Bu asırda bütün dünyanın başında silahsız bir savaş olan Korona (Virüs Belası) dolaşmaktadır. Bütün dünya devletleri kendi çapında bu bela ile mücadele etmektedir. Kendi devletimiz de bütün birimleriyle Sağlık Bakanlığının önderliğinde oluşturulmuş olan Bilim Kurulu’nun görüş ve tavsiyeleri doğrultusunda yurdumuzda da tedbirler almaktadır. Bu tedbirlerin başarıya ulaşması için her ilin en taban birimleri görevlendirilmiş, mahalle ekipleri bile kurularak halkımızın bilinçlendirilmesi için uğraşılmaktadır.
Yazılı ve görsel basın kanalıyla bütün halkımız -Bu virüsten nasıl korunulur? Düşüncesiyle uyarılmış ve uyarılmaya da devam edilmektedir. Bütün hastanelerimiz ve sağlık elemanlarımız (en büyüğünden en küçüğüne kadar) seferber olmuştur. Sağlık ekibimiz evini, çocuğunu ihmal ederek görev yapmaktadır. Sağlık elemanlarımız ve devletimiz bu çabaların içindeyken vatandaşa düşen görev nedir? Bu tavsiyelere harfiyen uyarak hem kendisini hem de çevresini, virüsten, korumaktır.
Öyleyse tavsiyelerin temel kuralı maske kullanmak, sosyal mesafeye uymak ve her fırsatta elleri dezenfekte ederek virüsün yayılmasını önlemektir. Ama vatandaşlarımızın bir kısmı üzülerek söylemek gerekirse maske takmıyor, kalabalığa giriyor, temizliğe dikkat etmiyor ve en kötüsü bana bir şey olmaz diyerek büyük bir umursamazlığın içinde yer alıyor. Sevgili milletim kendi menfaatimize olan kurallar için muhakkak cezai işlem mi yapılsın, bunu mu istiyoruz? Bu umursamazlıklardan vazgeçelim. Kendimizin ve bütün milletimizin menfaatini düşünerek hareket edelim. Bu Korona belasının ekonomimize verdiği ve vereceği zararları unutmayalım. En önemli varlığımız olan sağlığımızın kıymetini bilelim. Sağlık çalışanlarımıza yardımcı olalım, onlara teşekkür edelim. Kurallara uyup onların işini kolaylaştıralım.