Başkanın konuğu köşesine bu gün ünlü bir vergi uzmanı, mali müşavir ve bağımsız denetçi, yazar, televizyon programcısı, TÜSİAV Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı Vergi Platformu Başkanı Cahit Serkan Kumdakçı’yı misafir ettik. Vergi ile, EYT ile denetimle ilgili önemli sorular yönelttik.
Veli Sarıtoprak: Son olarak 7440 sayılı yasa ile yeni bir vergi affı başvuru dönemini geride bıraktık. Türkiye’de vergi afları ile ilgili süreç, amaç, daha önce çıkarılan vergi afları konusunda ne düşünüyorsunuz.
Cahit Serkan Kumdakçı: Kamu alacağını ortadan kaldıran durumlardan birisi olan ve yasama tasarrufuna bağlı olarak gerçekleşen vergi afları Cumhuriyet tarihinde birçok kez kendisini göstermiştir. En son 7440 sayılı yasa cumhuriyet tarihimizin 39. vergi affı olarak karşımıza çıktı. İlk vergi affı olarak adlandırabileceğimiz yasa 17 Mayıs 1924 tarihinde yürürlüğe giren Umumi Af Kanunu ikincisi ise 5 Ağustos 1928’de yürürlüğe giren Elviyeyi Selased Vergilerinin Sureti Cibayetine dair yasa.
Vergi alacağının ortadan kalkmasının en doğal yolu, mükellefin vergi borcunu ödemesidir. Ancak, devlet bazen mükelleflere kolaylık sağlamak ve bazen de gecikmiş alacaklarının bir an evvel hazineye intikali gayesiyle vergi alacağının bir kısmından veya tamamından vazgeçebilmektedir. Vergi aflarının toplumdaki vergi bilincinin azalması ve verginin tabana yayılması konusunda olumsuzlukları olduğu düşünülse de vergi gelirlerinde ani yükselme, yönetim maliyetlerinde, vergi ihtilaflarında ve dolayısıyla yargı yükünde azalma, af sonrası güçlendirilmiş vergi uygulamaları ile gönüllü vergi uyumunda muhtemel artış, güçlendirilmiş vergi uygulamaları, makul ceza sistemi gibi yararları da vardır.
Vergi mükellefleri de oluşan sürekli yeni af beklentisi, affın dürüst mükellefler nezdinde yol açtığı adaletsizlik duygusu ve affın idarenin vergi uygulamalarında zafiyeti olduğu algısına yol açması ve vergi kaçırma eyleminin taşıdığı “suç” vurgusunda oluşturacağı gevşeme de vergi aflarının toplum üzerinde ki psikolojik etkileridir.
Veli Sarıtoprak: Uzun zamandır EYT Konusu ile gündem oldukça meşgul oldu. EYT Konusunda son durum nedir? Bu konuda bir değerlendirme alabilir miyiz?
Cahit Serkan Kumdakçı: EYT; açılımı emeklilikte yaşa takılanlar demektir. EYT sorunu 1999 yılında yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Kanununda yapılan değişiklikle ortaya çıktı. Bu yasal değişliğin temel amacı erken yaşta emekli olma imkanının etkilediği sosyal güvenlik sistemini düzeltmekti. EYT kanun değişikliğiyle 8 Eylül 1999’dan önce sigortalı olanların emekliliği hak etme koşulları değişti. Bu tarihten sonra emekliliğe hak kazanmak için sigortalılık süresi ve prim gün sayısının yanında yaş şartı da geldi. Yasa değiştirilmeden önce, emekli olabilmek için sigortalılık süresi ve prim gün sayısındaki koşulların karşılanması yeterliydi. Değişiklik öncesinde kadınlarda 20; erkeklerde ise 25 yıl sigortalılık süresi ve 5000 gün prim şartını yerine getirenler emekli olabiliyordu. Değişiklikten sonra ise kademeli olarak yaş ve prim gün sayısı arttırıldı. Son halinde ise prim ödeme gün sayısı işçilerde (SSK) 7200, esnaf ve çiftçilerde (Bağ-Kur) ise 9000’e çıkartıldı. Yaş şartı ise kadınlarda 58, erkeklerde 60 olarak emeklilik yaşı belirlendi.
Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) konusu uzun süredir Türkiye’nin gündeminde olan ve çözümlenmeyi bekleyen bir sorun halindeydi. Sorunun giderilmesi adına yapılan yoğun çalışmaların ardından EYT ile ilgili düzenlemeleri içeren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 03.03.2023 günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Artık 1999 yılı öncesinde sigorta girişi olan kişiler yaş şartına bakılmaksızın emekli olabilecek. EYT yasasının yürürlüğe girmesi sonrası prim ve sigortalılık süresi tamam olan 2,25 milyon vatandaş bulunuyor. Bu vatandaşların 1,6 milyonu 2023 Mart ayında başvurusunu gerçekleştirdi. Artık emekli maaşı almayı bekliyorlar.
Veli Sarıtoprak: Halihazırda TUSİAV Vergi Platform Başkanlığını yürütüyorsunuz. Platforunuz ile ilgili yaptığınız faaliyetler nelerdir. Amacınız, hedefiniz ve beklentileriniz nelerdir?
Cahit Serkan Kumdakçı: Ülkemizde çok dinamik ve sürekli değişken bir vergi sistemi mevcut. Vergi kanunları ülkemizde çok eski yıllarda yazılarak yürürlüğe konmuş. Örneğin en sık kullanılan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun kabul tarihi 31.12.1960. Hal böyle olunca güncel uygulamalar ve yasaların mevcut döneme uyarlanması tebliğ, sirkü ve yönetmelik dediğimiz ikincil mevzuatlar ile yapılıyor.
Öncelikle platform olarak vergi mevzuatını güncel olarak takip ediyoruz. Günlük yayınlanan tebliğ ve sirküleri, meclis plan ve bütçe komisyonuna gelen kanun tekliflerini değerlendirerek bunlar ile ilgili değerlendirmeler ve öneriler hazırlıyoruz.
TUSİAV adına, Bloomberg TV, Ekotürk TV gibi ekonomi kanallarında ayrıca ATV, Kanal D gibi ulusal kanallarda mevcut güncel mevzuat ile ilgili değerlendirmeler yapıyoruz.
Bundan sonraki dönemde Vergi uygulamaları üzerine iş insanlarına eğitimler ve bilgilendirme toplantıları gerçekleştirmek ve vergi bilincini toplum üzerinde artırmak ile ilgili çalışmalar yapmak istiyoruz.
Veli Sarıtoprak: Dijital çağda muhasebe mesleği ve geleceğini nasıl yorumluyorsunuz?
Cahit Serkan Kumdakçı: Dijitalleşme ve bilgi teknolojilerinin geliştirilmesi şirketler için büyük bir fırsattır. Ayrıca dijital çağın getirdiği dijitalleşme muhasebe mesleği için birçok değişiklik getirmektedir. Muhasebecilerin çalışma ve düşünme biçiminin değişeceği düşünmekteyim. Dijital çağda muhasebe mesleğinin geleceğinde muhasebecilerin yerine getirdikleri rutin görevler için dijital çözümler ve otomasyon kullanılacağı görülmektedir. Muhasebecilerin eleştirel düşünme ve yaratıcılık gerektiren görevleri ve faaliyetleri bulunmaktadır, bu nedenle bu görevleri otomatikleştirmekte o kadar kolay olmayacaktır. Bu doğrultuda dijital çağın muhasebe mesleğinin gelişimini etkileyeceği; rutin, tekrarlayan ve yapılandırılmış görevleri yakın gelecekte otomatikleştireceği söyleyebiliriz.
Bu bağlamda muhasebecilerin otomasyona hazır olması ve özel ve yeni bilgi ve beceriler kazanması gerekmektedir.
Veli Sarıtoprak: Profosyonel anlamda yaptığınız çalışmalar ve şirketiniz hakkında da kısa bir değerlendirme alabilir miyiz?
Cahit Serkan Kumdakçı: Yaklaşık 20 yılı aşkın süredir profesyonel anlamda mali müşavirlik ve mali danışmanlık alanında çalışıyoruz. Yurtiçi ve Yurtdışında bulunan birçok şirkete Ankara merkezli firmamız üzerinden danışmanlık hizmeti veriyoruz.
Ayrıca 2013 yılından itibaren 10 senedir Uluslararası Finansal Raporlama, Türkiye Muhasebe Standartları konusunda çalışmalar yapan bir bağımsız denetim ekibimiz mevcut.
Mali anlamda her konuda oluşan soruna çözüm üretebilecek geniş kadromuz ve SGK, Vergi hukuku gibi birçok alanda çözüm ortaklarımız mevcut.
Vergi davaları, Vergi İnceleme Müşavirliği, SGK ile ilgili uyuşmazlıkların çözümü konusunda uzun yıllardır çok başarılı bir şekilde süreç yönetimleri planlamaktayız.