Neşet Ertaş ve diğer abdalları. Yaşarken hor ve hakir gördüler. Kıymet ve değer vermediler. Abdal diye dışladılar. Bugün mezarı başında methiyeler düzüyorlar.
Ne zaman ölür ondan sonra anlarız kıymetlerini. Neşet ustanın granitten yapılmış mezar taşı. Özenle yapılmış her şey.
Yaşarken kıymeti bilinmeyenlere anıt mezar yapsanız ne olur, yapmasanız ne olur? Gösterişten öte anlamı yok. Keşke o mezarlığa gösterilen özen yaşarken gösterilseydi.
Bizde böyle. Hayattayken görmezden gelinir. Yaptıkları değersizleştirilir. Bazen yaşam ona zindan edilir. Hiç kıymeti bilinmez. Ölünce de arkasından methiye dizilir. Ödüller verilir geride kalanlara
Bazen heykeli bile yapılır. Kitaplar, şiirler romanlar yazılır. Filmleri çekilir. Anma günleri geceleri düzenlenir. Bozkırın tezenesi diye yüceltilir. Ne garip bir milletiz!
Kıskançlık iliklerimize işlemiş. Bizi insanlıktan çıkarmış. Oysa o kıymetini bilmediklerimiz hayatımızın bir parçasıdır.
Sevdiklerimizin kıymetini gidince anlıyoruz. Yaşarken fırsat buldukça üzdüğümüz, kalbini kırdığımız, hal, hatır sormaktan içtinap ettiğimiz yakınlarımızı tanıklarımızı “ölünce” badem gözlü yapıyoruz.
Hâlbuki yaşarken kıymetini bilmeli, onları sevip sarmalıydık. Ölmeden önce sevdiklerimizin kıymetini bilmek çok mu zor?
Çünkü kaybettikten sonra bir anlamı kalmıyor da… Hadi, giden gitti…Geri gelmiyor. Peki, şu an sevdiğiniz bağ başında duran açık, açıktayız diyen abdallara ne yapıyorsunuz?
Kırşehir’in abdal değerleri bir bir geleneklerinden göreneklerinde uzaklaşıyor. Hepsi bugün geçim sıkıntısı çekiyor. Devlet yetkilileri bunları hiç gündeme getirmiyor. Neşetin membası boz kırın tezenesinin alt yapısı olan abdalar yok oluyor.
Kıymetlerini bilin. Sıkı sıkıya hem de… Bu fırsatı bulamayabilirsiniz. Çünkü yanında iken farkına varamadığın bu küçük değerler aslında ne kadar değerli bilir misin?
Ertelediğimiz, ötelediğimiz nice sevgiler, yok olduğunda kıymete biliniyor. O zaman özlüyor, kıymet biliyoruz. Siz sağken yaşıyorken övgü duymayı da beklememek lazım, zira bütün övgüler öldükten sonra geliyor.
Hani atasözümüzde olduğu gibi “kör ölünce badem gözlü olurmuş” ölmeden önce isterseniz sazı sözü en güzel okuyun.
Hem sevseler ne olur, neye yarar ki zaten ölmüşsünüz…