Milletinden korkma

İhsan Akça

Bu milletin asaleti temizdir. Bu millet İslamiyet’in teminatı, Allah’ın dininin en samimi bekçileri, Allah’ın dininin koruyucularıdır. Dinini en iyi şekilde korurken bu korumanın ancak hürriyetle bağımsızlıkla olduğu için devletine ve onu temsil eden bayrağına düşkündür. Ona sahip çıkabilmek için şehitlik ve gazilik makamına seve seve koşandır. Bunu 1918’den 1921 yıllarına kadar Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da, Kocatepe’de göstermiştir.

Bu milletin tek isteği vardır. Hür ve bağımsız yaşamak. Bu olmadığı zaman ne devleti kalır ne dini kalır nede namusu kalır işte bunları korumak için mücadele etti ve yurdunu kurtarıp Türkiye Cumhuriyeti devletini kurdu. Onun yönetim şeklinin ancak milletine değer veren milletine inanan demokrasiyle yaşayacağını düşündü. Onun için Mustafa Kemal “benim karakterim hürriyettir” demiştir. Hürriyetin olmadığı hiçbir yerde yaşam olamaz. Aziz Türk milleti hürriyetsiz yaşamaktansa ölmeyi tercih eder. Bunun en son kanıtı vatan haini Feto’ya karşı 15 Temmuz 2016 günü verilen devletine, demokrasisine sahip çıkma başarısıdır. Kendi milletinin yetiştirdiği, kendi milletinin ekmeğiyle okuyup kendi silahıyla kendi milletine kıyanlara karşı verdiği savaştır. Bunun adı uçağa, tanka karşı milli duygunun imanın galip geldiği başarıdır. Halen bu başarıyı hazmedemeyen FETÖ grupları milletine zarar vermek için çaba harcıyorlar. Ne yazık ki bunlardan tutuklu olanları yine bu millet besliyor. Bu millete zarar verenler ceza evlerinde rahat yaşatılıyor. Bunlardan elebaşlarının bu beslenmeye hiç layık olmadıklarının bilinmesi gerekiyor.

İstiklal savaşımızda Kastamonu’dan bir Şerife Bacı çıkmıştı. Kocası ilk evlendiği günlerde askere gitmiş kendisinin bir sene sonra çocuğu olmuş onu da kundaklayıp komutana gitmiş cepheye gideceğini söylemişti. Komutan önce razı olmamış sonra aşırı isteğe karşı duramamış Şerife bacıyı cephane taşıyan grubun başına geçirmiş onu mutlu etmişti. Bu göreve başlayan Şerife bacı kağnılarla cephane götürürken yağmura tutulur. Hemen çocuğunun kundağındaki örtüyü çıkarıp mermilerin üzerini örter. Görenler çocuk ölecek derler “Ölürse ölsün mermi ıslanmasın biz sağ dönersek daha çok çocuklarımız olur” der. O zaman o vardı. 15 Temmuz 2016 günü yine Kastamonu kökenli Safiye Bayat çıktı. İki çocuğunu evde bırakıp İstanbul’da köprüye koştu. Köprü üzerindeki askerlere soruyordu. “Burada ne işiniz var sizin yeriniz karargâhınızdır” diye sesleniyordu. Ama o asker onun bildiği Türk askeri değildi. O elbisenin içindeki FETÖ’cü komutanlarının emrini uygulamaya çalışan zavallılardı. Kandırılmışlardı. Onlar milletinin menfaatine orada bulunduklarını sanıyorlardı. Safiye Bayat yanlış yaptıklarını anlatmaya çalışsa da başarılı olamadı. Safiye dâhil oraya gelenlerin ellerinde bayraktan başka bir şeyi olmayanlara ateş açılmış bu arada Safiye Bayat ‘ta bacağından vurulmuştu. Halen gazi olarak yaşamını sürdüren Safiye Bayatlara, şehit olanlarımıza rahmet ve sağlıklar diliyor bütün bu mücadelenin milletimiz için yapıldığını düşünerek bu milletin vereceği karardan korkulmayacağını hepimizin bilmesinde fayda görüyoruz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.