Tarihlerden beri filozoflar ve alimler, Devleti yönetenlerde bulunması gereken özellikler üzerine kafa yormuşlar ve fikir üretmişlerdir. Platon Devlet adlı eserinde Devleti yöneteler “bilge” olsun der. Bilgenin özelliklerini tek tek sıralar. Yusuf Has Hacip Kutadgu Bilig adlı eserinde baştan sona, A’dan Z’ye Devlet yöneticilerine tavsiyelerde bulunur ve özellikle “adil” olmalarını ister. Farabi Medine’tül Fazıla (Erdemli Şehir) adlı kitabında bir idareciden bulunması gereken özellikleri sayar ve en başa, “aklı, zekayı ve fazileti” yerleştirir. Nizam’ül Mülk, Siyasetname isimli kitabında, devlet adamlarına yol gösterir ve adaletten, savunmadan ve birlikten bahseder. Bu alimlerin ve filozofların fikirlerinden çıkan sonuç şudur ki, Devleti yönetenler, adil, erdemli, bilge ve akıllı olmalıdır.
Bu hususta bizler de kafa yormaktayız ve yıllardan beri yönetimde ahlaki değerler ve kamu görevlilerinin uymaları gereken ahlaki davranış ilke ve kurallarını anlatıyoruz. Bizlerde seminer ve konferanslarımızda yukarıdaki hususları ayrıntılı bir şekilde kamu görevlilerine, öğrencilere ve vatandaşlarımıza aktarıyoruz.
İnşallah, bu haftadan itibaren Pazarcık Havadis Gazetesinde Alim ve Filozofların, Toplum hayatının mutlu ve huzurlu olması ve Devlet yönetimimin de adil ve erdemli olması yönündeki görüşlerine yer vereceğim.
Bu yazı dizisinde ilk olarak Kutadgu Bilig’le yani Yusuf Has Hacip ile başlıyorum. Allah (cc) Yusuf Hasa Hacip’ten razı ve memnun olsun. Rabbim (cc) Yusuf Has Hacip Üstadımızı kendi has makamında ağırlasın. Bizleri de o makama eriştirsin.
Bu duadan sonra Yusuf Has Hacip Hocamızın kısa bir özgeçmişini sizlere sunalım. Kutadgu Bilig adlı eserin sahibi Yusuf Has Hacip kimdir? Gelin birlikte tanıyalım.
Yusuf Has Hacip Karahanlı’lar devrinde yaşamış bir Alim ve Hocadır. Aynı zamanda edip, şâir ve devlet adamıdır. Doğu Türkistan’ın Balasagun şehrinde, miladi 1017 yıllarında doğmuştur. Asil bir Türk ve Müslüman âileye mensuptur. Yusuf Has Hacip ilk tahsilini ve eğitimini doğduğu yerde yani Balasagun’da aldı. Daha sonra Karahanlı Sarayı’nda Sultanların hizmetine girdi ve kendisine burada ‘Has Hâcib’ unvânı verildi. Bundan önce Balasagunlu Yûsuf, olarak tanınıyordu.
Balasagunlu Yûsuf, sırf ilme değil irfana da önem verdi. Yalnız akla değil izana da ehemmiyet verdi. Kendisini ilim ve irfan ile akıl ve izan yolunda çok iyi yetiştirdi ve geliştirdi. Kutadgu Bilig isimli meşhur eserini yazdığında elli yaşlarındaydı. Bu kitabını, Kaşgar’a gelip, Karahanlı hükümdarı Uluğ Kara Buğra Hana arz etti.
Buğra Han, ilim, ahlak, Devlet yönetimi ve akıl üzere yazılmış bu eseri çok beğendi. Kutadgu Bilig, Karahanlı Sarayında ilim tahsil etmek isteyenlere ders olarak okutulmaya başlandı. Buğra Han, Balasagunlu Yusuf’a “Has Hâcib” unvânı ile başvezir yardımcılığı makamını tahsis etti. Bundan sonra Yusuf Has Hacip Karahanlı Devletinde en yüksek memuriyetlerden bir göreve atanmış oldu.
Yûsuf Has Hâcib, devrinin alim ve mütefekkir bir yazarı ve Türk İslam târihinin mümtaz bir şahsiyetidir. Yusuf Has Hacip eserini, münâcât, nât, cihâr yâr-ı güzîn’i övme ile süslemiş bir Peygamber ve Sahabe Aşığıdır. Allah kendisinden razı ola. Yûsuf Has Hâcib’in vefâtı 1077 yılları civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Alimimiz, Hocamız ve kendisiyle iftihar ettiğimiz Yusuf Has Hacip’ten bahsetikten sonra şimdi de eserini yani Kutadgu Bilig’i tanıtalım.
Kutadgu Bilig, yukarıda da belirtildiği üzere 1070 yılında Yusuf Has Hacip tarafından yazılan ve devrin Sultanına sunulan bir eserdir. Türk Edebiyatı’nda çok mühim ve çok özel yeri olan bir eserdir. İslam kültürünün özelliklerini taşıyan ilk eserlerdendir.
Kutadgu Bilig, kelime manası olarak “Kutlu Olma Bilgisi” demektir. "Kutadgu" kelimesi, "saadet, kut" manasındaki "kut" kelimesinin üzerine isimden fiil yapan "+ad-" ekiyle fiilden isim yapan "-gu" ekinin eklenmesi sonucu oluşmuştur ve "bilig"le beraber "saadet, mutluluk veren bilgi ve ilim" anlamını taşımaktadır. Bu eser, birçok açıdan Türk tarihinde ilklerden bir olmuş bir eserdir. Doğu lehçesi (Hakaniye Türkçesi) ile yazılmıştır. Farsça ve Arapça kelimelerin de sıkla kullanıldığı Kutadgu Bilig, 6645 beyitten oluşur. Türk Edebiyatı’nın aruz ölçüsü ile yazılan ilk eseri olma özelliğini de bünyesinde bulunduran bu şaheser, edebiyatımızın ilk mesnevisidir.
Kutadgu Bilig, dört büyük merci (makam ve güç) arasında geçen hasbihal ve söyleşilerden oluşmaktadır. Eserde geçen dört büyük merci toplumda ayrı ayrı değerleri temsil etmektedir.
· Küntogdı hükümdardır . Hukuku ve adaleti temsil eder;
· Aytoldı vezirdir. Saadeti ve Devleti temsil eder;
· Ögdülmiş de vezirdir. Aklı temsil eder;
· Odgurmış ise akibeti ve kanaati temsil eder.
Yusuf Has Hacip eserinde işte bu dört şahsiyet üzerinden ve onların kendi aralarındaki diyalog ve hasbihalleri misallendirilerek Devlet Adamlarına ve Topluma tavsiye ve öğütlerde bulunur.
Yusuf Has Hacip adalete büyük önem verir ve temeli bunu alır.
Kutadgu Bilig adlı eserde,“Adaletin, Devlet’in Bekası” için taşıdığı önemi şu şekilde anlatır:
“1- Memleketi (Vatanı) korumak için asker gerektir. 2- Askeri beslemek için servet (Devlet Hazinesi) gerektir. 3- Bu serveti elde etmek için halkın zengin olması gerektir. 4- Halkın zengin olması için de adil yönetim (adalet) gerektir.
Bunlardan adalet eksik oldu mu, diğer üçü de eksik olur. Bu dördü eksik oldu mu, Devlet yok olur.”
Konu bu kadar net ve pratik şekilde anlatılır. Hz. Ömer’in (ra) “Adalet Mülkün (Devletin) Temelidir” sözünü Yusuf Has Hacip bu şekilde anlatır. Her iki Şahsiyet de aynı hususa işaret ederek, devletin bekasını adalete bağlarlar.
Yazımın bu noktasında Kutadgu Bilig’den bazı veciz sözlerle sizi baş başa bırakıyorum:
· Aklın süsü dil, dilin süsü sözdür. İnsanın süsü yüz, yüzün süsü gözdür. İnsan sözünü dil ile söyler. Sözü iyi olanın yüzü Nur gibi parlar.
· Akıl senin için iyi bir dosttur. Bilgi senin için çok merhametli bir kardeştir. Akıldan ve merhametten uzak olma.
· Allah'tan ne gelirse ona râzı ol! Allâh'a sığın, onun emrine itaatsizlik etme!
· İlim ve irfan çok iyi şeydir. İlim ve irfan ile uçup gökyüzüne çık.
· Bir insan bütün dünyaya tamamen sahip olsa bile, ancak iki top bez ile ahrete göçer. Yanında malından bir çöp dahi götüremez.
· Bu dünya genç kız gibi görünür ve sen kovalarsın o kaçar. Aslında o genç kız değil bir cadıdır. Cadı seni tuzağa düşürür ve sen çukura düştükten sonra kahkahalar atarak oradan uzaklaşır gider. Bu Dünya kimseye yar olmaz.
· Büyüklük taslayan, kibirli ve küstah adam, tatsız ve sevimsiz olur. Kibirli insanın itibari günden güne azalır. Böyle adamları kimse sevmez.
· Sözün kısası daha makbuldür. Çok şey anlatarak kafa karıştırma. .
· Dâima iyilik yap ki, kendin de iyilik bulasın.
· İşi adaletle yap, buna gayret et.Hiç bir zaman zulüm etme. Allah'a kulluk et ve O'nun kapısına yüz sür.
· Hangi işi olursa olsun, sana geleni tatlı dille karşıla. Her işte tatlı dilli olursan insanlar sana bağlanır.
· Hiç bir işte acele etme. Sabırlı ol, kendini tut. Sabırlı insanlar arzularına ve hedeflerine erişirler.
· Diline ve gözüne sahip ol. Boğazına dikkat et. Az ye. Helal ye.
· Söz ağızda iken sahibinin kölesidir. Ağızdan çıktıktan sonra sahibi onun kölesi olur.
· Yalnız kendi menfaatini gözeten dosta gönül bağlama. Fayda görmezse, sana düşman olur, ondan vazgeç.
· Hangi işe girersen, önce sonunu düşün. Sonu düşünülmeyen işler, insana zarar getirir.
· Başkasının zararını isteme, kendin de zarar verme; hep iyilik yap, kendi heva ve heveslerine hakim ol.
· Çok dinle, az konuş. Sözü akıl ile söyle ve bilgi ile süsle.
· Fenalık cahillikten doğar. Hastalıklar kötülükler hep aynı noksanlıktan ileri gelir. Fakat tedavi ile hastalara şifa verilebilir; terbiye ile kötüler iyi edilebilir. Okumak yoluyla da bilgisizlere bilgi verilmiş olur.
· Gönlünü ve dilini doğru tut!
· Halka faydalı ol, onlara zarar verme!
· Her mahlûk kendi nasibini alır. Yürüyenler yiyeceklerini ve uçanlar da yemlerini bulurlar.
· Huzur istersen zahmet çekmeyi göze al. Sevinç istersen devamlı hayırlı işlerde görev al. Çalışan her daim mutludur.
· İyi hareket et. Kötülerin zararlarını ortadan kaldır!
· Kara toprak altındaki altın, taştan farksızdır. Oradan çıkınca, beylerin başında tuğ tokası olur.
· Kimin sana biraz emeği geçerse, sen ona karşılık daha fazlasını yapmalısın.
· Kötülük değersiz bir şey olduğu için, onu yapan da değersizdir.
· Menfaat sandalyeye benzer. Başında taşırsan seni küçültür, ayağının altına alırsan seni yükseltir.
Evet, bu yazımızda bir büyük Üstad’a ve Türkistanlı bir büyük Alime yer verdik. Ben istiyorum her öğrencimiz ve her gencimiz Yusuf Has Hacip’i bilsin ve eseri Kutadgu Bilig’i okusun.
Kutadgu Bilig baştan sona kadar toplum fertlerine ve Devleti yönetenlere tavsiye ve nasihatlerle doludur. Bu tavsiye ve nasihatleri dinleyip de riayet edenler bu Dünya’da mutlu olur ve huzur bulur. Bu Dünya’da huzur ve mutlu oldukları gibi Cennete layık olurlar. Dinlemeyip de başına buyruk davrananlar da huzursuz ve mutsuz olduğu gibi (maazallah) Cehennemi hak ederler.
Bu hafta Kutadgu Bilig ve Yusuf Has Hacip üzerinde durduk. Haftaya yine bir filozof ve eserine yer vereceğiz. Yüce Rabbim (cc) nasip ederse haftaya Yunanlı Alim Platon ve Devlet adlı kitabına yer vereceğiz. Platon da Yusuf Has Hacip gibi benim Üstadımdır. Devlet yönetiminde ve toplum hayatında adaleti ve erdemi esas almış bir Filozof’tur . Platon, ruhun ölümsüzlüğüne inanmış ve maneviyata değer vermiş bir Tefekkür insanıdır.