Misyon ve vizyonumuz

Bahattin Demiray

Fitne, saptırmak, fenalık yapmak, yapılan bir hayır işi şerre çevirmek, kargaşa çıkarmak kötü fiil ve davranışlar, isyan ile din kardeşlerimiz arasında kin ve nefret tohumu ekmek ve her konuda muhalefet etmek, toplumsal huzurun yok olmasını sağlayan söz eylemlerin tamamıdır. Fitneye sebep olan insanlar toplumun bozulmasına, iç barışın yok olmasına, vatanımızı emanet eden şehitlerimizin de cihadını anlamadığımıza ve topraklarımızın da elden gitmesine neden olurlar.
İslam dini, fitneye götüren söz ve davranışları ile aşağıdaki hal ve davranışları yasaklar; "Belaya sebep olma, delilik, şirk, tefrika, kargaşa, isyan, zulüm, haset, kibir, nankörlük, iki yüzlülük, sabırsızlık, kin, nefret, yalan, öfke ve asabiyet, evham ve kötü düşünceler, kaba ve haşin, davranışı, kusur arayıp kınamayı, karşıdakini küçük görmeyi, mevki ve makamının kibrine düşmeyi, iftira ve tefritten kaçınmayı, Altın para mal mülk biriktirip Allah yolunda harcamamayı, vefasızlık, hırs, gıybet(dedikodu), her hangi bir konuya muhalefet etme, fırkacılık, ahlaksızlık, haksız kazanç, küfür, bidatlar, ırkçılık ve etnik yapı v.b. durumlar sayılabilir. Allah dostlarını dost bilme, düşmanlarından başta şeytan ve onun taraftarı olanları da düşman bilme imanın tadıdır.
Irzı, namusu ve kalbinde mevcut olan duygu ve düşüncenin önemi ile ilgili yapmış olduğu uyarı, suizan ve gıybet (dedikodu) kalplerde düşünülür sonra da bunun çevresine, arkadan anlatarak, çirkin bir davranış olarak gıybeti işlemiş olurlar.
Hz. Peygamber (s.a.v.) Başkalarının gizli hallerini araştırmayın. Haksız yere rekâbet etmeyin, haset etmeyin, kin tutmayan, sırt çevirmeyin. Allah’ın emrettiği şekilde kardeş olun. Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu mahrum bırakmaz, tahkir etmez. Kişiye şer olarak kardeşini tahkir etmesi yeterlidir. Müslüman’ın her şeyi; malı, kanı ve ırzı diğer Müslüman’a haramdır Allah sizin suretlerinize ve kalıplarınıza bakmaz, fakat kalplerinize ve amellerinize takvanıza bakar. “Sakın ha! Birbirinizin satışı üzerine satış yapmayın. Ey Allah’ın kulları kardeş olun. Bir Müslüman’ın kardeşine, üç günden fazla küsmesi helal olmaz.
Bediüzzaman Hazretleri Ruslarla savaşa giden arkadaşlarından biri otlayan bir ineği vuruyor. "Kim vurdu bu ineği?" diyor, vuran kişiye;: "Neden vurdun bu ineği?" O da, "Ermenilerin ineği, boş ver, ölsün" diyor. "İşte bizi bu kurşun mağlup eder. Bu bir zulümdür, düşman malı dahi olsa zulüm yasaktır. Zalim insan başarı elde edemez. Ben aranızdan ayrılıyorum" diyerek gruptan ayrılıyor. Ve az ileride düşmanla küçük bir çatışmada ilk olarak o ineği öldüren adam ölüyor. O zaman "Tamam, aranızdan zalim gitti, ben şimdi size katılabilirim. Beraber savaşa gidebiliriz” diyor.
Resulullah s.a.v başında bulunduğu ordu Şam'a doğru giderken, bir yerde konaklıyorlar. Efendimiz bu sırada ashabını şöyle bir gözden geçiriyor. ve "Büyük bir ihtimalle geceyi burada geçiririz, fakat yarın sabah düşman şu tepenin arka tarafındadır, düşmanla karşılaşacağız. Haberiniz olsun ki, içinizde günah işleyen kimse varsa ayrılsın, düşmanla karşılaşırken içimizde bulunmasın. Onun yüzünden biz mağlup olabiliriz." Bunun üzerine bir adam grubun içinden ayrılıyor, öbür tarafa doğru gidiyor. Ashaptan biri arkasından yetişiyor, "Nereye gidiyorsun?" diye soruyor. Diyor ki: "Efendimiz içinizde günah işleyenler, haksızlık yapanlar orduyu terk etsin, dedi. Ben de bir günah işledim, aranızdan ayrılayım ki sizin mağlubiyetinize sebep olmayayım." "Sen böyle şey yapmazdın, nasıl oldu?" diye tekrar soruyor o sahabi. Şöyle anlatıyor: "Ben arkanızdan yetişmek için koşa koşa gelirken, bir ara abdestim sıkıştı, çevreye baktım, kendime siper edecek yer bulamadım, şu duvardan içeriye atladım, düşmanın meyve veren bir ağacının altına tuvaletimi yaptım. Halbuki o ağacın da meyveleri vardı, o sırada meyveler de yere düşüyordu. Ben böylece, düşman ağacının altını kirlettim. Bu halden dolayı da kendimi günahkar kabul ediyorum. Gideyim ki sizin de mağlubiyetinize sebep olmayayım." Düşmanın ağacının altını dahi kirletmeyi günahkârlık olarak kabul eden bir inancın çocuklarıyız.
Birbirimiz hakkında güzel düşünmeli, inanıp ve güvenmeliyiz. Her çeşit eksik ve kusurları örtmeli, camiye devamı her türlü kötülüklerden koruyan namazın nasıl kılınacağını, kötü, yanlış, zararlı, davranışlarını, ayna hadisine göre birbirimize güzelce demeliyiz. Fitne-fesat çıkarmamak insani, ahlaki ve İslâmî bir görevidir. İnsanın hallerinin iyi veya kötü olarak bilinmesi özellikle onun şeref ve haysiyetini ilgilendirmekte olup yerine göre en az mal ve can kadar önemlidir.
Sevgili Peygamber Efendimiz s.a.v. Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz, birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilafa düşmeyin diye de bize bildiriyor. Kolaylaştırmada ahret yolu üzerinde yanlışlardan kötülüklerden günahlardan uzaklaşmak için kolaylaştırmamızı yani takvasız, ibadetsiz, amelsiz, günahların geldiği yerlere ve ayet hadise duyarsız, imana zarar verici durumlarla ahrete gitme ahretimize zordur. Bu yüzden hiç bir şey yapmadan ahrete gitmemizi istememektedir. Dünyada yorulmamız gerektiği de ayetlerle bildirilmektedir. Şeytanında imansız gitmemiz içinde sözü de ayetlerde bildirilmektedir. O’nun da vesvesesine (dediklerini yapmamamız) mağlup olmamamız hepimize farzdır. Mutluluk istiyorsak, evliliği İslam’a göre yapıp, namazı vaktinde girince mümkünse cemaatle hemen kılalım, Ahrette yüzümüzde nur istiyorsak, gece ful teheccüde kalkalım, huzur istiyorsak Kur'anı ağır ağır anlayarak ve yaşama geçirerek okuyalım, Sıhhat istiyorsak, sağlığı elverenler pazartesi Perşembe oruç tutalım, şeytanın vesvesesini yenmek istiyorsak, tartışmadan, kötülüklerden, duyguyu ve nefsi ilah edinmeden her lafı demeden kaçınalım, mutluluk istiyorsak, kılık kıyafetimizde ayetlere uygun giyinmeye tevbe ve istiğfara kurandaki peygamber dualarının zikrine (ilahi, şarkı türkü ve ezgiye değil) devam edelim, üzüntüsüz olmak istiyorsak, her türlü günahtan, kötü alışkanlıklardan israftan, haramlardan, kötülüklerden fitne ve fesattan kaçınalım, terör ve şiddetin yok olmasını istiyorsak, her akşam ayet hadis ve İslami kelimeler ışığında, camide de her Cuma akşamı akşam namazı ile yatsı arası ders başlatalım, kazançta bereket ve hayır güzel kokmak istiyorsak, peygamber (sav) ahlakıyla yaşama ve O'nun temiz pak ehline salavat getirelim, Cehennemden ve münafıklıktan kurtulmak istiyorsak sabah ve yatsı namazını camide kılalım. Kafirlikten kurtulmak istiyorsak, kibir, cimrilik, hased, gıybet, gibi haller ile her türlü boş faydasız işleri terk edip, kıyamet, vakia, rahman duhan mülk Yasin taha münafıkün suresini anlamını tefekkür ederek çok okuyalım. Yorulmadan iyilik yapmak istiyorsak, içimizi dışımızı bir edelim, işimizi hakkıyla yapıp, mirası ayetler ışığında paylaşıp, kazançta haramdan, faizden uzak, Allah c.c, ve Rasülü Efendimiz s.a.v.'i sevip yaşamımızın her anında onlarla olalım, aklımızı pisliklerle günahlarla, midemizi haramlarla doldurmayalım, Allahın sevdiklerini sevelim, Allah'ı sevenleri sevelim, inanan samimi dürüst, riyakar olmayan, Alman gibi yaşamayan Müslümanları sevelim. Kim Allah (cc) ile olursa Allah (cc) O'nunla beraberdir. Kim Allah'ı (cc) severse Allah (cc) O'nu sever. İnsanlara faydalı olma, amel etme ile ibadette aşk ve vecd içinde olma ve gönül dostu olma varken ayrılık gayrlılıklarla olmak niye… Gönüllerde hoş seda kalmanın yollarını aramalıyız. Selam ve duayla…
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.