Moskova Bolşoy Operasında çalışmak büyük mutluluktur (9. yazı)

Eflatun Neimetzade

Sotkilava’yı sahnede provalarda izlemek insanı manen coşturuyor ve heyecanlanmamak mümkün değil. Özellikle Othello rolünde onu izlerken yerinde kımıldanmak, ufak hareket etmek bile imkansız. Bu gün Othello-Sotkilava ve Dezdemona-Milaşkina ile olan sahneyi izlerken beklenmedik olaylar yaşadık. Özellikle Othello sevgilisini ittiği sahnede aktris Milaşkina da büyük performans sergiledi. Pokrovski Zurapa bağırdı:

-Onu sert şekilde, gücünle kenara it. Öyle ki yere düşsün,- dedi. Zurap önce sakince denedi ve Milaşkina-Dezdemonayı kenara iterek diz üstte yere düştü. Burada ben Zurapa yaklaştım. Hocam bana hitaben, “Hadi, Eflatun, anlat ona söylediklerimi. “Zurap Bey, azizim, seni anlıyorum, Milaşkina sevimli, usta sanatçımızdır ve sen ona bu sebepten çok nazik davranıyorsun. Ama Othello, zaman-zaman duygularına sahip olamıyor, vahşi davranışları vardır, bazen vahşi davranışlarda bulunur ve şok kıskançtır. Eşinin onun Ordu işlerine karışmasına tepki gösteriyor ve onu sert ,acımasızca onu kenara itiyor, olay budur.

Zurap beni dikkatle dinledi ve haklı olarak Milaşkina’ya samimi, güler yüzle baktı. Sanki ondan özür  dileyerek sert davranacağına izin istiyordu. Aktrisa Milaşkina çok tecrübeli ve yetenekli şan ustasıydı, hoş güleryüzüyle  Zurap`a baktı,  başıyla, “Evet, yapa bilirsin, olur”, - iznini verdi. O zaman sahnede beklenmedik bir durum yaşandı. Zurap, Dezdemonayı sertçe, gücünü kullanarak sevgilisini kenara fırlattı. Milaşkina yuvarlandı, sırt üstte yere düştü. Etraftakiler aniden “Vah…” bağırdılar. Şef Rojdestvenskiy, Milaşkina’nın eriydi o bile şaşırdı… Pokrovski yerinden bağırdı:

-Kesin kımıldanma, kalkma, sırt üstünde okumaya devam et. Sakince oku. Çünkü ilk defa Saray soyluları önünde erin seni aşağılamaya kalktı. Bravo, güzel düştün. Sen okuma, sanki ağlıyormuş gibi mızıldansan daha iyi olur, -dedi. Ben de Milaşkinaya yaklaştım, hemen ilave ettim:- Hocam, zaten notalarda “pianisima” yazılıyor, Hocam… -Evet, çok doğru ya? Sadece ikinci cümlede küçük ara vardır, bak o arada kalk ve otur. Ama elin üzerine sallan”, - dedi.  

HER İKİ SANATÇI DÜNYADA TANINAN İNCİLERDİ

Milaşkina çok tecrübeli sanat adamıydı. Hocam Pokrovski’nin söylediklerini kademe-kademe, sırt üste, yerde yatarak söyledi. Sonra ağır-ağır kalktı ve bedenini sağ eli üzerine bıraktı, gözyaşları içinde okumasını bitirdi. Ve yeniden elleri üzerine yere düştü. Sırtı titriyordu. O gerçekten ağlıyordu… Salonda sessizlik hâkimdi.  Pokrovski prova salonuna baktı, sanatçıların gözlerinde hayret, korku vardı. Kimse böyle mizanı beklemiyordu. Aktrisa sırt üste yerde yatıyordu. Pokrovski:

-Beni bağışla, Gena (tanınmış şef, Gennadiy Rojdestvenski orkestra şefiydi provada oturuyordu).  Ben hemen Milaşkinaya yaklaştım, onu yerden kaldırdım. Milaşkina oturup Pokrovskiye baktı. Pokrovski aktrisadan çok memnun kalmıştı.

-Mila sen çok iyi yaptın, tüm temsillerde bu sahneyi sırt üstünde, yerde okumaya cesaret et. Verdi’nin müziğinde de, Shakspeare’in yazdığı gibi bir dramdır. Dram oyununda olduğu gibi aktör sırt üstünde de metni söyler, yaşar ve konuşur. Sen usta sanatçısın, seni tanırlar, sesinin gücünü de biliyorlar. Odur ki, bu durumu yaşamanı temenni ediyorum. Sen onun işlerine karıştın, o da doğal olarak hırsla, aşağılayıcı bakışlarıyla sert tavırlarını sergiledi, bunu sana yaptı. Dezdemona soylu biridir, aslinde kocası bunu yapmamalıydı. Ama o bir asker, General. Bir de soylu ailede terbiye almamıştır, zaman-zaman kaba davranışlarında bulunur. Kaba ve iticidir. Bunları düşün ve söylemeye çalış. Aslinde hiç söyleme, sadece mızıldan, yeter. Fevkalade iyisiniz, sizi tebrik ediyorum, lütfen aynı duygularınla provaya devam edelim, lütfen… Hadi Eflatun, devam ediyoruz…

Prova kaldığı yerden devam etti ve sahnede iki dünya ünlü sanat dehaları yüksek performans sergilediler. Dezdemona yerden dikeldi, sol ayağı ağrıyormuş gibi kendine doğru çekti, sağ elini yere bıraktı, okumaya devam etti. Senatörlerin önünde Othello, Dezdemona’ya hakaret ettiği için her kes susuyordu. Generalin bu davranışını kabul etmediler, başlarını aşağı salladılar. Othello hiç ne yokmuş gibi yaklaştı, suni gülüşleriyle elini Dezdemona’ya uzattı, nazikçe onun kalkmasına yardım etti ve onu büyük ihtiram ve saygıyla Senatörlerin önüne çıkardı. Mizan çok güzel oldu. Her şey çok doğaldı, samimiydi…

Başka şefler derhal itiraz edeceklerdi: - Aman, olmaz, mümkün değil, yapmayın, sırt üste yerde nasıl söyler, der, isyan ederler. Çoğu zaman ise: -Bu sestir, sırt üstünde söyleyemez, nasıl okuya bilir ki? Kıyamet koparacaktı. Ama Rojdestvenski bir dünya şefiydi, önünde ise deha rejisör Boris Pokrovski duruyordu. İki dünya ünlü sanat adamları vardı. Şef prova sonrası şöyle dedi:

-Boris Aleksandroviç gerçeği söylüyor, eğer durum bunu gerektiriyor ise neden olmasın? Othello Dezdemona’yı sert ve kabaca itmeseydi, o zaman başka bir mizan doğacaktı. Şimdiki duruma göre sırt üstünde okuması çok doğal ve gerçekçi oldu… Ben Boris Alşeksandroviçi yıllardır tanıyorum. Sanatçılar ile çalışırken, rolün ve karakterin ruhuna ve duyguların dibine dek iniyor ve doğru olanı buluyordur.

HOCAM POKROVSKİ, DÜNYANIN DEHA REJİSSÖRÜYDÜ

Gerçeği arıyor,  sanatçılardan devamlı doğru yaşamayı, doğal ve inandırıcı olmayı talep ediyor. Bu durumu yaratan odur. Ben sadece takdir ediyorum. Çok güzel, şahane bir sahne oldu”, dedi. Eşim ilk düştüğünde kocası olduğundan dolayı tepki göstermek istedim. Fakat, Boris Aleksandroviç aktrisaya bağırdı, -Yerinden kımıldanma, sırt üste sakince okumaya devam et, - söylediğinde sustum. Prova sürecinde garip şeyler, sürprizler oluyor. Biz buna yaratıcı süreç deriz. Sonuçta sanatçı da bunu doğal olarak kabullendi ve sırt üstte okumaya devam etti… Çok etkileyici ve doğal sahne alındı. Prova bittiğinde Milaşkina’nın yüzünde tepki vardı. Beklenmedik mizanı bir türlü kabul etmiyordu. Ama sonra kendisi de bunun doğal ve etkileyici bir sahne olduğuna inandı…

Boris Aleksandroviç sabırla kadim arkadaşı, orkestra şefi Rojdestvenski’ni dinledi ve güldü. –Eşin yere düştüğü için kavga edeceksin, düşündüm. Evet, bu şakaydı, ama bu sahne çok güzel oldu, değimli, Gena? -Elbette, Borya, beklenmedik bir durum oldu, ama çok da güzel oldu. Kutluyorum seni, dedi ve el verip tüm sanatçıların önünde kucaklaştılar. Bütün sanatçılar, tüm Koro, bale, hatta sahnede çalışanlar da iki dünsa sanat ustalarını alkışladılar.

-Eğer her ikiniz böyle düşünüyor iseniz… Eh, ne yapıyım… Kabul ediyorum… Gerçekten Mila, çok güzel yaptın. –Zurap yaklaştı, Milaşkina’nın önünde diz çöktü, onun ince elini öptüğünde, aktrisanın yüzü ilk defa güldü:

-Sen Zurap’sın, seni seviyorum, biliyorsun, ne yapayım. Anlıyorum. Duruma göre bu kaba hareketi yaptın. Boris Aleksandroviç bunu istiyorsa demek ki yapacağız… Aslinde güzel mizandır. Yapacağız. Pekâlâ, mizanı bir daha teknik olarak tekrar edek ve fiks ediyoruz.

Prova çok heyecanlı, coşkulu ve keyifli geçti. Montano ile Kassio’nun vuruş sahnesinde de aynı hikâye yaşandı. Pokrovski, kılıç Hocasını provaya davet etmişti ve görevi kendisine aynen şöyle anlattı:

-Genelde iki soylu adam kılıç oyunu yapıyorlar. Beklenmeden  Montano, aldığı sert darbeden yere düşer… Bu sahne çok basit ve gülünç oluyor. Senden ricam vardır, sert bir savaş oyunu sergile. Öyle ki, tıpkı Tibalt ile Romeo’yu hatırlasınlar. Filmde vardır ya, aynen o sahnede olduğu gibi itici ve öldürücü vuruş sergile, lütfen. Sen önce müzikisiz prova yap. Çok hırslı, sert bir savaş yarat. Her iki taraf kazanmayı düşünüyor. Önce yapsınlar. Her ikisi de çok, ama çok hırslılar. Hadi başlayın.

POKROVSKİ, BOLŞOY OPERASINI-DÜNYA HARİKASI YAPTI

Sahnede gerçek bir kiliç oyunu başladı. Usta kiliç Hocası gösteriyordu ve aktörler sert kiliç oyununu sergilediler. Havada uçan Kılıçlardan zaman-zaman ateş parlıyordu. Kassio ve Montano  acımasızca Kılıçlarıyla hırslarını ifade ediyor, hamleler yapıyor, darbeler indiriyorlardı. Hocam provayı durdurdu, her iki sanatçıyı övgüyle kutladı:

-Her ikinizi kutluyorum, aferin size. Bakın, aynen böyle vuruşacaksınız. Çok doğal ve kırslıydınız. Şimdi tekrarında daha da cesaret ve güç kullanın. Öldüresiye vuruşacaksınız, salondaki seyirciler o zaman size inanacaklar. Sen, Montano yere düşmeden önce aldığınız son öldürücü darbeden “Ah…” haykır ve sonra yere düşeceksin. Hadi yeniden başlayın.

Tüm sanatçılar, sahnede çalışanlar iki soylunun hırslı, ateşli kılıç yapmalarını izliyor, ara-sıra “bravo” sesleri yükseliyordu… Bu sahne  gerçekten çok inandırıcı ve gerçekçi oldu… Montano, almış olduğu son darbeden “Ah…” bağırarak, basamalar üzerinde yere düştü… Sahnede, salonda ve kulislerde her kes aniden  Hocam Boris Aleksandroviç`e dönerek onu alkışlamaya devam ettiler. Boris Aleksandroviç ona yönelik alkışlardan pek de hoşlanmıyordu. Sertçe kalktı:

- Çok lyiydiniz, sizi kutluyorum… Yirmi dakika ara veriyoruz. – Ben hemen kendisine yaklaştım. - Hadi, Eflatun, odaya gidiyoruz, - dedi ve hızla asansöre doğdu yürüdük…

Devamı vardır…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.