Kör siyaset pandemiye karşı

Selami Mutlu

Elbette salgınla mücadele edeceğiz, elbette kurallara uyacağız. Ancak bu kuralları koyanlarda bilim kurulunun vereceği kurallara uymak işin içine siyaseti karıştırmadan yol almak zorundadırlar. Tıp otoritelerinden oluşan bilim kurulunun alacağı kararlara yine kendi içlerinden birinin kamuya açıklama yapması gerekir. Siyasetin konunun içine müdahil olarak topluma yön vermesi anlaşılır gibi değildir. Salgın sorununun başlamasından neredeyse altmış gün geçti ülkenin maske sorununu bile açıklığa kavuşturamadınız. Yok bedava verilecek yok parayla satılacak yok eczanelere gidecek kod numarası ile alınacak diye yaratılan Kaos ortamında vatandaş hala maskesiz. Sanki bizim ülkemizde yığınla maskemiz varmış gibi bir de ABD, İngiltere, İspanya, İtalya gibi Milli geliri bizden kat ve kat üstün ülkelere maske gönderiyoruz.

Anlaşılır gibi değil. Önce can sonra canan derler. Üstelik ABD PKK ve PYD gibi terör gruplarına finans kaynağı olan ve silah mühimmat gibi destek veren bir ülkeye maske gönderiyoruz. ABD’nin bu maskeleri PKK’ya verdiği gibi tereddütlerimiz de var. Kendi siyasi şovları için bu yanlışları yapanları da bu millet bir tarafa not edecektir. Salgınla mücadele edeceğiz diye kurallar koyup vatandaşları evlere soktunuz. Koca-koca Prof. etiketli tıp otoritelerini gerek medya ve televizyonlarda evde kal, elini şöyle yıka, böyle maske tak derken hepimizi dışardan tıp fakültesini bitirmiş hale soktunuz.

Salgınla gelen sıkıntıları evde kurallara uyarak karşıladık. Kuralları pek umursamayan bir toplumda bunu sağlamak bile bir başarı sayılır istisnalar olsa bile. Ancak vatandaşta ne sinir kaldı ne de sabır. Altmış beş yaştakiler ve yirmi yaş altı olanların yaşam hakları ellerinden alınmış durumda. Kimi aç evde, kimi işsiz kalmış yardıma muhtaç duruma düşmüşler. Sanki virüsü yayacak olanlar bunlarmış gibi bir kırgınlığa düşmüş çoğu. Salgının başladığı Çin’de bile haftanın belirli bir günü ve saatinde aileden bir kişiye zorunlu ihtiyaçlarını temin için izin verilirken siz Çin’den bile baskın çıkarak yalnız yaşayan vatandaşın zorunlu ihtiyaçlarını bile almasını kısıtlayıp, yaşam haklarını dahi ellerinden aldınız.

Yasaklarla beraber kolluk güçlerinden bazıları vur deyince öldürmeyi anlayıp, hem vurdular hem de elde silah jandarma ceza yazar diye korkup kaçanları kovaladılar. Terörist avına çıkar gibi cephede hareket eder gibi bir tavırla. Bu nahoş manzaralar taşrada daha kötü manzaralar oluşturdu. Vatandaşlar da bunun seyircisi oldular. Üstü başı beş paralık maskeyi bile dağıtmada zorlananlar, belediyenin örgütlü gücünü hiçe sayıp engelleyerek halka ulaşmasına yasak koydular. Toplanan yardım paralarına yasaklar koyup belediyelerin halka ulaşmasına set çektiler. Bütün bunlar kör bir siyasetin çağdışı ideolojik saplantılarının yarattığı sonuçlardır. Büyükşehir belediyelerini kaybetmenin acısıyla adeta intikam alır gibi belediyeleri saf dışı bırakma çabası kör bir siyasetin çabasından başka bir şey değildir.

Oysa belediyelerle beraber ortak akıl oluşturarak alınan kararlarla vatandaş daha az mağduriyet yaşayacak salgın daha kısa zamanda sonuçlandırılabilecekti. Vatandaşını koruyan ve kollayan bir anlayış, böyle dünyayı sarsan ve ölümlere yol açan salgın durumunda siyasi görüş farklılıklarını bir yana bırakıp ortak aklın kararlarını oluşturma yolunu seçerdi. Ne yazık ki bu gün kör bir siyaset ve ideolojik saplantılar sonucu ortalık toz dumandır. Siyasetteki bu kısır tartışmalar ve ben bilirim sen karışma politikası yüzünden toplumun sinirleri iyice gerilmiştir. Bu Şovmen siyasi anlayış ve saplantı yüzünden salgının bitmesi sonrasında ülkede baş gösterecek işsizlik ve ekonomik zorlukların yaratacağı olumsuz tablo yine halkımıza fatura edilecektir.

İşsizliğin ülkenin taşıyamayacağı bir boyuta ulaşmış olması yetmiyormuş gibi ekonomimizin de getireceği zorlu yıllar apaçık ortadadır. Artık bu açmazlardan kurtulmanın tek yolu kalmıştır. O da yeni ve erken Genel seçimdir. Hem siyasette hem de toplumda var olan gerilim seçim sonrası kapağı açılan lastik bot gibi yok olacaktır. Yeni bir siyasi oluşum yeni bir ruh ile güçlü bir “Meclis” yaratılarak “Demokratik Parlamenter Sisteme” dönüş toplumda bir rahatlama getirecektir. Ben bu ülkenin sevdalısıyım diyenlerin artık kör siyaseti ve inadı bir yana bırakarak ideolojik saplantılarından vaz geçerek aklın ve ülkenin yararına kararlar almaları gerekir. İçerde ve dışarda oluşmuş zorlu sorunlarımız vardır.

Daha şimdiden salgın ile beraber oluşan sorunlar dibe vurmuş, ekonomimizde kımızı çizgiler oluşturmaya başlamıştır. Ekonominin, tarımın, sanayinin, ticaretin, turizmin çarkları durma noktasına gelmiştir. Şimdiden tedbir alınmazsa bunun geri dönüşümü ülkenin yıllarını alacaktır. Sadece ithal ederek “Cumhuriyetle” kazanılan varlıklarımızı yok ettiğiniz gibi yine de krizden çıkılamadı. Milli varlıklarımız heder oldu. Ve siz hala salgın Türkiye’yi vururken oraya buraya “Millet Bahçesi” yapma “Rant” yaratma peşindesiniz. Bu tür kör siyasetin ve ideolojik saplantıların peşinde koşmak ne size ne de topluma yarar sağlamayacaktır.

Bizi virüs öldürmese bile sizin bu kör siyaset anlayışınız öldürecektir.