Bütün varlığını, fanilere bağlayan her gönül, hüsran ve tehlikeye namzettir.
Çünkü o fani cazibeler bir gün gelip yok olacaktır. Hangi fani vardır ki, sana senden evvel yıkılıp gitmeyeceğini ve senin bütün emellerini bahşedebileceğini vaat edip, temin edebilsin.
Aleyhi'ssalatü vesselam Efendimiz buyuruyor ki: “Mümin taze ekin gibidir, rüzgar estikçe yatar. Fakat yine doğrulur; kalkar. Kafir ise çam ağacına benzer, rüzgar estikçe gürler. Ama bir kere yıkılırsa, bir daha kalkmaz; çünkü kafir faniye, geçici varlıklara; mümin ise Hay ve Baki olan Allah'a bağlanmıştır.
Elbette insanlara bilgili idareciler lazımdır. Fakat, onların çoğu ateştedir. buyurulmuş ise de; idarecilerin çoğunlukla zulüm ve haksızlık yapacakları içindir. Yoksa, hepsi cehennemliktir, demek değildir.
İdarecinin hayırlısı, yardımcısı sadık olandır. Netekim, hadis-i şerifte Allah (c.c); bir idareci hakkında hayır murat ederse, onu sadık bir vezire yakın kılar. O vezir, onun unuttuklarını hatırlatır.
Hatırına gelenlere yardım eder. Eğer, bir idareci hakkında, Allah korusun, bunun aksini murat ederse, onu bir hain vezire yakın kılar, vezir de, unuttuklarını hatırına getirmez, hatırladıklarında da kendisine yardım etmez, buyurulmuştur.
Abdullah bin Semure Hz.leri: Ey Abdurrahman! İdareci olmayı isteme. Eğer, isteğin yerine getirilir de verilirse, kendi nefsine vekil olunursun, yani, mânevî yardım göremezsin. Eğer, sen istemeden bu makamlar sana verilirse, Allah indinde yardIm olunursun, buyurulmuştur.
Yakında, siz bu idareciliğe hırslı olursunuz ve kıyamette pişman olursunuz. İdarecilik ne güzeldir ki, refah ile vakit geçer ve onun elden kaçırılması ne fenadır ki, dünya kazançlarından mahrum eder. Kendisine ise nedametten başka bir şey kalmaz. buyurulmuştur.
İlm-i-kelâmda: Müslümanlar için, dini bir idareci, elbette lâzımdır, buyurulduğu için, ehl-i-İslam’a bir idareci lâzımdır.
"Ey iman edenler! Allahu teâlâ'ya ve Resûlüne ve içinizden idarecilere itaat ediniz" âyeti kerimesinden anlaşılmaktadır.
Hoşa gitmeyen ve ilk bakışta zulüm ve eziyyet gibi görünen işlerin, kendi kötü hareketlerinin bir neticesi olduğunu düşünmeli, Cenabı Hakka sığınmalı, tövbe ve istiğfarda bulunulmalıdır.
Netekim, hadis-i şerifte; Siz, nasıl olursanız, idarecileriniz de öyle olurlar" buyurulmuştur.
Meşhur Haccac'a: Sen, Ömer radiyallahu anh hazretlerinin adaletini duyduğun ve bildiğin halde, Allah'ın kullarına neden zulmedersin? diye sormuşlar.
Yani, Ömer'in zamanında ki Hazret-i Ebû-Zer radiyallahu anhin ahlâkı ile ahlâklanırsanız, ben de size Ömer gibi adalet ederim, cevabını vermiştir.
İnsanlar, idarecilere daima dua etmelidir. İdarecinin eksik Tarafı varsa bizlerde eksiğini gidermek için Yardımcı olalım. Başarılarını da destekleyelim…
Bu dua, Allah'ın bütün kullarına şamil olacağı gibi, dua edene de Şâmildir. Çünkü idarecinin iyilik ve doğruluğu, Bütün insanların iyiliğine ve doğruluğuna sebeptir.
Bir diğer hadis-i-şerifte de: Müslümana lâyık olan; hoşuna gitse de gitmese de, emirlere uymak ve itaat etmektir. Yeter ki, o emir Allahu teâlâ'ya isyan ve günah mahiyetinde olmasın, günah ile emrolunursa dinlemek ve itaat etmek lâzım gelmez. buyurulmuştur.
Bir diğer hadisi şerifte de: idarecilerinize sövmeyiniz, Zira, onların iyiliği, sizin iyiliğinizdir buyurulmuştur. Rabbim: iyilerden olmayı ve iyilerle karşılaşmayı nasip eylesin.
Sabır ile haksızlıklara göğüs gererim; katlanamaz ve geremezsem ölürüm! Onun emri, zaten öleceğim; böyle bir iman ve böyle bir sadakatle ölürüm. Kendime kalırsam bir hiçim; ama ona, iman ile her şeyim diyebilmek ve bunda sadakat etmek ne kadar büyüklüktür!
İnsan için bundan daha büyük kuvvet ve şeref var mıdır? Allah'ım, fanilere değil sana bağlanmayı nasip et. Devleti milletime Hayırlı İmanlı İdareciler nasip etsin. ÂMİN…