Yüce Türk milleti sen her zaman hazırlıklı olmak zorundasın. Çünkü senin her zaman düşmanın vardır. Bu düşman içte ve dışta fırsat bekler. Ne zaman bir eksiğini görse hemen harekete geçer. Onun için, senin yaşaman önemli değildir. Tek düşüncesi kendinin yaşamasıdır. Kendinin yaşaması içinde senin ölmen onlar için en gerçekçi yoldur. Bunu 1914’den beri yaptılar. Bütün Avrupa Osmanlının üzerine yürüdü. Zaten ondan önce de haçlı seferleriyle Türklerin üzerine yürümemişler miydi? Ne zaman ne yaparlarsa yapsınlar yedi düvele karşı gelen Mustafa Kemal’in orduları onlara bu heveslerini yaşama fırsatı vermediyse Mustafa Kemal’in kurduğu Cumhuriyet’in çocukları da yedi düvel değil on yedi düvelde gelse bu yurdun ne bir karış toprağını ne bağımsızlığını ve nede hürriyetini bırakmaz. Çünkü damarlarındaki asil kanın varlığını unutmaz.
Aziz milletim senin kendine geldiğini Avrupa’sına, Amerika’sına ihtiyacının kalmadığını senin güçlenmeni kendine gelmeni istemiyorlar. Onlar her zaman kendilerine muhtaç olmanı, onlar ne derlerse onu yapmanı istiyorlar. Ama köprünün altından çok sular geçti. Türk milleti artık el ufalayan değil kendi fikrini kendi tezini savunan kendini kabul ettiren bir güce sahiptir. Bundan sonra daha da iyi olacak. Dünyanın beş büyükten, yani beş devletten daha büyük olduğunu, sömürülen devletlerin yoksulların savunmasını yaparak dünyanın dengelerini değiştirecektir. Bunda başarılı olabilmesi için siyasi görüşlerimiz ne olursa olsun devletimizin yanında olmamız, devletimizin sesinin daha gür ve daha güçlü çıkmasını sağlar. Bunu Avrupa’ya, Amerika’ya, Rusya’ya karşı göstermek birlik ve beraberliğimizi ispatlamak zorundayız.
Devletlerarasında sürekli küslükler olmaz. Devletlerin karşılıklı menfaatleri bunu gerektirmez. Onun için bu günkü bu sıkıntıları ne zaman daha çabuk atlatırsak o kadar karlı çıkarız. Onun için içimizdeki eleştiri ve tenkitlerimizde devletimize birlik ve beraberliğimize zarar verici söz ve davranışlarda bulunmamalıyız. Bilhassa siyasi partilerimiz sivil toplum kuruluşlarımızın temsilcileri bu hususlara çok dikkat etmelidir. Milletimizin menfaatine olduğuna inandıkları fikirleri varsa onu ilgili devlet ve hükümet yetkilileriyle görüşerek bilgi alışverişinde bulunmalıdırlar. Onun dışında dış devlet ziyaretlerinde ve basın önünde yapılacak eleştiriler milletimize ve onun temsil edildiği devletimize zarar verir. Düşmanlarımıza da fırsat vermiş oluruz. Zaten düşmanlarımızın da beklediği bizi yani milletimizi birbirine düşürmektir. Böylece devletin zayıflamasını bundan da faydalanmasını beklemektedir. Seksen milyonu meydana getiren aziz milletim bu oyunlara gelmeyelim. Bireysel olarak zarar görsek bile milletimiz için düşmana fırsat vermeyelim. Böyle davranmazsak sonunda çok pişman olur, milletimizin hürriyetine, bağımsızlığına zarar veririz. Son pişmanlık kimseye fayda vermez.
Düşmanlarımızı sevindirmeyelim.