Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı “RESPUBLİKA” Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, ünlü bilim adamı, Prof. Dr. Teymur Ahmedov’un kaleme aldığı “Mustafa Kemal Atatürk ve Nariman Narimanov” makalesi Türkiye basınında büyük yankı uyandırdı. Otuz yıldır güzelim Türkiye’sinde çalışıyorum ve günümüzde bile yazar-büyük devlet adamı, Nariman Narimanov’un gerçek bir Türk olduğu, Türklere her türlü yardımlarda bulunduğu, tarihi Çanakkale Savaşı’nda bile Büyük Atatürk’e her türlü maddi-manevi destekte bulunduğu hakkında az biliyorlar ve ya hiç bilmiyorlar? Ve bunun gerçek sebeplerinden biri Türkiye’deki Ermeni azınlığın yürütmüş olduğu anti Türk ve anti Azerbaycan tebligatı sebep olmuştur. Ta ki tanınmış tarih-bilim adamı, Hüseyin Adıgüzel’in gerçek Türk evladı, yeni kurulan Sovyet Cumhuriyetlerinin ilk Başbakanı, büyük devlet adamı, Nariman Narimanov’un, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruculuk yıllarında bile büyük maddi-manevi yardımlarda bulunduğu, Türk dünyasının ender evladı olduğunu kitaplarında kanıtlamış olduğuna dek. Ayrıca, Narimanov, Doğu ülkeleri ile Sovyet Cumhuriyetleri arasında dostluk ve kardeşlik bağlarının pekişmesinde bile kilit rolü oynadığı aşikârdır ve tarihi belgeler bunun kanıtıdır. Hakiki ve gerçek Türk olduğuna ve Rusya ile Türkiye arasında sıcak ilişkiler kurduğuna göre düşmanlarımız tarafından zehirlenerek öldürülmüştür. Moskova Kremlin önünde onun mağrur heykeli yükseliyor. Prof. Dr. Teymur Akmedov’un kaleme aldığı “Mustafa Kemal Atatürk ve Nariman Narimanov” makalesinin son bölümünü sunuyorum.
E. Neimetzade.
BÜYÜK TÜRK HALKINA MUHABBETTEN KAYNAKLANAN KARDEŞLİK
…Azerbaycan’ın vatansever gençleri ülkenin geleceği hakkında ciddi şekilde ilgileniyorlardı. Bu amaçla “Kafkas Müslüman Öğrencileri Cemiyeti” yaratmışlardı ve gizli faaliyetlerine başlamışlardı. İstiklaliyet ruhlu gençler Milli Orduya gönüllü asker toplamayı ve Nargin ceziresinde olumsuz şartlarda tutulan harbi askerleri oradan kaçırmayı karşılarına maksat koymuşlardı.
Rusya’da içtimaı-siyasi, ekonomi buhran, ülkede baş veren kritik süreçler öyle bir karmaşık ortam yaratmış oldu ki, harbi esirlerin ciddi denetimde tutmaları mümkün olmuyordu. Rusya’nın “işçi batalyonları” ve mahpus kamplarından Türk, Alman ve Avusturyalı harpçiler kaçarak Azerbaycan’a penah getiriyorlardı. Rusya hâkim daireleri ciddi aktarış-ameliyat planlarını gerçekleştirmek iktidarında değillerdi. Ama cezirelerden esirlerin kaçmalarından rahatsız olduklarını inzibatı organlara iletiyor, kaçmaların önlenmeleri için ivedi kararların alınmasını söylüyorlardı. Hafiyeler sağa-sola koşturuyorlardı, fakat ellerinden bir şey gelmiyordu.
Bakü’deki Hayriye Cemiyetleri, zengin Türklerin maddi-manevi destekleri sayesinde ceza evlerinden harbi esirlerin kaçırılması, titizlikle korunmaları ve vatanlarına gönderilmeleri olağanüstü organizasyonlarla gerçekleşiyordu. Hasta ve yaralı olanlar ise tedavi ediliyordu, yeni giyimlerle temin ediliyordu, sahte İran pasaportlarla şehirde rahatça dolaşıyor, tanış oluyorlardı. Onlar, daha sonra “İsmailliye” binası yakınlığında “İran misafirleri” için özel mekânda her gün çay içiyor, yemek yiyor, “para ödemek adasıyla” kasaya yaklaşıyor, paranın kalanını almak için el uzatıyorlardı. Yani, kasadan “verdikleri paranın üstünü almak” bahanesiyle kasadan günlük harçlık alıyorlardı. Dükkân sahipleri Türk esirlere büyük ilgi gösteriyor, alış-veriş yaptıklarında çoğu zaman Türk esirlerden para bile almıyorlardı.
1920-1921 yıllarında Mustafa Kemal Atatürk Paşa ile Nariman Narimanov arasında “çeşitli tarihlerde bir-birlerine yazmış oldukları mektuplardaki sohbetler, ortak düşünceler” üzerine yaranmış dostluk ilişkileri sarsılmaz kardeşlik ilişkilerine dönüşmüştü.
1920 yılında N. Narimanov’un “Bağımsız Sovyet Azerbaycan’ının” Halk Komiserleri Sovetine Başkanlık etmesi Mustafa Kemali çok memnun etmiştir. Bu amaçla o, Azerbaycan’la dostluk ilişkilerini kurmak için Şevket Esendağı Sefir olarak gönderiyor. Bir yıldan sonra Türkiye’de, Ankara şehrinde Azerbaycan Sefirliği açılırken ilk Sefir İbrahim Abilov’un davetini kabul ediyor ve açılışta şahsen iştirak eden Mustafa Kemal Paşa “Azerbaycan Bayrağını kendi elleriyle göklere yüceltiyor ve konuşmasında şöyle diyor: “Milli hududumuz içinde azat, müstakil yaşamak istiyoruz. Milletimiz bu isteğimizin kardeş Azerbaycan halkı ve hükümeti tarafından desteklediği için büyük kurur hissi duyur. Türkiye ve Anadolu Türkleri Azerbaycanlı kardeşlerinin onlara besledikleri hoş ve güzel duygulara büyük değer veriyorlar. Yaşasın Türkiye-Azerbaycan kardeşliği. (Hüseyin Adıgüzel, “Atatürk, Narimanov ve Türk Kurtuluş Savaşı”. “RESPUBLİKA” Gazetesi, 19 Haziran, 2019 yılı).
ATATÜRK, AZERBAYCAN BAYRAĞINI YÜCELTMİŞTİR
Türkiye-Azerbaycan dostluk ilişkileri Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkede Türk Kurtuluş Savaşı yürüttüğü yıllara tesadüf ediyor. Türk araştırmacısı Hüseyin Adıgüzel’in çalışmalarına göre Mustafa Kemal Paşa “Batı’nın büyük güçlerinin düşmanı olan Sovyet Birliği’nden emperyalizme karşı savaşmak için destek ve yardım” almak maksadıyla Moskova’ya göndermiş olduğu Heyeti “hiç kimse ile buluşmadan geri dönmek mecburiyetinde kalıyor”. Hâkim resmi daireler Türkiye heyetini kabul etmiyor.
Moskova’nın sorumsuz davranışları N. Narimanov’un inandığı prensip ve kanunlara zıt idi. Yenice uyuşmakta olan “son derece gerekli ve önemli” diplomasi ilişkilere son koyulacaktı.
Hüseyin Adıgüzel’in söylediği gibi, N. Narimanov Türk Kurtuluş Savaşı’nın uğurla, zaferle sonuçlanmasının Doğu halkları için iyi bir örnek olacağını düşünüyordu”.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 1921. Yılı Şubat ayının evvellerinde Moskova’ya göndermiş olduğu Resmi Heyet’in Mustafa Kemal Atatürk’ün tavsiyesi ile önce Bakü’de N. Narimanov’un davetinde olması hiç de tesadüfi değildi. Narimanov, Lenin’e mektup yazıyor, Behbud Şahtahtinski’ni de Türk Resmi Heyeti ile birlikte Moskova’ya gönderiyor.
Lenin, tutarlı argümanlarla yazılmış N. Narimanov’un mektubunu 1921-ci yıl Şubat’ın 19-da Merkezi Komitenin üyeleri ile de tanış ediyor. N. Narimanov mektubun bir yerinde Lenin’e şöyle yazıyordu: “Ermeni meselesi Türkler için ölüm-kalım meselesidir. Bu meselede Türklerin yanında yer almış olmasanız, bütün Doğu Halklarını yitire biliriz ve Azerbaycan’ı elde saklamak mümkün olmayacak”(“RESPUBLİKA” Gazetesi, 10 Temmuz 2019).
Hadiselerin gidişatından görüldüğü gibi, beklenen sonuçtan anlaşılıyor ki, Lenin, Dış İşleri Bakanı, Ermeni yanlısı Çeçerin gibi düşünen, Türk Resmi Heyetini soğuk karşılayan ve tekliflerini dikkate alamayan rehberlerin münasebetlerini dikkate almadan Narimanov’un mektubundaki uyarılara dikkatini artırmış, “taraflar arasındaki Anlaşmanın gerekli olması kanaatine varmıştır”.
NARİMANOV, AZERBAYCAN TARİHİNDE MÜSTESNA ŞAHSİYETTİR
Buna göre de Türkiye Resmi Heyetinin Rusya Federasyonu ile Anlaşmasında başarı elde ediliyor: “Türkiye bir milyon Altın para borç alıyor. Nahçıvan’ın Azerbaycan’ın terkibinde kalması kararlaştırılır. Rusya Federasyonu ile Türkiye ortak düşmanları – İngiltere’ye karşı tüm konularda iş Birliği yapılacağına karar veriyor”.
Böylece, N. Narimanov, Türkiye’nin ağır durumunda onun büyük bir devlet tarafından desteklenmesine nail oluyor.
Hüseyin Adıgüzel yazıyor: “Ankara Hükümetinin Sovyet İttifakı tarafından tanınması Uluslararası alanda çok önemli ve büyük adım idi. Bu başarının- mimarlarının en başında duranı elbette ki, o dönemde Azerbaycan Şura Devletinin Başkanı, Nariman Narimanov’dan başkası değildir”.
Türk Ordusu’nun Kurtuluş Savaşında işgalci koşunlarına vurmuş olduğu darbeler Azerbaycan’da büyük coşkuyla karşılanmıştır. N. Narimanov’un resmi talimatıyla Dış İşleri Komissarı Davud Hüseynov Türk Halkını, Türkiye Büyük Milet Meclisini ve onun Başkanı Mustafa Kemal Paşayı, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ve Azerbaycan halkı adından tebrik ediyor. Bunun şerefine 1921-ci yıl Mayıs ayının ortalarından her ay Azerbaycan hükümeti Türkiye’ye 62 sisterna (çelik-vagon) petrol ve üç vagon Kerosin göndermeyi karara bağlıyor.
NARİMANOV-TÜRKİYE’YE ARALIKSIZ YARDIMLAR ETMİŞTİR
1922 yılın Temmuzuna dek 9 bin tondan fazla Kerosin ve 350 ton petrol gönderilmiştir. 1921 yılı Mart’ın 17-de Türkiye Büyükelçisi Memduh Şefkat Bey Mustafa Kemal Paşanın takdim ettiği mektuba istinaden N. Narimanov, hükümet üyelerinin bazılarının karşı çıkmalarına bakmaksızın, hazinede olan 500 kilo Altını derhal Ankara’ya gönderiyor. İlaveten de 30 sisterno petrol, iki sisterno benzin ve 8 sisterno maden yağı gönderiyor.
1921 yılı Mart’ın 23-de Mustafa Kemal Paşaya cevap mektubunda Türk Ordusunun zaferini tebrik ettikten sonra ona samimiyetle yazıyordu: “Paşam, Türk Milletinde bir anane vardır, kardeş, kardeşe borç vermez, kardeş, kardeşin her zor anlarında elinden tutar. Bizler kardeş halklarız, her zaman ve her şartlar altında biri-birimizin elinden tutacağız. Bu gün yaptıklarımız bir kardeşin kardeşine yaptıklarından başka bir şey değildir”. (Doğan Avcıoğlu, Milli Kurtuluş tarihi”, III. Cilt, sayfa 438. Kaynakça, Hüseyin Adıgüzel’in makalesinden alınmıştır).
Araştırmacı-bilim adamı Hüseyin Adıgüzel şöyle yazıyor: “Tarihi gerçekler ve kaynakçalar tastıklıyor ki, Nerimanov Azerbaycan Devletinin başında kaldığı iki yıl boyunca Moskova’ya bağlı olmasına rağmen müstakil devlet Başkanı olarak davranmıştır ve Türkiye devleti ile olan ilişkileri daha ileriye, yüksek kademelere yüceltmiş, ölçü ve mikyaslara götürmüş ve daha önemlisi çok zor durumda olan Anadolu’daki kardeşlerine devletin tüm olanaklarını seferber etmiş, hiç kimseden çekinmeden, korkmadan-etmeden, elinden gelen her türlü yardımları severek etmiştir. Ve bütün bunlar belge ve kaynakçalarda eksini bulsa da tarihi değerini alamamıştır”.
Gerçekten de 1970 yılına dek Sovyetler Birliğinde böyle olmuştur. Umum milli liderimiz Haydar Aliyev, büyük Nariman Narimanov’un adının, faaliyetinin, edebi irsinin, milletin salnamesindeki rolünü, tarihi değerini kıymetlendirmeye nail oldu, hakikati gerçekleştirdi. Bakü’nün en çav-çavlı yerinde onun azametli heykelini yüceltti.
Böylece, halkımızın beşeri evladı Nariman Naimanov’un ebediyen yaşayacak hakkının temeli koyulmuş oldu.
Şükürler olsun!..
SON!
“RESPUBLİKA” Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Teymur AHMEDOV