Mobbing ile Mücadele Derneği; çalışma barışının korunması, onurlu çalışma hakkının gözetilmesi, deneyimli birikimli insan kaynağımızın doğru kullanılması, heba edilmemesi, pozitif işyeri ortamlarının çoğalması amacıyla 2010 yılında kurulmuştur. Ülkemizde bu alanda kurulan ilk dernektir. Bu vesile ile kurucu genel başkanımız Hüseyin Gün’ü vefatının 5. yıl dönümünde saygı, rahmet ve minnetle anıyorum. Derneğimiz her yıl şubat ayının ilk haftasını, 14 il temsilciliğimizle birlikte, ülke genelinde Mobbing ile Mücadele Haftası olarak kutluyor.
1-7 Şubat Mobbing ile Mücadele Haftasında; bu yıl ki temamızı "Mobbing ile Mücadelede Kararlıyız.” olarak belirledik. Dernek olarak Mobbing ile Mücadele Kararlılık Beyanını yayımlayarak, kamuoyunun dikkatine sunuyoruz. Kamu, özel sektor kurum ve kuruluşların, STK'ların bu kararlılık beyanını destekleyeceklerine yürekten inanıyoruz. Amacımız; pozitif bir yaklaşımla ülkemizde Mobbing Farkındalığını artırmak ve Mobbing ile Mücadele bilincini geliştirmektir.
Pandemi süreciyle birlikte maalesef işyerlerinde mobbingin arttığını gözlemliyoruz. Rakamlar da mobbingin arttığının bir göstergesi; 2021 yılında bir önceki yıla göre mobbing vakalarında %4 artış söz konusu. Uluslararası Çalışma Örgütü İLO rakamlarına göre de salgın başladığından bugüne; altı gençten biri işini kaybetti. İşi devam edenlerin çalışma süreleri de %23 oranında azaldı. Bu rakamları; geleceğe dönük olarak ülkemizde de istihdamın daralacağı, sonuçta mobbingin artacağının da önemli bir göstergesi olarak görüyoruz. Türkiye’de ekonomik krizle birlikte maalesef mobbing vakalarının daha da artacağı kanaatini taşıyoruz.
Dernek istatistiklerimize göre her 10 kişiden 4’ü mobbing kurbanı, Mobbing yapanlar arasında erkeklerin oranı daha yüksek, Erkeklerin mobbingine uğrayanların oranı % 46, kadınların mobbingine uğrayanların oranı ise % 35, Erkek mobbingcilerin oranının yüzde 65, kadın mobbing’cilerin oranının yüzde 54 olduğunu belirteyim. Yaş aralığına baktığımızda en çok mobbinge uğrama yaşı 29-33 yaş arasında, neredeyse her yüz kişiden 43’ü mobbing mağduru, Mağdurların % 70’i mobbing’i ispatlamakta zorlandığını, % 87’si bu konuda yetkili kişi ve makamlara seslerini duyuramadığını söylüyorlar.
Mobbingin oluşum sebeplerine baktığımızda sırasıyla; Zorbanın kişilik özelliği, Örgüt yapısı ve iklimi, Verimsiz Çatışma Ortamı, İş Mevzuatları ve İşyeri Kurallarına Uyulmaması, Ekonomik Sebepler, Mağdurun Kişilik Özelliği, İşin Niteliği, Yönetimsel Problemler, İş Görev Tanımının Net Olmaması, İletişim Kanallarının Kapalı Olması, İşin Stresli olması. Mobbing başvurusunda bulunan çalışanlar en çok sırasıyla “İstifaya Zorlama, Kötü Muameleye Maruz Kalma ve Görev Yeri Değişikliği, hakaret, sözlü taciz, ayrımcılık, tutanak tutulması, yasal hakların kullandırılmaması, iftira, fiziksel şiddet ve cinsel taciz” den şikâyet ediyorlar. İş yükünün artırılması, tehdit, iletişimin kesilmesi, iş akdinin sonlandırılması, iş yapmasına engel olma, objektif olmayan performans değerlendirmesi, olur olmaz her konuda, her fırsatta soruşturma açılması, ceza verilmesi, iş verilmemesi, özel hayatın gizliliğini ihlal etme, yapılan işlerin küçümsenmesi, dedikoduya maruz kalma, olmayan bir şeyi varmış gibi göstererek şayia çıkarılması, yeteneklerin çok altında işleri yapmaya zorlanma, performansın engellenmesi de karşılaşılan mobbing davranışları arasında.
Bu davranışlar sonucunda mağdurlarda; depresif bozukluk, kaygı bozukluğu, panik atak, uyku bozukluğu, stres bozukluğu, uyum bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu v.b. hastalıklar ortaya çıkıyor. Mağduru yeniden iş hayatına kazandırmak da uzun zaman alıyor ve çok maliyetli oluyor.
Tüm bu süreçler yaşanırken maalesef Mobbing konusundaki yasal haklar bilinmiyor, yasal hakların neler olduğunu bilmeyenlerin oranı neredeyse % 60.Ülkemizde halen müstakil bir Mobbing ile Mücadele Kanunumuzun olmaması da zorbaları teşvik etmekte yüreklendirmektedir. İLO’nun İşyerinde Şiddet ve Tacizi tanımlayan, önlenmesi için yapılması gerekenleri ortaya koyan, 190 sayılı sözleşmeyi Türkiye olarak imzalayarak kararlı bir duruş ortaya koyabiliriz. Biz dernek olarak her fırsatta sözleşmenin imzalanması ile ilgili açık çağrımızı dile getirdik, getirmeye de devam edeceğiz.
Uluslararası anlaşmalar, Anayasamız ve çerçeve kanunlardan yola çıkılarak verilen mahkeme kararlarına rağmen, hala mobbingin önlenmesi ile ilgili kayıtsız kalıyor, ağır aksak ilerliyorsak, yok sayıyor, “Kol kırılır yen içinde kalır” diyerek görmezden geliyor ve sonuç olarak mobbing artarak devam ediyorsa, burada mobbingi önlemeye dönük bir ortak akıl, duruş ve toplumsal kararlılığın ortaya konulması gerektiği kanaatini taşıyoruz.
Dernek olarak Mobbing ile Mücadele Kararlılık Beyanını da bu nedenle ortaya koyduk. Ülkemizdeki tüm kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör firmaları ve işletmeleri; meslek odaları, üniversiteler, sendika, konfederasyon ve federasyonları ve Sivil Toplum kuruluşlarının dikkatine sunuyoruz. Her kim ki; “Biz mobbingi önlemeye kararlıyız” diyorsa, Mobbing ile Mücadele Kararlılık Beyanımız ortada, kararlılıklarını özgür iradeleri ile ortaya koymak ya da koymamak kendi kararları, duruşları, takdirleridir. Elbette ülkemiz Kamuoyu da kararlılıkla ilgili bu durumu değerlendirecek, takdir edecektir.
İş yerlerinde yaşanan tüm bu olumsuzluklara rağmen, onurlu çalışma hakkının korunduğu, çalışma barışının sağlandığı, pozitif çalışma ortamlarının arttığı, ülkemiz adına daha fazla katma değer üreten pozitif işyerlerinin çoğalacağına yürekten inanıyoruz. “İnsanı Yaşat ki devlet yaşasın” diyen kadim bir medeniyetten gelen insanlar olarak Mobbing ile Mücadelede Kararlı olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz.