Kahraman Bir Vâlidenin Mektubu
Kadırga'da Hilâl-i Ahmer Hastahanesi'nde taht-ı tedavide bulunan Kayseri'li Mehmet oğlu Mustafa nâmındaki kahraman bir mecruh gâzimize, vâlidesinden aşağıdaki mektup vâsıl olmuştur. Bu kadar necip ve kahramanâne hissiyata malik bulunan vâlidelerin âğûşunda büyüyecek olan her yavrunun din ve vatan uğrunda kan döken birer "Mehmet oğlu Mustafa" olacağına şüphe mi var:
"Oğlum,
29 Nisan 331 tarihli kartınızı aldım. Vâlide kalbi değil mi, müteessir oldum. Fakat büyük bir maksat ve emel-i dini(dini gaye) uğrunda can siperhâne bir fadakarlık olduğuyçün sevindim. Din-i İslamın ve Müslümanların düşmanlara karşı devam ve bekâ-yı şevket ve azameti, ulu dinimizin büyük emirlerinden olan cihada sülûk ile kâbildir. Bu yolda cihadın memâtında(ölümünde) hayat, hayatında bir hayat- diğer (başka hayat) vardır. Gazânız mubarek olsun oğlum! Allah Müslüman askerlerine kuvvet, iman, sabır ve sebat ihsan buyursun âmin. Düşmanlarımızı Kahhar ismiyle kahretsin. Emellerine kavuşturmasın âmin. Bihurmeti's-seyyidi'l -mueselin. Ailemizde mucibi endişe(kaygılanacak) birşey yoktur. Selamlar ederler, merak etmeyesin. Kolunun o hafif yarası yüz bin Müslüman namusunu kurtardı. Âfiyette ol. Allah bütün ümmeti Muhammedi zalimlerin esareti altında yaşamaktan masûn eylesin oğlum.
Kayseri, 7 Mayıs (1331) Vâlideniz Gülsüm (1)
Mehmet Çavuş'un Hastahaneden Cephedeki Komutanına Yazdığı Mektup
Dinarlı Kadir oğlu Mehmet Çavuş, 1. Tümen, 70. Alay, 3. Bölük Çavuşu olarak Conkbayırı ve Seddülbahir Muharebelerine katılmıştır. Muharebelerin devam ettiği günlerde büyük kahramanlıklar göstererek düşman tarafından atılan bombaları patlamadan yine düşmana atmak suretiyle cesaret be secaat harikaları yaratmış ve nihayet yine böyle bir bombayı alarak düşmana havale edeceği sırada her nasılsa birden bire infilak eden bombadan sağ el bileğini kaybetmiştir. Vatan aşkıyla dolu bu kahramanımız hastahanedeki yatak ızdırabından tabur komutanına şu mektubu göndermiştir:
" Sağ kolumu kaybettim, zararı yok sol kolum var. Onunlada pek âlâ iş görebilirim. Beni müteessir eden yine kıtama iltihakla düşmanla çarpışmama mani olan şey yaramın henüz iltiham bulmamış(iyileşmemiş)olmasıdır. Hastahâneden kurtulatak hâlen harbe iştirak edemediğim için beni mazur görünüz afv ediniz muhterem kumandanım"
Kadir oğlu Mehmet
1. Kolordu, 1. Fırka, 7. Alay, 3. Tabur, 1. Bölük Çavuşu
Babasından Çanakkale Cephesi'ndeki Oğluna Mektup
Adliye Nezâreti İ'lâmât-ı Nizamiye Kalemi Ketebesi'nden olup seferberlik münasebetiyle Arıburnu'nda fevlalâde ibraz-ı şecâatle(kahramanlık göstererek) 22 Ekim 1915 te şehit olan Balbânîzade Şeyh Hüsnü oğlu Âli Burhaneddin Efendi , zâbit namzedi iken söz konusu efendi Şehit Ali Paşa torunu olup Üsküdarda doğmuş, Şemsü'l-mekâtip de mükemmel bir tahsil görmüş ve adliyenin çeşitli kısımlarında bulunmuş cümlesinde amirlerinin takdir ve terfilerine mazhar olmuştur.
Babasının iş bu son mektubunu şehadetinden bir gün önce almıştır.
"Oğlum...
Kimsesiz ve ihtiyar olduğumdan dolayı beni hiçbir vakit düşünme. Şimdi senin vazife-i mukaddesin (kutsal görevin) din ve millet hususiyle makam-ı kudsiyyet-ittisamı (kutsal makamı) muhafaza uğrunda hüsn-i hizmet, ecdadın gibi bu yolda nam kazanmaktır.
Oğlum, ya gâzi olup eve dönerek ya şehit olup dahili cennet olmaktır(cennete girmektir).
Pederin
1 teşrini evvel(1)331 [14 Ekim 1915]
Evet değerli dostlar Mehmet Âkif'inde söylediği gibi "Cehennem olsa gelen Göğsümüzde söndürürüz" biz bu şanlı tarihin evlatlarıyız. Bende bir şehit torunu ve bu ecdadın bir evladı olarak onur ve gurur duyuyorum. Hatıralarda görüldüğü gibi bu millet öyle kolay yenilecek bir millet değildir. En yakın örneğini 15 Temmuz'da yaşadık ve tekrar yedi düvele göstermiş olduk. Selam ve Duâ ile... (Düzenleyen Yakut Lüy)
Kaynak: Tasvir-i Efkâf, nu.1458, Recep1331/18 Mayıs 1331/1 Haziran 1915, s.2.