KARA FATMA
Ortaokul ve lise yıllarında tarih derslerinde, bir isim geçtiğinde tüm sınıf benimle dalga geçerdi. Dalga geçmeleri karşısında bu kez gururlanırdım. Bu isim Milli mücadelenin kadın kahramanlarından Kara Fatma idi. Kara Fatma 1888 yılında Erzurum da doğdu. Malatya/ Aladağlı Yusuf Ağa’nın kızı ve subay Suat Derviş Bey’in eşidir. Gerçek adı Fatma Seher Erdendir. O yıllarda eşi ile cepheden cepheye koşmuştur. Vatanı için pek çok fedakârlıkta bulunmuştur.
Aşçılık ve hemşirelik gibi çeşitli görevlerde bulunmuştur. Balkan savaşı ve birinci dünya savaşına katılmıştır. Sarıkamış da eşi şehit düşünce, bir süre Erzurum da kalsa da kaldığı yerden devam etti. Kahramanlıkları Mustafa Kemal Paşa’ya kadar uzandı. Sivas kongresi sırasında Mustafa Kemal ile görüştü. Mustafa Kemal, kara Fatma adını taktı ve milli mücadele de aktif görev aldı. İstanbul’a geçtikten sonra on beş civarı gençle Kocaeli ye geçti. Batı cephesinde de görev aldı. Kara Fatma ve çetesi düşman neredeyse onlarda oradaydılar. Bu süre içinde Yunan askerlerine esir düştü, yaralandı pek çok ilin kurtuluşunda katkıda bulundu. Başkomutanlık Meydan Muhaberesinde Yunan askerlerine esir düştü. Düşmanın elinden kaçıp kurtuluşunda tüm bu savaş bittiğinde istiklal madalyası ile ödüllendirildi. Kara Fatma kendisine bağlanan üst teğmenlik maaşını kabul etmedi ve Kızılay’a bağışladı. 1955 yılında Erzurum da vefat etti. Kara Fatma’nın hayatı ve kahramanlıklarının bu yazımda küçük bir kısmını hatırlatmak istedim.
Milli mücadele döneminde Kara Fatma gibi bir çok kadın kahramanlarda vardır. Çocuklarıyla cepheye giden kadınlar. Canını hiç düşünmeden feda ettiler. Günümüzde eksik etek, saçı uzun aklı kısa kadın, elinin hamuru ile erkek işine karışan kadın kısacası toplumda söz sahibi olamayan kadınlar. Tarihimizde kendi canını vatanı için feda eden kadın ne kadar yüceydi. Şimdi dayak yiyen, tacize uğrayan ve bunlara da itiraz bile edememesi ne kadar acı bir durum. Kadın değil mi ile başlayan bütün cümlelerin içinde boğulun.