Merakla beklenen 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine şunun şurasında on ay gibi kısa bir süre kaldı. Siyasette karışık işler, siyasette dengeler hassas, siyasette muhalefetin durumu belirsizliğini koruyor.
Cumhur İttifakının adayı belli iken, muhalefet daha doğrusu altılı masanın adayı henüz ortada yok, uzun bir süre daha açıklanacağını sanmıyorum. Bence aday seçimlere kısa bir zaman kala açılacak.
Genelde konuşulan şu; Altılı masa adayın erken açıklarsa yıpranırmış, halkın beklediği aday olmazsa seçimler zora girermiş falan filan…. Böyle bir sürü tahmin yapılıyor bakalım sonu nereye varacak. Ama şurası gerçek ki altılı masanın işi hiç kolay değil.
Hatta ve hatta altılı masanın üstünde görünmeyen gerçekte masa altında saklanan ve en büyük ayağı HDP daha ortalarda yok. Aslında HDP ortada, fakat muhalefete göre böyle bir şey mümkün değil. Aslında en büyük ortakları HDP ve onun sayesinde kazanırsa, kazanacaklar ama vatandaş ne der diye tek korkuları.
Yoksa vatandaştan gelecek tepkilerin olumlu olacağını bilseler bir saniye durmadan HDP ile ortaklık yapıyoruz ve seçimleri böyle kazanacağız diyecekler bundan yana kuşkum yok. Vatandaş korkusu insana neler yaptırıyor görüyorsunuz.
Siyasette tartışmaların odağında hep altılı masa ve özellikle cumhurbaşkanı adaylığına işaret edeceği isim var. Bu aday kim olmalı? Nasıl olmalı ve vatandaşın onaylayıp bize seçimi kazandırma olasılığı nedir diye düşünmeleri de çok doğal.
6 muhalefet partisinin yuvarlak bir masa etrafında toplanarak birliktelik ortaya koymaları sıra dışı, küçümsenecek bir olay değil. Üstelik bu 6 partinin dünya görüşleri ve parti programları arasında ciddi farklılıklar varken hiç değil. Yani bir tarafta sol bir parti her ne kadar inkar edilse de HDP diğer tarafta ise kendilerine merkez sağ parti diyen üç parti ve kendilerini yeni ülkücü kanat olarak gören bir parti.
Nereden bakarsan bak hepsi birbirine yabancı. Daha düne kadar birbirlerine söylemediklerini bırakmayın bu partiler, bugün kuzu sarması can ciğer olmuşlar. Görüyorsunuz hükümete gelmek için her yol mübah olarak görünüyor.
Sürekli CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na “aday mısınız” diye sorulduğunda hep 6’lı masayı işaret ediyor ve “aday belirleme yetkisi masada” diyor. Yani aslında aday benim ama masa beni onaylasın demek istiyor. Yani yaptığı aday tarifleriyle de kendisini işaret ediyor gibi...
Yani durumun karışık olduğu 6’lı masanın şu ana kadarki havası ise malum. İYİ Parti lideri Akşener, doğrudan desteklemedi, sadece “hakkıdır” tarzında bir açıklamayla yetindi. Dahası partisinden “Kemal Bey kişi olarak iyi, hoş, çok değerli bir adam ama onunla kazanamayız” mealinden farklı sesler de geliyor.
Doğal olarak altılı masa çekiniyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday gösterirsek seçimi kazanmamız çok zor mealinde şeyler basında sürekli yer almaya başladı. Bence Kemal Bey altılı masaya ben aday olayım diyerek kendini ikna edemedi asıl sorun burada.
Çünkü gerek yazılı tartışma programlarında yapılan yorumlarda daha çok “Kılıçdaroğlu kendi adaylığı konusunda masayı ikna edemedi” ya da “Etti, eder ama masanın dengesini zorlamamak adına nezaket icabı böyle konuşuyor” şeklinde... Bekleyip göreceğiz bakalım aday ne zaman açıklanacak bende merak ediyorum.
Bana göre asıl sorun 6’lı masanın ayaklarında. Ne zaman “ayaklarda sıkıntı var, masa sallanıyor veya dağılıyor mu” gibisinden iddialar ortaya atılsa ilk tepki Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ndan geliyor ve şöyle diyor, “Zaman zaman, ‘Masa dağıldı, şöyle oldu, böyle oldu, kavga oldu’ diyebilirler. Bunların hiçbirisine inanmayın...” diyerek yüreklere su serpiyor ama bu su pek yangınları söndürmeye yetmiyor.
Yani bir handa vatandaşın umudu olan Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş bir yanda da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu benim hakkım diyerek aday olmak istiyor. Yani zor bir durum. Atılı masa bakalım ne zaman aday çıkaracak merakla bekliyorum…
Yani durum karışık aday kim olursa olsun bu tartışma uzun sürecek. Yani vatandaşın umut bağladığı adaylar mı altılı masanın ortak adayı mı bunu yakın zamanda görürüz diye düşünüyorum…