Mutluluğun kaynağı

Bahattin Demiray

Dünyada insanlar yaratılışı, mesleği, inancı gereği muhtelif sınıflara ayrılmışlardır.(Türk, Kürt, Alman, İngiliz, Rus v.b. İnancı gereği ise, Alevi Sünni, şia, vehhabi, deist, ateist, kafir, fasık, münafık, müşrik, Budist, Hıristiyan, Yahudi, Müslüman) Müslüman dışındakilerin, mürşidi nefis ve şeytan olup, dinî- ruhi lezzetlerden mahrum, manen karamsardırlar. Aslî yaratılışlarının gereği olan dünyaya imtihan için gönderildiklerini düşünmedikleri için ahretini kaybetmişlerdir.

Hayat koşturmaca sının peşinde geçen günlerimizi sadece para kazanmak, zengin olmak, çocuklarımıza rahat edecekleri bir gelecek bırakmak için çalışmak, kimimiz de nasıl olsa bu dünya boş ve geçici sorumsuzca yaşar olmuşuz. Oysa ki hayatın elde edilmemiş ve keşfedilmeyi bekleyen milyarlarca güzelliği olduğunu, bize düşenin etrafımıza sadece bakmak değil, baktığımızı görmek felsefesiyle hareket etmek gerektiğini bilmeliyiz.

Çocuklarımıza ailenin devletinin  ve kendinin dünya ve ahret refahına mı yaşantısına katmak yerine, kendi egosu nefsinin isteklerini  yapması sonucu sorumsuz ve duyarsız  insanları yoldan çıkaran kâfirlerin ve sapıkların söz ve hareketlerine uymanın, sonucu  isyan, bölücülük ve şeytanın vesvese ile parlak sözleri gizli telkinleri, şeytanlaşmış insanların aldatmaları sonucu yoldan çıkmaya Yüce Allah’la arayı açarak kul olmaktan, bir de birbirimizle aranızı açmaya, Dünya ve ahreti perişan etmeye yol açacaktır.

Utanmama, yapılanlara üzülmeme, hırs, isyan, laf getirip götürme, fitne-fesad, cehalet, kötü alışkanlıklar, kin-nefret, kibir, küfür, şirk, ikiyüzlülük, nankörlük,  asabiyet, vefasızlık, sabırsızlık, zan, zülüm, ırkçılık, başarısızlık, kızgınlık, suçluluk, cimrilik, aç gözlülük, kaba ve haşin davranış, kusur arayıp kınama vb. haller toplumun ve kişinin ruhsal hastalığını oluşturur. Şeytan ve ordusu da bu hallerde olmamız için uğraşır. 

Barış ve selamet temini için üstün ahlâkın, hukukî ve sosyal incelikleri içeren geniş bir amelî şeriatın bütün kapsamıyla tatbikinin gerekliğine dikkat edilmelidir.

Aile içinde bir takım işleri ödül karşılığı değil ailenin parçası olarak sorumluluk bilinci içinde yapmanın gereği verilmeli.  Eskiden, bağ bahçe sulama, hayvanları otlatma, amacı ile çocuklara görev verilir yaz okullarında kötü alışkanlık sahibi çocukların etkisinde ebeveynler uzaktan müdahale ederlerdi.

Akşamın geç vaktinde aileler çocuklarını dışarıya göndermeleri sonucu kötü huylu, bağımlılık içinde olan arkadaşların, malayanilikleri, alışkanlıkları, inancı ve davranışlarının etkisinde kalmakta sonra çocuğunun huy ve davranışları için psikologlardan, rehber öğretmenlerden yardım istemek zorunda kalınmaktadır.

Yaz okullarında, öğrenilen bilgileri anlamak için arkadaş gibi karşılıklı konuşarak yanlış ve kötü alışkanlıkları güzelce ortaya konulmalı alınan doğru kararların sonunda sorumluluklarını görüp anneler babalar sıkıntı çekmemeli…

Oysa sorumluluktan uzak, okula servisle gönderme servis gelmediği veya kaçırıldığı zaman kendilerinin götürmesi sonucu ben özelim, farklıyım, bağımsızım, özgürüm gibi bide ideolojik saplantıya sahip, insanlardan evrim, yaradılış ve materyalizm, kapitalizm sosyalizm bilgileri öğrenmesi sonucu topluma iyi bir birey kazandırılmıyor. Aileyle çatışan isyan eden bir fert haline getiriliyor.

Hayatın gizemini ve mutluluğu arayan bir genç vardır. Bu genç hayatın gizemine ve mutluluğun kaynağına ulaşmak için bilgelerden yardım ister. Ve sonunda derdine bir kralın derman olabileceğini öğrenerek bilge kralın karşısına çıkar. "Bana hayatın gizemini ve mutluluğun kaynağını anlatır mısınız?" der. Kral kendisine daha sonra yardımcı olabileceğini söyler. Şimdi gidip sarayını dolaşmasını ister. Gence bir kaşık verir. Kaşığın içerisine de iki damla yağ koyar ve yağı dökmemesini tembihler.

Genç gidip sarayı dolaşır ve kendisine söylenen saatte tekrar kralın karşısına gelir.

Kral: "Sarayımı iyice dolaştın mı?" der. Genç "evet" der. Peki, der kral; gencin elindeki kaşığa bakar, yağ dökülmemiştir. Kral: "Sarayımdaki ünlü ipek halıları gördün mü?" der. Genç "hayır" der.

Peki, bahçemi gezdin mi? Çok güzel çiçekler vardı, bahçıvanım onları uzun yıllarda yetiştirdi, onları gördün mü diye sorar. Genç "hayır" der. Kral, ya muhafızları gördün mü? Çok eğitimli ve disiplinli bir ordum var.

Genç, görmedim der.

Kral, tekrar kaşığa yağı damlatır ve "yeniden sarayımı gez" der. Etrafına iyi bak, demeyi de ihmal etmez. Genç elinde kaşıkla birlikte tekrar sarayı gezmeye başlar. Sarayın muhteşemliğini görür, şaşkınlıkla tekrar kralın karşısına gelir. Hayretler içinde krala gördüğü bahçeden, ipek halılardan ve sarayın muhteşemliğinden söz eder. Bilge Kral, peki kaşıktaki yağa bir bakalım, der.

Gencin elindeki kaşıkta yağ kalmamış, hepsi dökülmüştür. Yağdan eser yoktur.

Bilge Kral gence: İşte hayatın gizemi ve mutluluğun kaynağı budur, elindeki iki damla yağı yitirmeden etrafına bakabilmeyi öğrenmektir, der.

Allah'ın emirlerine boyun eğmekle öyle mükemmel bir sosyal muntazam bir İslâm yurdu meydana getirmeliyiz ki aramızda isyandan, kavga ve anlaşmazlıktan, tartışmadan, birbirimize eziyetten, eğrilikten, yalandan, riyadan, kibirden, Allah'ın haklarına ve kulların haklarına tecavüz etmeden, kısaca Allah rızasına aykırı hareketlerden eser bulunmasın da, herkes, güven ve karşılıklı sevgi, rahatlık ve tam bir huzur içinde vazifeleriyle meşgul olsun, geleceğine ve ahretine tam bir sevinçle yürümeli ve bunu bozacak fesatlara meydan verilmemeli,  Dünya hayatı hakkında parlak sözler söyleyip de kalpleri en merhametsizce düşmanlıklarla dolu olan, şeytanca hareket edenlerin arkasından gidilmemeli.

Kazanma için, doğru ilim, cömertlik, ağzı sıkılık, edep, Tevhit,  kanaat, itaat, faziletli davranışlar, sevgi, saygı, tevazu, iman, ihlas, şükür, sabır, ağır başlılık, doğruluk, vefa, doğruluk, hakikat, adalet, şecaat, cömertlik, ibadet, zikir,  helal haram  konularının yüce duygular olduğunu bu duygular örneklerle  geçmişteki insanların hallerinden bahsederek yönelmelerinin sağlanması için çalışılmalıdır.

Bu yüce duygulara sahip olan müminlerin, gelecek kaygısı olmaz kalpleri nurludur. İnsan, güzelce düşünmeli, kendisini dünyada nimetlere nail buyuran Yüce Yaratıcısını birlemeye, devam ederek kâfirce hareketlerden kaçınmalıdır. Hakiki selâmet ve saadet ancak o sayede tecelli eder. Selam ve Duayla…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.