Herkes evinde yalnız. Camiler kapalı görevliler yalnız. Okullar kapalı öğrenci öğretmen yok sınıflar yalnız, Fabrikalar kapalı bekçiler yalnız. İş yerleri paydos etti, dükkanlar yalnız. Sokaklar boşaldı parklar yalnız. Bunca yalnızlığı yıllarca çeken garipler yalnız. Bir veli de bu kimsesizliğe şöyle der:
“Kimsesiz kaldım yetiş ey kimsesizler kimsesi!”
Kimsem yok” diyenlerin veya kendisini kimsesiz hissedenlerin kimsesi her zaman var olan her yerde bulunan yüce Yaratan kimsedir. Peki evde yalnız kalan, işten arkadaştan boş dünyadan soyutlanıp tek başına kalan insan, evinde yalnız kalan insan, bu fırsatı değerlendirip faydaya kazanca çevirir mi? Yoksa yarım kalan işlerden, yapılması gereken işlemlerden, fikir sorup akıl yorup başka işlere kendisine fırsat kalır mı? Kalırsa ne yapar? Kendi dünyasında bir hesaplaşma içerisine girer mi? Yani nefis muhasebesi yapıp salim kafayla yanlışlarını veya eksiklerini muhasebe edip bir neticeye varmaya çalışır mı? Yoksa günleri bu kimsesiz ama kafa dinleme zamanını magazin seyrederek mi geçirir?
Şehrin sokakları boş. Ne insan var ne de araç. Araçların olmayışı eskiye dönüşü hatırlatsa da insanın yok oluşu sessiz şehir değil, “ölü şehir” havası vermekte. Hani “canlı cenaze” denilen bir ifadeye denk düşen bir durum. Camiler boşalmış kapıları kapalı. Hani kendisini “ermiş evliya” sanan sahte uçucular da uçup gitmişler. Allah kovmuş evinden onları “Sizden Müslüman olmaz, siz sahte inansınız, siz göründüğü gibi olmayansınız” diyerek “hiç olmazsa evim, kirletmeyin” diye kapıları kapatıp kapı dışarı etmiş. Camiler nasıl bir yükten,nasıl bir olumsuzluktan kurtulduğuna seviniyor.Bir süreliğine de olsa yalnızlığını Hakk’a adanmışlığın özüne varıyor.
Bu mecburi yalnızlığın tadını çıkarmak lazım. Başka türlü bu hali bulmak imkansızdır. Öyleyse birazcık da olsa kendimizi dinleyip nelerin eksik kaldığının hesabını yapmak lazım. “Eksiğim yok” demek hiç tutar yerim yok anlamıyla eşittir. Kimsesizler kimsesi ile alaka kurmak, insan olmanın hazzına varmak ne kazançlı bir iştir. Yalnızlığı hasbihale çevirmek ne güzel bir anlayıştır.
Kimsesiz kalmamak, kimsesi çok olmak, kimseye yük olmamak, kimseyle yüz-göz olmamak, kimseye yan bakmamak, kimseye de yan baktırmamak en güzeli de kimsesizlerin kimsesine kul olmak, layık olmak temennisiyle…