Bugün, Anadolu'da ilk kez kaleme aldığım bu yazıma, kısaca kendimden bahsederek başlayacağım...
Çocukluğumdan bu yana, Anadolu'nun hemen hemen bütün müstesna coğrafyalarında uzun yıllar yaşadım.
Geçtiğimiz son 14 yıldır yaşadığım Ankara'da, Ankara'yı, insanlarını, kültürünü ve önemini anlama fırsatı buldum...
10 yılı aşkın süredir medya, sanat, spor ve emlak sektörleri içinde önemli çalışmalar içinde yer aldım.
Uzun yıllar bir şehirde yaşayınca, o şehri iyi tanıyorsunuz. O şehri benimsiyorsunuz.
Tabii, yaşadığımız bu coğrafya, son derece önemli jeopolitik bir konuma sahip.
Elbette bu önem, beraberinde bir çok zorluğu da getiriyor.
O sebeple, Başkent Ankara'da, siyaset ve ekonomi gündemi her daim sıcaklığını koruyor.
Siz değerli okuyucular hem Ankara'da, hem de Türkiye'de olup biteni 40 yıldır bu sayfalardan takip ediyorsunuz.
Hem Anadolu Gazetesi'nin 40. yılını doldurduğu , hem de Cumhuriyet'in 100.yılını kutlayacağımız bu günlerde, Cumhuriyet'in Başkenti Ankara üzerine düşününce paylaşılacak, anlatılacak çok şey olduğunu düşünüyorum.
Böyle önemli bir dönemde , bende bu ailenin bir parçası olmaktan dolayı son derece mutluyum
*
Ekonomik krizler, savaşlar, depremler...
EKONOMİK KRİZ
2020 yılında gerçekleşen pandemi ve sonrasında oluşan küresel ekonomik krizin etkileri halen sürmekte.
Oluşan enflasyon, Türk lirasının döviz karşısında ciddi düşüşü, alım gücümüzde epey kayıplar yarattı.
Her insanın en temel ihtiyacı olan barınma hakkı, artan fahiş fiyatlar karşısında, dar gelirli aileler üzerinde ciddi baskılar oluşturdu.
Özellikle, 6 Şubat depremi ile birlikte bir çok şehrimizde büyük yıkımlar gerçekleşti.
Bu durum, Türkiye'nin 81 şehrindeki konut stokunun sağlamlığı ve kalitesi hakkında kamuoyunda ciddi yankılar buldu.
2024 yılına girmeye hazırlanırken , tüm bu süreçlerin Türkiye emlak sektörüne ne gibi etkiler yarattığı, Ankara'da hangi gelişmenin yaşandığı gibi, hepimizi yakından ilgilendiren bilgilendirici emlak konuları, sizler için kaleme alacağım.
*
Malumunuz zor zamanlardan geçtiğimiz bir dönemdeyiz.
DÜNYA SUSKUN!
2 yıla yakın zamandır, Ukrayna ve Rusya savaşı sıcaklığını korurken dünya kamuoyu bir kez daha, Gazze'den yükselen bomba sesleri ile yankılanıyor..
7 Ekimde Hamas'ın, İsrail'e karşı başlatmış olduğu saldırılar, her geçen gün şiddetini artırarak, Gazze haklını insanı bir drama sürüklüyor.
İsrail'in, uluslararası hukuku, insan haklarını ayaklar altına alarak, canavarca bir tutum içinde olması asla kabul edilemez.
Yaşanan bu trajedi karşısında vicdanına kilit vuranlar, maalesef günbegün, Gazze halkını kaderleri ile baş başa bırakmış durumda.
Halen barışın tesisi adına yapıcı adımların atılmaması, tansiyonun yüksek olduğu bölgede, oluşabilecek başka bir kıvılcımla, bölge ülkelerini, geniş çaplı küresel bir savaşa doğru sürüklüyor.
İlerleyen günlerde bu konuya da detaylı olarak kaleme alacağım.