Yeni göreve başlayan Sayın Milli Eğitim Bakanımız Ziya SELÇUK 'un icraatları bizleri umutlandırdı ve güzel işler olacağı işaretleri bizleri heyecanlandırdı.
Bir milletin kaderini belli edecek olan eğitim sistemi deneme tahtası olmamalıdır. Her yeni gelen Milli Eğitim Bakanı yeni denemeler, projelerle zaman ve güç kaybına sebep olmaktadırlar.
Yerine oturmuş, Türk Milliyetçiliğini esas almış, maneviyat kavramlarını benimsemiş bir eğitimin yerleşmesi, güçlenmesi ve ülkeyi zirveye taşıması ülküsü olmalıdır. Yıllar yılı başka ülkelerden sipariş sistem alanlar, eğitim kurumlarına siyaseti yerleştirenler, liyakate değil de, mülakatla kadroları dolduranlar, karışıklıklara ve büyük kayıplara neden olmuştur.
Cumhuriyet'e, Atatürk'e ve Türklüğe takıntısı olanlar, Araplaşmayı ilke edinenler, birilerini memnun edeceğim diyerek saçma sapan değişikliklere gidenler büyük yaralar açmışlardır. Partizanlığı, yandaş sendikacılığı baz alıp makamlarda ki başarılı eğitimcileri harcayanları bu millet affetmeyecektir.
Sayın Bakanım; bazı tarikatlarla protokol imzalandığını biliyoruz. Bir an evvel bu protokollerin iptal edilmesini istiyoruz. Ülkemizde kurdurulmuş olan onlarca tarikatın gayelerinin ne olduğunu az, çok biliyoruz. Atatürk'e, Cumhuriyet'e ve Türk Milletine alerjileri olan , üretmeyip din duygularını öne çıkararak milleti avutan ve soyanlardan hiç bir yarar olmadığı gibi ülkeyi felakete gönderme amacında oldukları aşikardır.
Andımızın tekrar eskisi gibi okullarda söyletilmesini, kılık ve kıyafet yönetmeliğinin eskiden olduğu gibi uygulanmasını, Atatürk ilkelerinin ve Cumhuriyetin kazanımlarının tekrar kitaplara konulmasını bekliyoruz.
Disiplinin olmadığı, kuralların göz ardı edildiği bir sistemde başarı ve yükselme bekleyemeyiz. Öğretmen, idareci giyiminin, öğrenci kıyafetlerinin yeniden düzenlenmesini bekliyoruz. Disiplin suçu işleyenlere, kuralları çiğneyenlere müsamaha göstermemeliyiz. İtibarları zedelenen, öğrenci ve velilere denetleme yaptırılan bu saçma sisteme son verilmesini istiyoruz.
Okullarda ve diğer başka kurumlarda Türk Milletine ihanet edenlere fırsat vermemeliyiz. Üretme, kalkınma, istihdam yöntemlerini geliştirmeliyiz. Haksızlığa uğramış, görevden alınmış, makam ve mevkisini kaybetmiş, teröre ve ihanete karışmamış mazlumları ve masumları tekrar kazanmalıyız. Kaybettiklerini geri vermeliyiz.
Bedava kitap verme ve her sene değişik kitapları ortaya sürme birilerine kazançlar sağladığı gibi aşırı şekilde israfları da körüklemektedir. Deneme sınavları, yardımcı kitaplar konularının bir düzene sokulması gerekmektedir. Birilerine para kazandırma yöntemlerini bitirmeliyiz.
Yıllarca başarılı bir şekilde idarecilik yapanları mülakat dümenleriyle, puan verme haksızlıklarıyla makamlardan uzaklaştırılması, kazandıkları mahkeme kararlarını uygulanmaması adaletsizliğine son vermelisiniz.
Tüm eğitim camiasını siyasetten uzak tutmalısınız. Parti kongrelerine, seçim mitinglerine gitmelerine izin vermemelisiniz. Ayrıştırma, ötekileştirme ve halkın eğitimcilerden nefret etme duygularına fırsat vermemelisiniz.
İdareci atamalarında, çeşitli tayinlerde sendikayı, tarikatı ve siyasileri devreden çıkarmalısınız. Birlik ve beraberliği esas alarak, Sezar'ın hakkını Sezar'a vererek uygulamalar yapmalıyız. Ödüllendirmelerde tarafsız olup, hak edenler hak ettiğini vermeliyiz.
Atıl duruma gelmiş eğitim kurumlarımızı desteklemekle, onarımlarla faaliyete geçirip halkın hizmetine sunmalıyız. Kaliteye, kabiliyete, kariyere ve liyakatlere göre değerlendirmeleri esas almalıyız. Sendika değiştirerek, parti peşinde koşarak mevki ve makam sahibi olmak isteyenlerden bir yarar gelmeyeceğini bilmeliyiz.
Yaptıkları projelerle isim yapmış değerli öğrencilerimize sahip olmalıyız. Beyin göçümüzün dışarı gitmesinin önüne geçmeliyiz.
Sayın Bakanım; bir eğitimci olarak eğitimin içinde bulunduğu durumu, öğretmenleri ve eğitimcileri tanıyorsunuz. Allah, yar ve yardımcınız olsun.