CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanın tabiriyle Bay Kemal, seçmenlerin tabiriyle çakma Gandi.
Geldiği günden beri gündemde inmedi. Kasetle gelen lider bugün benim diyor. Katıldığı her seçimde mağlup olarak rekor kırıyor. Yine de pes etmiyor. Kazanma umutlarıyla her zaman meydanlarda.
Ufukta her an seçim olacak gibi gittiği her yerde tek sermayesi erken seçim. Kemal bey erken seçim olsa sana ne faydası olacak yine kaybedeceksin dense de. Kaybetmekte üzerine yok rekor sende deniyor.
CHP’li lider bırak erken seçimi halk geçim derdinde. Diyelim ki erken seçim olduğun da halkın geçimine ne sunacaksın. Kırşehir’e geldin beledîyi başkanına misafir oldun.
Ne de olsa belediye senin partinde bir tanede vekilin var. Artık bu şehrin anahtarı sende her zaman bekleriz. Kırşehir caddelerini gezdin pandemi dönemi demedin.
Ahi Esnafıyla görüştün sorunları dinledin. Bu günlerde esnafın tek derdi geçim olduğunu gördün. Senin derdin seçim. Nasıl olacak dersin.
Bir zamanlar ülkenin tek adamı İsmet paşa vardı, oda senin gibi çok inatçıydı. Her seçimde yenilgiye uğradı sonunda yaşlandı ve ölüm ancak ayırdı. Sende onun gibi beni anacak bu parti başkanlığında ölüm ayırır diyorsun.
Siyasetin kirli yüzü bu olsa gerek. Oturan kalkmıyor ölürse tabutuyla yine Meclisin önünde kalkıyor. Bir zamanlar siyasette damga olmuş, Kırşehirli Türkmen Beyi Osman Bölükbaşı vardı. Parlamento kürsülerinin dobra dobur yiğit siyasetçiydi. Anlıları o kadar çok ki bunlardan bir tanesi.
21 Temmuz 1946 seçimleri arifesi. Açık oy, gizli sayım esasına göre yapılacak seçimlerin öncesidir. İsmet Paşa, pırpırlı küçük uçakla seçim gezilerinden birine gitmektedir. Yanına meşhur Hatip Osman Bölükbaşını da almıştır. Amacı ezeli muhalifi DP’li Bölükbaşını biraz yumuşatmaktır.
Uçakta o zamanlar 7 yaşında olan Erdal İnönü de vardır. Uçak Eskişehir taraflarında alçaktan uçmaktadır ve aşağıdaki patates tarlasında çalışan köylüler gözükmektedir. Erdal İnönü, köylüleri görmüş ve babasına bunlar kim, neler yapıyorlar orda diye sormuş.
İnönü “Onlar köylü demiş. Ekin ekerler, ekinler büyür, onları bize satarlar, biz de onlara bunun karşılığında para veririz, onlar da parayı alınca çok sevinirler demiş.”
Küçük Erdal, bunu duyunca babasından para istemiş. İsmet İnönü: Oğlum bende bozuk yok, Osman amcandan iste! demiş. Küçük Erdal, bunun üzerine Osman Bölükbaşı’nın yanına gidip:
- Osman Amca!
Bana bozuk para verir misin, demiş.
Osman Bölükbaşı:
- Oğlum parayı ne yapacaksın? Diye sormuş.
Küçük Erdal:
- Sevinsinler diye köylülere atacağım, demiş.
Bölükbaşı, taşı gediğine koymak için iyi fırsat yakalamıştır.
İsmet Paşa’nın da duyabilmesi için sesini yükselterek:
- Evladım, üç beş kuruş atıp sadece aşağıdaki köylüleri sevindireceğine, babanı uçaktan atalım da bütün millet sevinsin!
İnönü, o sırada tebessümünü gizlemek için dışarı bakmaktadır.
Kılıçdaroğlu ne kadar halka baksa da sandık da halk başkasına bakıyor.