Sosyal medya artık sadece sosyalleşme ihtiyacımızı değil, kültür ve sanat hayatımızı da yönlendiriyor.
Sabah uyanınca gözümüzü açar açmaz bir özlü söz.
Gün içinde birine kızınca adrese teslim okkalı bir atasözü.
Sevinince duygulu, içli bir şiir.
Gönülse mevzu, bir aşk serenadı.
Akşam duruma uygun bir kısa metin, artık neyse o anın hâli.
Kâh ünlü bir şairden, kâh bir yazardan, kâh bir kişisel gelişim uzmanından, kâh bir psikologdan.
Anlık değişen duygularımızın, söyleyemediklerimizin gizli kahramanı; içimizden kopan ama söze dökülemeyen hislerin tercümanı.
Yazıyoruz yazmaya da acaba yazdığımız dizeler, alıntı bölümler gerçekten o yazar ve şairlere mi ait?
Paylaşırken bunu hiç düşündünüz mü?
Mesela gerçekte Can Yücel’in olmayan ama altına onun adını yazarak paylaştığınız şiirler olduğunu biliyor musunuz?
Cemal Süreya, Atilla İlhan, Zarifoğlu, İlhan Berk, Necip Fazıl, Nazım Hikmet ve daha niceleri bundan payını alanlardan ne yazık ki.
Bu yanlış bir çığ gibi büyüyor sosyal medya paylaşımlarıyla gün geçtikçe.
Hatta mutasavvıf Mevlanâ Celalettin Rumî de kendisine ait olmayan sözlerle sosyal medyada boy göstermeye devam ediyor.
Bunlardan en bilineni ise “Gel… Gel, ne olursan ol, gel! İster kâfir, ister Mecusi, ister putperest ol, gel! Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir. Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel!” rubaisidir.
Bu rubainin Hazreti Mevlana’ya ait olmadığı konusunda tarihçiler hemfikir.
Yaygın olarak Mevlanâ'ya atfedilen ancak Mevlanâ’dan iki asır önce yaşamış Ebu Said-i Ebu'l-Hayr'a ait olduğu bilinen bu şiirin içerik olarak Mevlanâ'nın felsefesine denk düştüğü ve döneminin en önemli şairi olduğu için ona isnat edildiği düşünülüyor.
Söz konusu rubai Mevlanâ’nın eserlerinin en eski orijinal el yazmalarında geçmez.
Birkaç nüshada yer alanlar ise sonraki asırlarda ilave edilmiştir.
Rubainin Ebu’l-Hayr’ın eserlerinin eski nüshalarında yer aldığı yapılan çalışmalarda öğrenilmiştir.
Sanırım bir yazar ya da şair için en acı şey kendine ait olan sözlerin, şiirlerin başkasının adıyla anılması, bilinmesi.
Aynı şekilde kendisine ait olmayan dizeler ve ifadeler için de geçerli bu durum.
Sosyal medyada her gün onlarca kez paylaşılan sözlerin, şiirlerin, metinlerin gerçekten adı geçen kişiye ait olup olmadığını bilmek gerek.
Aksi takdirde bu yanlış paylaşımlar söz konusu şair ya da yazarın kemiklerini sızlatmaktan öteye gitmeyecektir.