Mescid-i Aksa ilk kıblemiz. Bedenimizin en kıymetli yeri kalbimiz. Her Müslümanın gözünün nuru, gönlünün süruru, başının tacıdır. Bütün Müslümanların gönül ilacıdır Mescid-i Aksa. Her Müslümanın miracıdır. Çünkü Mirac’a buradan çıkılmıştır. Yahudi’nin yüzyıl evvel planladığı gibi bu günlere nasıl gelmişse, başta Filistinliler olmak üzere bütün Araplar ve Müslüman ülkeler bir plan yapmalıdır. Yahudi’yi önce durdurma sonra geriletme daha sonra da o diyardan atma planı olmalıdır. Bu plan “ümmete” değil şanlı Türk’e düşmüş gibi gözükmektedir. Çünkü “ümmet”olmaya layık, bir millet yoktur şu anda. Böyle bir planda Araplar, ABD ve Yahudiden korkusundan bize saldıracaktır.
Mescid-i Aksa, taş atan, su şişesi atan gençlerin kol kuvvetiyle değil düşmanın anlayacağı silahlarla yapılmalıdır. Bu vebal bütün Müslümanların boynundadır. İsrail, “Bizim için Türkiye, İran’dan daha tehlikelidir” demektedir. Bu işi ancak Türkler halleder. Ama mahallenin piçleri doğru dursalar da biz de işimize baksak. Ümmet de biziz kuvvet de Türk’tür. O gün mutlaka gelecektir. Bu sünepelerden ümmet olmaz. Boşuna ümmet yaratacağız” diye milleti kandırmayınız. Ayrıca bizim harekete geçmemizi ümmet değil millet istemektedir. Buna ırkçı bir mana yüklenmemelidir.
Hamaset dolu konuşmalardan ziyade bu insanların mağduriyetine son verecek Yahudi’yi korkutarak vazgeçirilecek planlar yapılmalıdır. Rahmetli Mursi o zamanki buna benzer saldırılar karşısında Başbakanını Gazze’ye göndermişti. Diğer uşak Araplar da mecbur kalmışlardı dışişleri bakanlarını göndermeye. Pabucun pahalı olduğunu gören İsrail saldırılarına son vermişti. Bu durum yeniden denenmelidir. Mısır dışişleri bakanıyla beraber Başbakanını göndermelidir. Bunu aramız açık da olsa ancak Türkiye yapabilecektir. Sonra başta Türk Dışişleri Bakanı olmak üzere diğerleri gönderilmelidir. Daha sonra da “İslam Barış Gücü” adıyla bir kuvvet gönderilerek kalıcı barış sağlanmalıdır.
Unutulmamalıdır ki İsrail ile savaşı göze almak müdahil olmak imanın kuvvetindedir. Aksi durum da zayıf bir imanın varlığı işaret eder. “İslam bize indi, bizim dinimizdir” diyen Araplar, baş başa kaldıkları İsrail’i iman kuvvetiyle asla durduramayacaklardır. Çünkü imanın varlığı da kuvveti de böyle durumlarda görülür. İslam Araplara indi Arabistan’a indi ama onu yücelten de Türklerdir.