Merhaba sevgili Anadolu Gazetesi okuyucuları güzel ülkemin güzelliklerini son dönemde yaşadığımız olaylardan dolayı bir türlü göremez olduk maalesef. Etrafımızda o kadar çok olumsuz olaylar yaşanmakta ki ve bunların hepsi gerçeklik dışında gerçekten çok uzak şeyler ne tarafa bakıp ne tarafa şaşıracağımızı bizler de anlayamadık doğrusu.
Sevgili okuyucularım İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis değinmek istiyorum. Yaşadıkları en başından beri onun dik duruşuyla ilgiliydi. Davasına sahip çıkması ile ilgiliydi aslında. Geri adım atmadı ve asla kendi davasından vazgeçmedi. Peki Ekrem İmamoğlu bu cezayı neyden dolayı almıştı kısaca hatırlayalım.
30 Ekim 2019'da Fransa'nın Strasbourg kentinde düzenlenen Avrupa konseyine Yerel Ve Bölgesel Yönetimler Kongresinde konuşma yaptı.
Seçim döneminde kamu kaynaklarının iktidar lehine sınırsız şekilde kullanıldığını kampanya sürecinde toplumu bölen ve kutuplaştıran bir dil kullanıldığını cumhurbaşkanı ve kabine üyelerinin seçim yasaklarını dikkate almayan eylem ve uygulamalarda bulunduklarını söylemişti.
İktidarın İstanbul'da seçimi Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararı ile iptal ettirerek kazanmak istediğini savundu.
İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu ise 4 Kasım 2019'da İmamoğlu'nu kastederek Avrupa Parlamentosu'na gidip Türkiye'yi şikayet eden “ahmağa” söylüyorum bunun bedelini bu millet sana ödetecek bu iş bu kadar bedava değil dedi.
İmamoğlu aynı gün İstanbul'da gazetecilere yaptığı açıklama sırasında bu sözleri hatırlatması üzerine 31 Mart'ta seçimi iptal edenler ve dünyada Avrupa'da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında o olan biten şeylere baktığımızda tam da 31 Mart seçimini iptal edenler “ahmaktır” önce oraya bir odaklansın ifadelerini kullandı bu açıklamaya ilgili olarak YSK'nın yazılı suç duyurusunda bulunması ardından İstanbul Anadolu Cumhuriyet savcılığı tarafından soruşma başlatıldı.
Hapis cezası ve siyasi yasak talep edilen dava süreci böylelikle başlamış oldu fakat burada bu konuya kadar yasak gelmesi gereken o kadar süreçler aşıldı ki bunları da hatırlatmak isterim. Bizim bir sözümüz vardır “çuvaldızı kendine iğneyi başkasına batıracaksın” diye kendinden olanı görmeyip başkasının hatalarını kusur sayıp onu suçlamak ne kadar da basit öyle değil mi? Bugünümüzün siyasetinde ne yazık ki argo kelimeler çok kullanılır hale geldi. Siyasetçi bana göre böyle olmamalı bu konuya da değinmeden geçemeyeceğim tarih tekerrürden ibarettir böyle de güzel bir sözümüz var bizim
Sayın Cumhurbaşkanımız da böyle bir benzer durumun içine düşmüştü kısaca onu da hatırlayalım mı?
6 Aralık 1997'de Siirt'te düzenlenen bir açık hava toplantısı sırasında topluluğa yaptığı konuşmada kullandığı ifadeler sebebiyle halkı sınıf ırk din mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği gerekçesiyle kendisine açılan dava sonucunda 10 ay hapis cezasına çarptırıldı belediye başkanlığı görevinden ayrılarak 26 Mart 1997'de girdiği cezaevinde 4 ay 10 gün kaldıktan sonra 24 temmuz 1999'da tahliye edildi. Ardından 14 Ağustos 2001'de kurulan Adalet ve kalkınma partisinin kurucuları arasında yer aldı ve partinin genel başkanlığına seçildi parti girdiği ilk seçimlerde olan 2002'de genel seçimlerinde %34,43'lük oy oranı ile Abdullah Gül'ün başbakanlığında 59 hükümeti kurarken siyasi yasağı süren Erdoğan seçimlere girememişti siyasi yasağının kaldırılması için Türkiye Büyük millet meclisi'ne sunulan yasa değişikliği talebinin uygulamaya girmesi ile siyasi yasağı kalktı 9 Mart 2003'te gerçekleştirilen ara seçimlerde Siirt milletvekili olarak meclise girdi.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın da dediği gibi nereden nereye...
Bana göre Ekrem İmamoğlu'nun da yaşadıkları bir o kadar benzer durum içerisinde kim bilir belki bugün belki yarın belki yarından da yakın bu haklı davanın halkı olan insanlarımız bu sevinci yaşayacaklar.
Siyaset dışarıdan beyaz ama içeriden siyah ve karanlık odalardan oluşan bir tünel gibi ışığın ne zaman bizim yolumuza çıkacağını tahmin bile edemeyiz burada önemli olan içimizdeki ışığı hiçbir zaman söndürmemek ve yolumuzdan hiçbir zaman dönmemektir.
Adalet mülkün temelidir!
Adaletin elbette yeri vardır ve yerini bulacaktır. Tüm karanlığın üzerine “Doğan Bir Güneş” gibi doğacaktır. Birçok siyasi partinin genel başkanlarının da bu konuyla ilgili yapmış oldukları açıklamalar şu şekilde.
Türkiye Büyük Millet Meclisi eski Başkanı ve AK partili Bülent Arınç, İmamoğlu'na verilen hapis cezası sonrası dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Siyasi yasak kararının uygulanmasına imkan verilmeyeceğini kaydeden Arınç bu yanlıştan dönülmediği sürece kararın siyasi sonuçları AK Parti'nin karşısına güçlü bir aday profili inşa edecek yolun taşlarını döşemekten başka bir işe yaramayacaktır dedi.
11 Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ekrem İmamoğlu hakkında verilen 2 yıl 7 ay hapis cezası ve siyasi yasak kararına değerlendirdi Gül mahkeme kararı sadece Ekrem İmamoğlu'na değil Türkiye'ye karşı yapılan büyük bir haksızlıktır dedi.
Şöyle bir söz okumuştum onu da burada paylaşmak isterim. Büyük bir tepeyi aştığında insanın bulacağı şey daha aşılacak çok tepelerin olduğudur.
Bakalım bu konu daha nerelere gidecek ve daha neler görüp duyacağız her iki taraf için ve vatanımızın milletimizin bağımsızlığı için hakkımızda hayırlısı neyse onu görüp yaşamak bizlere nasip olsun.
Saygılarımla...