Öyle bir yolda yürüyorum ki, kuzuların, keçilerin ve insanların ayak izlerini gördüğüm, çok güzel bir patika yol…
Her taraf Kestane Meşe, Kızılağaç, Çınar daha ismini sayamayacağım kadar çeşitli orman ağaçları ile kaplı. Güneş ışığı, rüzgâr estikçe, ağaçların arasından bulduğu boşluklardan yeri buluyor.
Hasırdan bir şapka elimde ve küçük çiçeklerle bezenmiş uzun elbisem üzerimde.
Ne kadar güzel bir bahar sabahı saat yedi dahi değil henüz, kimseler yok ortalarda kuşlar, böcek sesleri, ağaçların yapraklarından gelen hışırtılar ve kalbimin sesi… Beynimde koşturan atları susturdum ve kalbimin sesiyle yürüyorum.
O kadar güzel bir köye geldim ki bu hafta sonu, nefes almanın pik yaptığı bir bölge. Ne kadar da ihtiyacım varmış bu dinginliğe, şimdi daha da iyi anlıyorum. Burada yaşayacaklarımı daha sonra kaleme almak üzere şimdilik burada bırakıyor…
Ve ben şu an ilk kez NEFES aldığımı hissediyorum.