Kur’an’la Kur’an’sız hayat

Zafer Çam

Dünyanın her yerinde, cami köşelerinde, Kuran kurslarında, adı Müslümanlar bolca Kur’an-ı Kerim okurlar. Kur’an sayfaları üzerinde anlamadıkları dilde tekrar eder durular. Gerçekten okumuş oldukları Kur’an neden değiştirmiyor bu toplumları. Dersiniz…

İslam coğrafyası kan gölü haline getirilmiş. Adı Müslüman ülkelerde gözyaşı hiç eksik olmuyor. İslam coğrafyası ülkeler demokrasi gölgesinde cami İslamcılıkları yapıyorlar.

Büyük şeytan ABD ve çetelerinin öngördüğü kukla iktidarlar yönetiyor. Allah’ın okuyun emri bu mu?

Hayatınızı değiştirecek Kur’an-ı anlayarak, yaşayarak okuyunuz ki dünya Müslümanlardan bahsetsin. Bugün Müslümanlar dünyanın gündeminde varlar mı?

Çünkü okudukları Kur’an’a göre hayatlarını düzenlemiyorlar. Arap olanda okusa hayatını değiştirmiyor. Bir başka dilde olanlarda okusa değişmiyor.

Kur’an sayfa üzerinde kıratına uygun okuyup üfleniyor. Arapça okumaya verdiğimiz değeri Kur’an bana ne diyorsa verseydik bu kitabı anlamış olurduk. Ölmüş toprağa ve ölmüş bedenlere okunan bir Kur’an bizleri değiştirmiyor.

Bunun adına Kur’an okuma deniyor. Hayat kitabınız Kur’an-ı Anlayarak bir kez okudunuz mu? Bu soruya evet cevabını verecek Müslüman olan bir ülkede sizce kaç kişi vardır.

Sağcı muhafazakar iktidarımız var. Şu kadar Milli Görüşçümüz var, şu kadar Nurcumuz var, şu kadar Süleymancımız var, şu kadar tarikatlarımız var, şu kadar cemaatlerimiz var, şu kadar İslami grupçularımız var.

Şu kadar şuyumuz, şu kadar buyumuz var. Hepsini sayın alt alta üst üste koyun. Şu kadar ilahiyat fakültemiz var. İmam Hatibimiz var. Kur’an kursumuz var, var… Varrr…

Ben hepsini alt alta üst üste koyuyorum. Hayat kitabınız Kur’an-ı bir kez okudunuz mu. Rabbim bana Kur’an’da ne diyor diye.

Evet diyenler yüze kaç olmuştur. Türkiye’de hayat kitabı Kur’an-ı rabbim bana ne diyor diye okumamış, okumuyor.

Ey Müslüman gençliği birinci vazifen hayat kitabın Kur’an ile arandaki engelleri kaldırmak olmalı. Ben Müslümanlardanım diyenlerin birinci dersimiz bu olmalı.

Adamın biri papağan almaya karar vermiş ve şehrin en büyük kuşçu dükkanına gitmiş. Satıcı çeşit çeşit papağanlar gösterdikten sonra; "Şu arka bölümde en özel üç tane var isterseniz onları da görün ama çok pahalıdırlar" demiş.

Alıcı ''Para önemli değil çok özel bir papağan arıyorum, görelim" demiş ve arka bölüme geçmişler"

Satıcı, "Şu öndeki 5.000 dolar" deyince adam "ne özelliği var" diye sormuş.

Satıcı, "Kur’an hafızıdır ve sürekli ezbere okur" diye cevaplamış ve eklemiş " bu ikincisi de 10.000 dolar"

Adam ''Bunun ne özelliği var ki, daha pahalı" diye sorumuş,

Satıcı, "Bu hem ezberden okur hem mealini ezberden söyler" demiş. “Ama şu üçüncüsü 100.000 dolar" diye de eklemiş. Bunun üzerine adam tekrar "vay be, demek öyle, peki bunun ne mahareti" var deyince,

Satıcı açıklamış: "Bunun bir şey yaptığını duymadık görmedik ama bu ikisi sürekli ona "HOCAM, ÜSTADIM" deyip duruyorlar."

Bilmem bu kıssa bizlerin halini çok güzel anlatıyor. Bolca hafız, bolca Kur’an meali, bolca hoca ve üstadın olduğu yerde.

Kur’an’ı anlayan yaşayan çıkmıyor. Allah bu ümmete yeniden Kur’an’la diriliş nasip etsin diyelim.