Türk futbolunun hastalığı teknik direktör kıyımı devam ediyor. Başkanlar başta olmak üzere yöneticilerin yaptığı sorumsuzlukların, yanlış transferlerin bedelini teknik direktörler ödüyor ülkemizde maalesef.
Alınan her başarısız sonucun ardından ilk fatura her zaman olduğu gibi teknik direktörlere kesiliyor. Yöneticiler alınan yenilgilerde futbolcuları gönderemeyeceğine göre hemen en kolay yolu seçip gözüne teknik direktörü kestiriyor.
Diyor ki hocam gidişat hiç iyi değil, takım iyi yolda gitmiyor ve bir kan değişikliğine ihtiyacımızı var. Onun biz seninle yollarımızı ayırmak zorundayız diyerek işin kolayına kaçıyor ister istemez.
Hiç yöneticiler düşünüyor mu ben hangi oyuncuları aldım, ne kadar para saçtım ve bu saçtığım paraların hesabını tutuyorum demiyor da teknik direktöre faturayı kesiyor onun görevine son veriyor.
Ülkemiz adeta yabancı futbolcu çöplüğüne dönmüş durumda. Gerek Süper Lig’de gerekse alt liglerde kalitesiz ve üçüncü sınıf yabancı futbolcular cirit atıyor bunları hiç sorgulayan ve neden transfer edildi diyen görmüyoruz.
Süper Lig’de olduğu gibi Birinci Lig’de de teknik direktör kıyımı hız kesmeden devam ediyor. Başkentin güzide ekibi Gençlerbirliği’ne teknik direktör dayanmıyor. Hatırlayın geçen sene yedi teknik adam takımı çalıştırmış ve zor bela ligde kalmıştı.
Gençlerbirliği sezona takımı geçen yıl ligde bırakan eski Metin Diyadin ile başladı. Sonuçlar istenildiği gibi olmayınca, Diyadin istifa etti yerine Taşkın Aksoy getirildi. Belki bir umut, belki bir çare olur diye ama o da olmadı daha doğrusu olamadı.
Yaptığı sorumsuz harcamaların ardından UEFA tarafından transfer yapması yasaklanan ve transfer tahtası kapatılan Gençlerbirliği ne acı bir durumdur ki hiçbir transfer yapmadan 2022-2023 sezonuna giriş yaptı.
Sen şimdi kaliteli oyuncuları alamazsan, yedek kulüben zayıf olursa, genç çocuklardan medet umarsan sonunda tepetaklak ligin dibine demir atarsın. Bu da hayatın bir gerçeği. Ne ekersen onu biçersin demiş ya atalarım aynı durum Gençlerbirliği için geçerli.
Takıma hiçbir oyuncu transfer edemiyorsun sonra başarı bekliyorsun. Yahu siz daha iki ayda üç kere genel kurul yaptınız bu nasıl tutarlılıktır, bu nasıl bir anlayıştır sormak istiyorum. Başkan Niyazi Akdaş gidiyor yerine Talip Çankırı geliyor, Talip Çankırı gidiyor yerine tekrar Niyazi Akdaş geliyor. İnsanın kafası karışıyor değil mi?
Hal böyle oyunca yeni gelen teknik direktör artık bir yerden sonra çaresiz kalıyor. Elindeki mevcut kadronun iş yapmadığını görüyor umutsuzca çırpınıyor üç puan alabilir miyiz diye fakat o da olmuyor. Sonra olan teknik direktörü oluyor.
Gerçekten üzücü bir durum. Hiçbir teknik direktör kovulmayı hak etmiyor. Yöneticilerin sorumsuzluğunu teknik adamlar ceza olarak ödüyor. Buna da dur diyen yok maalesef. Türkiye Futbol Federasyonu bir karar alsın bir senede en fazla iki teknik adam değiştireceksiniz desin bakalım neler oluyor, takımlar kendine nasıl çekidüzen veriyor.
Türkiye Futbol Federasyonu zaten Allah’a emanet şekilde yoluna devam etmeye çalışıyor. Ne aldıkları kararlarda tutarlılık var, ne verdikleri cezalarda tutarlılık var. Hal böyle olunca teknik adam TFF’den ne beklesin?
Ben bir Ankaralı olarak gerçekten Gençlerbirliği adına çok üzgünüm. Rahmet efsane Başkan İlhan Cavcav olsaydı durum böyle mi olurdu? Başkan İlhan Cavcav kulübü tek kuruş borcu olmadan bıraktı, başta oğlu Murat Cavcav olmak üzere kulübü borç batağına soktular.
Bu durumda yeni yönetim ne yapsın, teknik direktör ne yapsın, futbolcular ne yapsın? Balık baştan kokarmış bunun farkına varamadı Gençlerbirliği Kulübü yöneticileri kendilerine geçmiş olsun diyorum.
Ama şunu söyleyeyim ki ligden düşecek ilk takım Gençlerbirliği olacak bu duruma şimdiden hazır olun sonra sezon sonunda feryat figan etmeyin oldumu…