi sakının. Sizler ancak Müslümanlar olarak can verin." (Âl-i İmrân, 3/102) Korku ve Ümit sağ ve sol eller gibi yan yana olmalıdır, ilim ve amel bir kuşun iki kanadı gibi olmalıdır. İnsanı gücü nispetinde sorumlu tutan İslâm dini, insanları zora ve sıkıntıya sokmak için gelmemiştir. Asıl amacı, insanların iç ve dış dünyalarının saflığını, sadeliğini, berraklığını her türlü zarardan kötülükten korumak ve emirlerini samimi ve içten yapmaktır.
Hz. Peygamber, her konuda olduğu gibi, dinin kolaylık prensibini hayata geçirmek konusunda da en iyi örnektir. Hz. Peygamber (sav) de hadisi şeriflerinde: "Muhakkak ki din kolaylıktır." (Nesai, İman, 28 Nesai, İman, 28) buyurmaktadır.
Dünyayı zorlaştıranlar acaba kim? Japonya'ya atom bombası atıp orada bitki bile yetişmesini engelleyen, mayaları, Aborjinleri, Kızıl derelileri, zencileri, Yahudileri dünyanın dört bir tarafına süren, Afrika'yı sömürgeleştiren ve köle olarak getirip, 1960 lara kadar ikinci sınıf insan olarak gören, Birinci ve ikinci Dünya savaşlarında onca masum insanların ölmesini sağlayan, Saddam gidecek demokrasi gelecek Irak düzelecek deyip ırak halkını parçalayan, Libya'da Demokrasi adına insanları kıran, bugün Suriye'de Esat gidecek deyip halkını zorunlu göçe zorlayan yüz binlerce insanın ölmesini sağlayanlar Kazıklı Voyvoda, Hitler, Korkunç İvan ve bugünkü batı devletleri ile global şirketleri yönetenler zorlaştırmıyor, sonrada Milletimizi kamplara bölüp de bugün teröre destek verenlerin yanında olacağız öyle mi? terör her türlü kriz ve darbeler zorlaştırmıyor mu?
Mutlu insan Kuran Kitabıyla eğitilmiş hadisler ışığında peygamber ahlakıyla ahlaklaşmış, okulda öğrenci, iş yeri sahibi, aşını pişiren ev hanımı, tarlasını süren çiftçi, tezgâhtaki sanatkâr hiç bir zaman fenalık düşünmeye vakit bulamaz.
Merhamet acımak değil hem acımak hem de acıtmamak birde öldükten sonra amel defterine her türlü kötülüğü yazdırmamaktır. Doğruluk sözde değil hem sözde hem özde güzellik yüzde değil yürekte olur, Uğrunda her türlü fedakarlık yapılacak gönül dostlar vardır mutlaka dini bir bütün ve kendini hak yoluna vefa yoluna vakfeden dostlara selam olsun. Mükemmel olan din İslam'dır Akrabalık bağları kopmuş, aile bağları, pekişmesi adına, bayramları gönül alma yerine tatil beldelerinde geçiren, iyilik etme yerine, şikayet eden, kadere rıza göstermeyen ve gayba inanmayanlar, İslam dairesindeyim diyebilir mi? Allah'ım Senden hidayet, takva, iffet, gönül zenginliği isterim. İblis ve nefisten tüm şerlerden rabbimize sığınalım İnşallah…