Yaz yaklaşıyor ve Tatil dönemlerinde yeni yerler keşfetmek isteyenler için güzel Marhal (aslinde MARXAL) İstirahat Merkezini keşfetmelerini öneriyorum. Özellikle şimdi, Türk Lirası’nın değer kaybetmesi ile birlikte Avrupa’da birçok yer çok pahalı bir alternatif olmaya başladı. Bir de üstüne vize sıkıntısı düşünülünce yeni alternatifler düşünmenin zamanı geldi. Vizesiz ülkeler kapsamında benim size önerim kardeş ülke Azerbaycan. Kapıda 10 dolar ödeyerek Asan vasıtasıyla bir kaç dakikada vize alabilirsiniz. Azerbaycan’da gezilecek ve görülecek harika yerler oldukça fazla. Bunlardan biri de TÜRKSOY’ UN 2016 yılında ilan ettiği Türk Kültür Başkenti olan Şeki şehri. Kafkas sıra dağlarının Doğu kısmında yerleşen bu tarihi Şeki şehrinde yeni bir dünya güzeli MARXAL İstirahat Merkezi inşa edilmiştir.
Öten yıl ailemizle birlikte tatil arayışına çıktık. Türkiye’nin hemen hemen her mucizeli gölgesinde tatil yaptık. Bu seferinde yurt dışına gitmeyi düşündük. Bu arada Bakü’de Üniversitede Öğretim Üyesi baldızım Nergiz Hanım aradı ve Şeki’de yeni MARXAL İstirahat Merkezini tarif etti bizlere. Zaten ben tarihi Şeki şehrini iyi biliyordum. Arkadaşımın ana yurdunda defalarca bulunmuştum. Fakat bu mucizeli MARXAL İstirahat Merkezinin olduğunu ilk defa duymuş oldum ve düşünmeden ailemle birlikte oraya gitmeye karar verdik. Ve inanın olağanüstü tabiatıyla Şeki’nin en yüksek yeşil dağlarının sinesinde yerleşen bu MARXAL İstirahat Merkezinin füsunkârlığına hayran kaldım.
MARXAL TEDAVİ-İSTİRAHAT KOMPLEKSİNDE NELER YOKTUR Kİ?
Dünyada tanınan İstirahat Merkezlerinde ne gibi olanaklar var ise burada da mevcuttur. İnsan buraya bir defe geldiğinde ikinci defa mutlaka gelmeyi hayal ediyor. Neden mi dersiniz? Anlatayım: Deniz seviyesinden 1080 metre yükseklikte; Kafkas Dağlarının yemyeşil mucizevî koynunda yerleşmesi; yeşil ormanlarıyla çevrelenmiş mucize güzelliği; saf ve temiz havası; sakin ve derin sükûtuyla kalbe ve ruha şifa vermesiyle; ayrıca her türlü istirahat ortamıyla; çeşitli sportif olanaklarıyla donatılmış imkânlarıyla; havuzları, masaj odaları, en üst hizmet vermeleriyle insan hayran kalıyor ve bu tabiatın güzelliklerine hayran kalıyor. Hizmet veren insanların nazik ve saygılı davranışlarına hayran kalmamak mümkün değil. Fevkalade hizmet, olağanüstü dikkat ve sakin bir mucize köşe…. Yemekler tümüyle milli olsa da Avrupa mutfağı da mevcuttur. E, insana istirahat ve tedavisi için daha neler gerekiyor ki? Hiç ne derdim. Sadece saf ve mis gibi havası bile yetiyor insana. Büyük kentlerdeki ses-küy, arabaların fırtınalı koşuşları, pis mazot ve petrol kokuları arasında yoğun tempolu yaşamdan sonra aniden kendini sakin, sessiz ve mis kokulu temiz dağ havasının ortamında insan manen ve ruhen sanki başka bir evrendeymiş gibi kendini tuhaf his ediyor. Sanki başka bir alemdeymiş gibi düşünüyorsun. Başka bir özelliği ise Şeki kentinin tarihi bir geçmişe sahip olmasıdır.
TARİHİ MEKÂNLARI İNSANLARI BÜYÜLÜYOR
Milattan önce VII. ve XI. Yy. ait tarihi mekânlarıyla ünlüdür bu kent. Her köşe bir tarihi anıtla tanınır. Hala insanları? Azerbaycan’ın her köşesinde insanlarımız saygılı, sevgi dolu hoşgörülüler. Astara, Lenkeran, Masallı, Lerik illerinin insanları gibi; Gence, Göyğöl Gölü etrafı illeri; İsmayıllı, Gabele, Şemaxı illeri; Selyan, Neftçala Muğan çevresi insanları ve daha nice-nice İllerimizde misafirleri gözleri üstünde karşılıyorlar. Azerbaycan’ın her köşesinde misafir geldiyse masalar açılıyor, temiz sürfeler üzerinde milli yemeklerimiz mutlaka masayı bezeyecektir. Zaten Azerbaycan Türkleri olağanüstü misafir severler ve çok ilgilenirler. Biz Tek Millet, İki Devletiz zaten. Fakat Şeki, Zakatala bölgesi insanları daha da farklılar. Misafir geldiyse sormazlar “ac mısın, susuz musun”-masa üzerine bu yöreye ait yemekleri düzecekler ve yazın en sıcak günlerinde bulaklardan akan buz gibi şeffaf suları ilk ikram edecekler. Buralarda misafir-aileden biri olarak kabul ediliyor. Başka bir özellikleri de vardır Şeki insanlarının. Misafir restorana kebap yemeğe geliyor. Mutlaka soracaklar, “kaş kilo? Yani buralarda kebap kilo ile pişirilir. Türkiye’de tek şiş, iki şiş derler.
Şeki şehrinin insanları saf ve fevkalade temiz, nurlu, açık sözlü ve dürüstlüğü ile de seçiliyorlar. MARXAL istirahat Merkezi böyle bir manzaralı, şifalı ve doğa koynunda, fevkalade ilgili, duyarlı insanların çevresinde yerleşmesi Tanrının bir mucizesi gibi değerlendiriyorum. Bu tarihi köşede iki hafta bize az geldi diye bilirim. Yemekleri yukarıda zikr ettim olağanüstü. Hizmet üst düzeyde ve Otelin odaları pırıl-pırıldır. İnsana lazım olan tüm özelliklere sahiptir. Bahçeye indin mi, kuşların aşamalı ötüşleri bülbüllerin nağmeli şarkıları insanı valeh ediyor. Nenelerin ninnilerini hatırlıyor insana. İnsan burada büyülenir diye bilirim.
Şeki’de gezilecek yerler oldukça çoktur. Türkiye‘de Azerbaycan denince akla belki de tek gelen şehir Bakü oluyor nedense. Fakat ister turizm cenneti Gence’nin Göygölü etrafı, ister Astara’nın yemyeşil Dağları ve Hazarın mavi sularıyla benzersiz güzelliği; Lerik’in yüce Dağlarıyla süslü güzelliği, Şemahı’nın ve Gabele’nin yemyeşil orman güzellikleriyle çemberlenmiş güzellikleri hayran edicidir. Ama Şeki bambaşka bir füsunkârlığa sahiptir. Orayı görmeden hayal edemezsin.
ŞEKİ, TÜRK DÜNYASININ KÜLTÜR BAŞKENTİDİR
Şeki’nin 2016 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilmesi hiç de tesadüfî değil. İki Devlet, Tek Millet (H. Aliyev) dediğimiz Azerbaycan’ın birçok şehri Türk tatil severleri bekliyor. Meşhur Şeki yemekleri, tatlı helvaları dünyada ün kazanmıştır. Türkiye maalesef kardeş ülkenin mucize şehirlerinden çok habersizdir. Son yıllar yeni-yeni turistik Merkezleri faaliyet gösteriyor. Kültür ve Turizm Bakanlığının teşebbüsüyle Guba, Gabele, İsmayıllı, Nabran, Masallı ve pek çok bölgelerimizde yeni yaratılan turizm Merkezlerine dünyanın bütün ülkelerinden turist akımı başlamıştır. Devlet Başkanımız, Sayın İlham Aliyev, gayri-petrol ekonominin yükselişi için çok büyük yatırımlar yapıyor. Ülkemiz sadece petrol ülkesi gibi tanınmamalıdır, diyor ve mucize kentlerimizde turizmin gelişmesi namına Devletimiz tüm olanaklarını kullanıyor. Azerbaycan, bu gün dünyada Turizm cenneti ülke olarak artık tanınıyordur. Ecazkar tabiata sahip şehir ve kentlerimizde muazzam tarihi mekânlar dünya turizmine açılmıştır. Bu güzellikleri İran, Saudiye Arabistanı, Katar ve tüm Arap ülkeleri yanında Rusya, Kazakistan, Özbekistan, Fransa, ABD, İspanya, Çin, Japonya, Bulgaristan, İsviçre, Polonya ve tüm Balkan ülkeleri, Pribaltik ülkeler –Estonya, Litvanya, Letonya ve pek çok dünya devletlerinin vatandaşları Azerbaycan’a adeta akın ediyorlar. Dünyanın turistik mekânı artık Azerbaycan olmuştur. Her bir Azerbaycan Türkü gibi şahsen ben bununla kurur duyuyor, iftihar ediyorum. Vatanımın dünya turizm cenneti olduğundan kurur ve kıvanç hissi yaşıyorum.
MARXAL İstirahat Tesisinin bilhassa Şeki gibi tarihi kadim kentte yaratan kadim dostum Şahbazov’u bu vesile ile tebrik ediyorum ve içtenlikle alkışlıyorum. Dünya standartlarında yaratılan bu İstirahat Tesisi dünyada kıyaslanacak bir tarafı da mevcuttur; kendini Polonya’da, Finlandiya’da Bulgaristan’daki istirahat Merkezlerinde his ediyorsun. Bu ülkelerdeki Merkezlerle kıyasladığında üstün yönleriyle de seçiliyor. Bir kere yüksek Dağların koynunda, saf, temiz ve keyifli mekanda yerleşmesi MARXAL’ın üstün olduğunu ispatlıyor. Ormanlarla çevrelenmiş olması başka bir güzelliktir. Yani MARXAL – dünya turizm merkezlerine meydan okuyor adeta.
MARXAL, DÜNYA TURİSTİK MEKÂNLARINA MEYDAN OKUYOR
Şimdi ise MARHAL’a nasıl gideceğimiz hakkında. Şehir Azerbaycan’ın Kuzeyinde, Bakü’den yaklaşık 370 km uzaklıkta yerleşiyor. Zaten Şeki’ye geldiğinde Dağların koynunda muhteşem MARXAL’ı görmek mümkündür. Şeki Reyonu’nun da merkezi olan şehir, aslında 1968 yılına dek Ruslar tarafından Nuxa olarak adlanmıştır. Ülkenin en eski ve turistik bölgeleri arasında yer alıyor - Şeki. Hala XII. - XVIII. yy. Şeki İpek kumaşı ihraç eden ünlü Merkez olmuştur. Şeki ipeği dünyada en meşhur İpek türü olarak tanınıyordu. Deve kervanları Şeki İpeğini Orta Asya, ve Avrupa ülkelerine taşıyordu. Tarih boyunca şehirde Araplardan, Şirvanşahlar’a, İldenizler’den Gürcü Krallığı’na, yine Safeviler’den Osmanlı’ya kadar pek çok kültürleri de içinde barındırıyor. 1745’te Nadir Şah öldürülünce Hacı Çelebi tarafından Şeki Hanlığı kurulmuş ancak onun da ömrü çok kısa olmuştur. Kıymetli İpeği ile ünlenen Şeki, 1805’te Rus egemenliğine alınmıştır. Hanlık sistemi de 1819 yılında lağvedilmiştir. Şeki, bugün Azerbaycan’ın en önemli turistik merkezlerinden biri olarak tarihi geçmişini yeniden yaşatmaya devam ediyor. Türk Dünyası Kültür Başkenti Şeki, hala 2012 yılından beri TÜRKSOY tarafından güzel kent olarak tanınıyordu. Türk Dünyası Kültür Başkenti kapsamında ev sahibi şehirlerde kültür sanat etkinliği gerçekleştiriliyor. Şeki’deki ünlü Han Sarayı UNESCO tarafından dünya Kültür mirasları listesine dahil edilmiştir. Şeki’ye nasıl gidilir?
Şeki’ye en yakın havalimanı Gabala’da yer alıyor. İki şehir arası yaklaşık 95 km ve Gabala’ya İstanbul’dan sadece Pegasus Havayolları’nın direk uçuşu bulunuyor. İkinci bir alternatif ise Gence Havalimanı. THY’nin İstanbul’dan Gence’ye direkt uçuşu mevcut. Burası Gabala’ya göre biraz daha uzak. İki şehir arası yaklaşık 168 kilometredir. Rönesans şirinin Güneşi, Nizami Gencevi’nin vatanı Gence‘den de şehre geçmek mümkündür. Bir diğer alternatif ise Bakü’den buraya gelmek, 322 km gibi ciddi bir mesafe.
Şeki’ye mutlaka gitmeyi ve MARXAL’da dinlenmeyi her kes denemelidir ve dünyanın bu mucizevi mekanında bulunmayı teklif ediyorum. Fakat bir defa gittiğinizde mutlaka ikinci defa gideceğinizi arzu edeceksiniz. Mucizevi MARXAL-sizleri bekliyor.