Devletin, mesleklerin gelişmesini teşvik etmek üzere "kamu kurumu niteliğinde" kurulmasını sağlamak suretiyle teşvik ettiği ziraat odası, mühendisler odası, tabipler odası, diş hekimleri odası, ticaret odası, esnaf odası, baro, sendika, gibi kurumlar; belli güç odaklarının tekeline geçen, hükümetleri bile aşıp devlet ile mücadele etmenin yasal dayanağı hâline getirilen, mesleklerin gelişmesine hiçbir katkı sağlamayan, asalak, aidatları hortumlayan ve ödenmeyen aidatları da icra yoluyla tahsil edip hortumlayan hortumlama merkezleri oldu.
Asla kabul edilemez olan husus ise, bu örgütler; devlet ve millet aleyhine olan hususlarda kılı kıpırdamayıp da "terör örgütlerinin haklarını savunacak kadar" alçaklaşıp elinde bulundurduğu "temsil gücü"nü alenen Devlet ve Millet aleyhine kullanmaktan çekinmeyen, iğrenç ve başı ezilmesi gereken bir canavara dönüşmesi oldu.
Yandaş olanı ayrı, fondaş olanı ayrı, .. bir dert ve belâ!..
Kırmızısı ayrı, sarısı ayrı, yeşili ayrı, .. bir dert ve belâ!
En büyük handikap ise; bir meslek mensubunun, devletin sağladığı bazı fırsatlardan yararlanabilmesi için, "ilgili odaya kayıtlı olma zorunluluğu"nun devlet eliyle getirilmesi ve bu örgüte üye olmadan mesleğini icra edemez ve işini yapamaz hâle getirilmesi; ilgili odaya kaydolmadan iş yapmanın ağır cezada yargılanacak şekilde suça konu fiil olması oldu.
Ne yani şimdi:
-diplomasını almış, market-dükkânını açmış, onlarca dönüm arazi ve onlarca hayvan almış ve mesleğini icra etme hak ve yetkisini almış bir kişi; tutum ve davranışını beğenmediği bir odaya kayıt olmadığı için mesleğini icra edemeyecek mi?
-Devletine karşı olduğunu, belli güç odaklarının eline geçtiğini, taban tabana zıt görüşte olduğunu, dünya yıkılsa asla bir araya gelemeyeceğini, verdiği aidatı hortumladığını, bildiği bir odayı, kendi elleriyle beslemek zorunda mı?
Hulâsa: Devlet, millet ve meslek mensuplarına hiçbir hayrı olmayan; devlet, millet ve meslek mensuplarının verdiği yetkiyi yine onların aleyhine kullanmak suretiyle onların istiklâl, istikbal ve amaçlarına aykırı hareket eden bu odalara el atılması bir mecburiyet hâline geldi.
Sonunda Devlet, böyle olduğunu bilip artık tahammül edilemez hâle geldiğini gördüğü barolardaki kısıtlamayı kaldırmış ve bir ilde birden fazla baro kurulması imkânını tanımıştır.
Bu hususun; başta ziraat odaları olmak üzere, bütün odalarda da uygulanması bir zorunluluktur!
Çünkü odalar, mesleğin gelişmesini sağlayan unsur değil, mesleklerin gelişmesinin önündeki engel olmuştur.
Serbest piyasada, “piyasa kendi dengesini bulur!” prensibi gereği, piyasaya müdahale edilmediği gibi bu konularda da bu prensip uygulanmalıdır.
Ekonomideki "İyi para kötü parayı kovar!" prensibinde olduğu gibi, iyi hizmet kötü hizmeti kovar!
Kötü amaçlı ve esas amaca hizmet etmeyen örgütler, kendiliğinden fesholur ve örgüt sayısı “olması gereken sayı”ya iner.
Marjinal kalıp direnenler de kendi kumunda oynar durur vesselâm!..