Ne güzel düstur! Ne güzel bir üslup! Sayın Recep Tayyip Erdoğan partisinden gidenler için böyle diyor. “Gidenlerin arkasından konuşmayınız”. Çünkü bir inanç kardeşliğimiz var. Çünkü bir ortak davamız var. Düne kadar beraberdik bu başka başka sebeplerle ayrılsalar bile hatta elimdeki bu çok büyük imkanı Türkiye’yi idare etme imkanını almaya çalışsalar bile konuşmayınız. Çünkü geçmişimiz daha kıymetlidir. Tam bir Müslüman idraki. Sağlam bir inanç kardeşliği, dava adamlığı göstergesi..
Bu üslup güzel bir üslup. Kendilerine milliyetçi dedikleri insanların birbiri arkasından küfür, yalan, iftira ve tehditlerini sıkça okuyoruz. En ağır hakaretlerle başlayan söz salatası “ciğerini sökerim, beynini dağıtırım, kalbini parçalarım…” gibi adeta sakatatçı üslubuyla saldırıyorlar. Karşılarındaki kadın bile olsa bir zamanlar “topuklu efe, başbuğ” dedikleri kadına “fahişe, kucağına oturduğun…”gibi bir insana yakışmayan ifadelerle saldırıyorlar. Kimseyi savunmuyoruz. Bu saldırılara cevap veren de, “onların mekanına ben torunlarımı yalnız göndermem” demektedir. Yeni mi öğrendin o on bir sapık ifşa olduğunda daha yirmisinin de sırada olduğunda sen de onların içinde onların bir parçasıydın.
Solun bu konudaki fütursuzluğu malum. İlk iftiraları, “hain, işbirlikçi, satılmış, ahlaksız, dönek...” gibi insani değerleri yıpratan ifadelerle saldırmaktır. Solun bu konudaki prensipsizliğini anlıyoruz ama diğerlerine söylenecek söz elbette vardır.
Müslümanda diğerlerinin geçmiş hukukuna saldırı gibi bir kötü durum olmaz elbette. İşte yaşananlarda da bun görmek mümkün. Şayet bir davanız varsa, bir dava arkadaşlığınız da var demektir. Öyleyse bu arkadaşlığa bu kardeşliğe de her ne şartta olursa olsun halel getirtmemek lazım. Davalar mı ticarileşti,yoksa dava adamları mı satılık duruma düştü siz karar veriniz.