Vahşi hayvanlar, tek yaşayan hayvanları yakalamaları kolay olduğu için, genelde hayvanlar sürüler halinde yaşarlar. Sürüleri kovalamaları hem avcı yeteneklerinin geliştirmelerini hem de o sürü içinde olan hastalıklı, yaşlı ve obur hayvanların av olarak yakalarlar. Hastalığın sürüye geçmemesine ve popülasyonun yaşamasına neden olurlar. Hayvanlar aleminde türler içi ve türler arası şefkat ve ahlak gibi özellilikler Yüce Yaratıcımız tarafından yüklenen Rahman c.c. (Esirgeyen, bütün canlılara ayrım sayısız nimetler ve rızıklar veren, onların ihtiyaçlarını gören ve yarattıkları hakkında hayır ve rahmet dileyen anlamındadır) isminin tecellisidir.
Hayvanların ilahi bilgiyle yüklenmesi sonucu deprem aşırı yağış gibi doğal afetleri huysuzlaşarak seslenerek, sahiplerini haberdar etmeleri de söz konusudur.
Hayvanların nefisleri olmakla, birlikte akılları olmadığı için imtihana tâbi tutulmamışlardır. İmtihanın temel şartı, kötülük ve iyilik gibi zıt kutupların çarpışması sırasında kişin hür iradenin devreye girerek nefis ve akıl ile kötülük ve iyiliği tercih etmesidir. Hayvanlarda akıl, meleklerde ise nefis olmadığı için imtihan dışı bırakılmışlardır. Melekler şuurlu olduğu için Cennet’e gidip Cennet ehline hizmet edecek ve yine şuurlarıyla Allah’a tesbih etmeye devam edeceklerdir. Meleklerin bir kısmı Cennet’te olduğu gibi, bir kısmı da (Fahruddin er-Râzî "ez-Zebâniyye"yi, "Onlar ehl-i meclis ve ehl-i meşveret olan azab melekleridir ki, şiddetle tutmak ve atmakla cehennemin işlerine memur olmuşlardır" şeklinde açıklamıştır. İnsanları şiddetle cehenneme itmeğe muktedir oldukları için onlara, "zebânî" ve başlarına malik denir.) yapıları itibariyle hiçbir sıkıntı duymadan, Cehennem hapishanesinin bekçiliğini/gardiyanlığını yapacaklardır. Hayvanların şuuru olmadığından Cennet’te yapacakları bir vazifeleri de yoktur. Cehennem’e gitmeleri halinde ise, hılkatları itibariyle sıkıntı çekmeleri kaçınılmaz olduğundan oraya gitmeleri de ilahî rahmete muvafık değildir. Nebe suresi ve tekvir suresine göre, yaratıldıkları toprağa tekrar döneceği bildirilmektedir.
Bir hadiste “Kurbanlarınızı sağlam, güçlü olanlardan seçin; çünkü onlar, Sırat köprüsünde sizin bineklerinizdir". [Kenzü’l-Ummâl] Bu rivayetten kurban olarak kesilen hayvanların da ruh ve bedenleriyle köprüden geçip cennete gideceklerini anlamak mümkündür. Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) hazretleri de, “Kurbanlık hayvanlar da şehittir; çünkü onlar, Allah Teala’nın emrine boyun eğerek kesilirler…” buyurmuşlardır. Ebedî olan Allah Teala’nın sadık dostu, ebedî olacaktır. Bâkî olan Allah’ın şuurlu aynası bâkî olacaktır. “İyi bilesiniz ki, Allah’ın velilerine/dostlarına korku yoktur, onlar üzüntüye de uğramazlar” [Yunus sunresi, 62] ayet-i kerimesinde samimi dostluğun kazanımlarının ehemmiyetine işaret edilmiştir.
İslam alimi Molla Cami cennete girecek hayvandan biri olan Ashab-ı Kehf'in köpeği Kıtmir için Farsça yazdığı şiirde; Peygambere; 'Eğer Ashab-ı Kehf'in köpeği cennete giriyorsa benimde girmem gerekiyor o Ashab'ı Kehf'in köpeği ise bende senin Ashabının köpeğiyim.' ifadesini kullanmıştır. Cennete girecek hayvanlar Ashab-ı Kehf'in Köpeği, Hz. Yunus a.s. İsmin aldığı ve karnında kaldığı yunus balığı, Hz. İsmail a.s. yerine kesilen koç, Hz. Salih a.s. devesi, Hz. İbrahim a.s. danası, Hz. Uzeyr a.s. merkebi, Hz. Süleyman' a.s. Belkıs'a gönderdiği Hüdhüd Kuşu ve karıncası, Hz. Musa a.s. sığırı.
BBC tarafından yayınlanan belgeselde, leopar babun sürüsüne saldırır yavrusuyla olan anne geride kalır anne babunu öldürür ve yedikten sonra yanında bulunan 8 günlük yavru babuna, dişleri ile şefkatle tutması, pişmanlığı göstermesi annesi gibi sırtlanlara karşı korumasının özverisini görüntülemişlerdir. Leoparın Yüce yaratıcımızın karşısındaki Nebe ve tekvir suresi ayetlerine karşı yaptığı haksızlığa karşı pişmanlığının görüntüsüdür. Nebe suresi 40 ayetinde; Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. O gün kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve kâfir diyecek ki: "Ah ne olaydı, ben bir toprak olaydım Tekvir suresinde ‘’5. Vahşi hayvanlar, toplanıldığı zaman’’ İbnü Ömer, Ebu Hureyre ve Mücahid'den rivayet edildiğine göre, Yüce Allah o gün hayvanları da huzura getirecek, birbirlerinden haklarını alıp ödeştirecek ve sonra onlara, "toprak olun" buyuracak, hepsi toprak olacak. İşte kâfir bunu gördüğü zaman onlar gibi toprak olmayı isteyecektir. Allah c.c. İnsanlardan bir kısmını cennette bırakmak isterse yapar.
Hayvanlar, böyle bir işleme tabi tutulunca insanlar da yaptıkları haksızlıklar ile yapılan haksızlıklara karşı kısas cezasına uğrayacaklardır.
Müslim ve Tirmizî'de Ebu Hureyre'den rivayet olunduğu üzere Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Muhakkak hakları sahiplerine vereceksiniz. Hatta boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan kısas yoluyla hakkı alınacak.". Ahmed b. Hanbel'in rivayetinde: "Ve hatta karınca karıncadan hakkını alacak." Katade de bu âyette demiştir ki, "Her şey, hatta sivrisinek kısas için haşr olunacak." Razî de tefsirinde şöyle der: Mutezile demiştir ki: Yüce Allah o gün hayvanların hepsini toplayacak ki, dünyada ölüm, öldürme ve diğer yollarla onlara gelmiş olan elemlerin karşılığını versin. İlâhî adâlet her yönüyle tecelli edecektir.
Allah c.c., kullarını bu ayette uyanmaya dâvet ettiği için: “Ey insanlar!. yakın bir azap ile korkutmuş olduk. Kâinatın yaradılışına göre vuku bulacağı yakın olan kıyamet azabı ile tehdîd etmiş bulunduk” diyerek bizleri ayetin akıbetine karşı uyarmıştır.
Bizler o gün için hazırlanmalı, dünyada iken, nasıl işler ile meşgul bulunmuş, hayır mı yapmış, yoksa şer mi işlemiş olduğuna bakılacak ve yaptığı şeylere göre, mükâfat veya ceza görecektir. Kâfir de Herhangi bir dinsiz de uğradığı şiddetli azaplardan dolayı heyecanlarını, üzüntülerini göstererek (ah ben keşke) ahrette, dünyada iken (bir toprak olaydım) mükellef olmayan bir taş, bir toprak mahiyetinde bulunsa idim de şimdi bu azaplara mâruz kalmasa idim. (diyecektir.) Böyle boş yere pişmanlık gösterecektir
Azaptan kendimizi kurtarmak için vakit geçirmeden taklidi değil, tahkiki iman etmeli, o gün kişinin kendi yaptıklarına ve cuzi iradesiyle kendi kazancı olan iyi ve kötü ne yapmış olduğuna bakacağına göre, oradaki pişmanlığın bir faydası olmayacaktır.
Her akıl sâhibi insan, dünyada ve fırsat elde iken hayatımızı düzeltmeli. Üzerimize düşen kulluk vazifelerini yerine getirmeye çalışmalı, yapmış olduğu kusurlardan dolayı pişmanlık duyarak tevbe ve istiğfarda bulunmalı. Takva, ibâdet ve itaat yolunda çalışarak muttaki kullar hakkındaki ilâhî müjdelere de aday olmalıyız, Kerîm, rahîm olan yaratıcımızdan böyle bir müjdeye kavuşma niyâzında da bulunmalıyız, Başarı Allah'tandır. Selam ve duayla…