BİLİNÇLİ AÇ KALMANIN (ORUCUN) SAĞLIĞIMIZA FAYDALARI
Konuya biraz daha açıklık getirmek için, yemek yedikten sonra ve belirli bir süre aç kaldığımızda vücudumuzda neler olup bittiğine, özellikle canlılığımızın devamı için mutlak surette gerekli olan enerjinin ne şekilde üretildiğine bir göz atmamız gerektiğine inanıyorum.
Vücudumuzda enerji üretimi süreklidir ve bu üretimde insülin hormonu birinci derecede etkilidir. Lokmayı ağzımızda çiğnemeye başladığımız andan itibaren yükselmeye başlayan kan şekerimizle birlikte, insülin miktarı da yükselmeye başlar. Kan şekerimizin bir kısmı gerektiğinde kullanılmak üzere karaciğer ve kaslarda glikojen olarak depolanırken, bir kısmı da insülin hormonu tarafından o anda kullanılmak üzere enerjiye dönüştürülür.
Ancak aşırı miktarda gıda tüketimi ya da fiziksel aktivitenin azlığı sonucu vücudumuz, yükselen kan şekerinin tamamının enerjiye dönüştüremez. İhtiyaç fazlası kan şekeri gerektiğinde enerji üretiminde kullanılmak üzere kan (trigliserid), karaciğer ve vücudun diğer kısımlarında yağ olarak depolanır. Yemek yedikten yaklaşık 2 - 3 saat sonra kandaki şeker düzeyi normal seviyelere döner.
Bu aşamada karaciğer ve kaslarda glikojen olarak depolanan yedek şekerin enerjiye dönüştürülebilmesi için pankreasımız tarafından "glukagon hormonu" salgılanır.
Bu hormon sayesinde ilave iki buçuk-üç saat boyunca (glikojen depoları kişiden kişiye değişiklik gösterir) gerekli olan enerji ihtiyacımız ilave hiçbir şey yememiş olmamız şartıyla karaciğer ve kaslarımız da depolanan glikojenden sağlanır.
Eğer o günkü ilk yemekten itibaren beş altı saat geçmiş ve halen hiçbir şey yememiş isek, normal yaşantımız için gerekli olan enerjinin temini için çoğunlukla beyaz yağ hücrelerinde üretilen "leptin" adında son derece önemli olan bir hormon salgılanmaya başlar.
Ramazan ayının tüm insanlık için hayırlara vesile olması dileğiyle…
(Devam edecek)