Yeni bir Ramazan ayını daha idrak etmenin vermiş olduğu sevinç, huzur ve mutluluğu yaşıyoruz.
Bu mübarek ayın hayır ve bereketinden daha fazla hissedar olabilmek için; “Ramazan ayı, insanlara yol gösteren, hidayeti, doğruyu ve yanlışı ayırt edip açıklayan Kur’an’ın indirildiği aydır.” Bakara, 185.
Ramazan ayı, bütün insanlık için Rahmet, merhamet ve kurtuluş ayıdır.
Çünkü bu ayda, bütün insanlığı; müjdeleyen ve korkutan, uyaran, doğru yolu gösteren, hidayet eden, hakkı, batıldan ayıran, insanları karanlıktan, zulumattan aydınlığa, nura çıkaran Kur’an-ı Kerim nazil olmuştur.
Ramazan ayında raflarda asılı dolaplarda kilitli Kur’an indirildi. Kur’an Ramazan ayının derin Müslümanlarının ellerinde hatim indirmekteler.
Sevap kazanmak için Arapça okumaktalar. Elbette Kur’an Arapça bir kitap bilenler anlayanlar okumalı. Ülkemizde İnsanlarımızın konuştuğu dil Türkçe biz Kur’an’ı anlayacağımız dilde okumalıyız yani mealinde takip etmeliyiz.
Arapça okuduğumuz kitap bizleri değiştirmiyorsa anlamıyoruz demektir. Yaşadığımız hayata baktığımızda hayatımızda Kur’an’ın yeri nerededir?
Bu soruyu Kur’an-ı kerim hayatımızın neresinde? Siyasetimizde mi, ticaretimizde mi, ahlakımızda mı, adaletimizde mi?
Diye de sorabiliriz. Onu okur muyuz? Ya da ne kadar okuruz? Nerede, ne zaman ve niçin okuruz? Onu hiç anlayarak sindire sindire kendimiz için okuduk mu? Onu ne kadar tanıyoruz?
Tanınmayan, okunmayan bir kitap ne kadar anlaşılır ve ne kadar sevilir? Evet, sorular çok. Önemli olan bu sorulara vereceğimiz cevaplardır.
Hiç eğip bükmeden herkes samimiyetle hayatımızda Kur’an’ın yeri ve önemini bir iki cümle ile özetlesin dense ne deriz acaba.
Kur’an baş tacımdır, misafir odamın duvarında süslü kılıf içerisinde asılıdır. Ama doğrusunu söyleyeyim hiç açıp okumam mı diyorsunuz.
Ramazandan Ramazana kılıfından çıkarıp televizyondan hatim süzerim mi diyorsunuz.
Kabirlerde ölülerin ruhuna mı okuyorsunuz. Cuma akşamları açıp “Yasin” okurum mu diyorsunuz.
Herkesin cevabı farklı olabilir ama bu cevapların hiçbiri Kur’an’ın tanımladığı Müslüman tiplemesine uymaz.
İçinde bulunduğumuz çağda, modernliğin tesiri ile manevi ve ahlaki değerlerin yozlaştığı, sonu gelmez heveslerin bütün hayatımızı ve geleceğimizi kuşattığı bir dönemde, Rabbimizin rahmet yüklü mesajı Kur’an-ı Kerim’i okumaya, hayatımızın içerisinde yaşamaya, yaşatmaya çok ihtiyacımız vardır.
Allah kelamı Kur’an-ı Kerim ve Kur’an-ı Kerimin yaşanmış biçimi olan sünneti yaşamalıyız.
Kur’an bize kendimizi, Rabbimizi ve kâinatı tanıtmış, doğru yolu göstermiş, dünya hayatının engebeli yolculuğunda bizim sırat-ı müstakimde dimdik ayakta durmamızı ve dosdoğru yol üzere yürümemizi sağlamıştır.
Kur’an; Allah’ın kitabı, sözlerin en güzeli ve en doğrusudur. O, bizi en doğru yola ileten şifa kaynağımız, hidayet rehberimiz ve rahmet vesilemizdir.
Kur’an-ı Kerim, insanları inançsızlığın karanlıklarından hidayetin aydınlığına çıkarmak için Yüce Allah’tan gelen eşsiz bir hitaptır.
Daralan gönüllerimize ferahlık veren Rahmani bir ses ve nefestir. Bizler Müslümanlar olarak bu vesileyle Kur'an-ı Kerim'i hayatımıza indirmeliyiz.
Hayatımızın her alanında Kur'an-ı Kerim'i konuşturmalı ve yaşatmalıyız. Çünkü Kur'an-ı Kerim insanlar için indirilmiştir. Ben Müslümanlardanım diyenlerin yaşam kitabının adı Kur’an.
(11 Nisan 2023 tarihli Anadolu Gazetesi'nden alınmıştır.)