Mansur Yavaş, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturduğu günden bu yana STK temsilcileri, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerini, siyasileri, sanat ve spor camiasının önde gelen isimleri başta olmak üzere uluslararası birçok temsilciyi makamında ağırladı.
Bu ziyaretlerden birini de Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Türkiye Temsilcisi Katharina Lumpp ve beraberindeki heyet gerçekleştirdi. Başkan Mansur Yavaş’ı makamında ziyaret eden Lumpp ve heyeti, Yavaş’a hayırlı olsun dileklerinde bulundu.
Yavaş-Lumpp görüşmesinde mültecilerin toplumsal entegrasyonu ve mültecilerle ilgili projeler gündeme geldi. Bu görüşmede ele alınan önemli bir konu basının dikkatinden kaçmadı. Neydi o konu derseniz elbette mülteciler sorunu.
Mülteciler genelinde ele alınan konunun temel öznesi aslında ülkemizde sayısı 4 milyonu bulan Suriyeliler oldu. “Geçici Koruma” statüsü ile ülkemizde koruma altında olan iç savaş mağdurlarına yönelik kapsayıcı bir değerlendirme yapan Mansur Yavaş, konuya ilişkin önemli değerlendirmeler yaptı ve olması gereken bir bakış açısını ortaya koydu.
Bizler misafirperverliği ile bilenen bir milletiz. İlk başlarda tüm toplumun kardeşlik görevi olarak benimsediği bir göç hareketi ve dünyaya örnek olan dayanışma son dönemlerde özellikle ‘Suriyeliler evlerine’ gönderilsin olayına döndü. İş öyle bir boyuta geldi ki artık sosyal medyada her gün bu konu ile yatıp kalkar olduk.
Suçlu Suriyeliler mi? Planlanamayan yoğun göç dalgası karşısında çaresiz kalan devlet mi? Orasını iyi incelemek lazım. Maalesef; Türkiye halen Suriyeliler konusunda planlı, çerçevesi çizilmiş bir politikaya sahip değil.
Birçok hayati konuda plansız ve başarısız olan Türkiye, kültürel alanda başarılı olamadı, eğitim alanında başarılı olamadı, deprem, gecekondulaşma ve dini meselelerde başarılı olamadı. Suriyeliler konusunda da tecrübeli bir devlete yakışır bir proje ortaya koymakta zorlandı.
Suriyeliler vatanlarına kısa vadede gidemeyecektir gitmesi de zor görünüyor. Zira katil Beşer Esad rejiminin bölgede yaptığı katliamları her gün görüyor ve okuyoruz. Binlerce insanın katline canlı canlı şahit oluyoruz.
Artık, önümüzde uzun yıllar yaşamak ve yönetmek zorunda kalacağımız devasa bir Suriyeli meselesi var ve bu gerçekle artık yüzleşmeliyiz, yüzleşmek zorundayız da.
Sorumlu bir devlet adamının yaklaşımını ortaya koyan Mansur Yavaş konuya ilişkin bakın neler diyor, “Ülkemizin her yerinde mültecilerle yerel halk arasında tartışmalar ve kavgalar artmaya başladı. Halkta ‘devlet Suriyelileri besliyor, bize bakmıyor’ gibi bir intiba oluştu. Benim belediye başkanı olarak böyle bir bakış açım yok. Bu insanların mutlaka eğitilmesi gerekiyor. Bu ülke içerisindeki bakış açısını değiştirecek ve meydana gelen çatışmayı engelleyecek şey, eğitilip entegre olması. Başka bir çare yok. Bunun farkındayız.”
Suriyelileri “bedavacı, nargileci, sorumsuz veya ülkesini terk eden kaçaklar” olarak görmek provokasyon yapmak, münferit bazı gelişmeleri belli odaklarca gündeme taşıyarak Suriyelilere karşı nefret tohumları yeşertmek bu ülkenin sahiplerine yakışmaz.
Elbette bir gün Suriyelileri ülkelerine uğurlayacağız; ama bu sancılı süreci devletimizin planlı ve ölçülü şekilde yönetmesi gerekiyor ki sorunlar en aza indirgenebilsin. Hata yapma lüksümüz yok.
Kimsenin atalarımızın kemiklerini sızlatmaya hakkı yok!
Her açıdan olaya bakarsanız bir nebze olay anlaşılır.
Mansur Yavaş’ın tutumu önemliydi.
Tebrikler Sayın Başkan...