Oh nihayet bitti

Ömer Aydos

Transfer sezonu 8 Eylül itibariyle bitti. Her yıl bir transfer şampiyonu çıkarken (bu genellikle Fenerbahçe olurdu) bu yıl 4 büyük futbol kulübümüzün hepsi de ayrı ayrı transfer şampiyonu oldular. Ancak Galatasaray son geceki atağıyla bir tık önde bitirdi Transfer sezonunu.

Geçmiş üç-beş sezon mali fair-play, harcama limitleri, UEFA kısıtlamaları yüzünden doğru dürüst transfer yapamayan (bazen bu limitler delinse ve bir takım cezalar verilse de) kulüpler bu yıl ne hikmetse sanki her şey serbest bırakılmış gibi hepsi ayrı bir transfer rekoru kırdılar. Kimsenin ne limit, ne ceza umurunda değil gibi hareket ettiler. Şimdiye kadar da ne TFF’den, ne UEFA’dan ne de yayın organlarından bu konuda herhangi bir ses çıkmadı. İleriki günlerde yapılan incelemeler sonucunda kulüpler hakkında herhangi bir karar çıkar mı bilinmez.

Aslında eski kaliteli transferler şimdi yapılamıyor bir kaçı dışında. Son yıllarda bir-iki kaliteli ve isim yapmış futbolcu hariç öyle ahım şahım isimler getirilemiyor artık. Kulüpler az ve öz yerine, az paraya çok futbolcu getirme peşinde şimdilerde. Bu yıl gelenlerden en isim yapmış olanı sadece  Beşiktaş’ın getirdiği İngiliz futbolcu Delle Alli. Diğer birkaç isim ise vasatın biraz üstü. Seferoviç, Wegortsh, Joao Pedro, Jasuha King gibi birkaç isim.

Geçmiş yıllara baktığımızda neler geldi neler Türkiye’ye. Bir Hagi, Alex, Anelka, Roberto Carlos, Amokaci, Pepe, Guti, Cuoarisma, Popescu, Jardel, Van Hojdonk, Kezjman, Dirk Kuyt, Kuntz gibi şu an aklımıza gelmeyen kalburüstü futbolcuları artık getirmek çok zor.

Peki kulüpler transfer sezonunu nasıl geçirdi, bir bakalım.

Önce sezona F.Bahçe çok hızlı girdi. İlk olarak Lincoln, Emro Mor, Bruma, Arao, ardından Kim Min Jea’nin Napoli’ye gitmesi ile 2 vasat stoper Luan Perez ve Gustavo Henrique, daha sonraki günlerde de santrafor ve forvet arayışına girerek Jasuha King ve Joao Pedro transfer edildi. Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Kiev’e elenince tekrar golcü arayışına giren Kanarya bir çok ismin gündeme gelmesine rağmen almakta başarılı olamayınca geçen yıl Beşiktaş’ta kötü bir sezon geçiren Batshuayi de karar kıldı ve kadrosuna kattı. Bu gelen isimlerin hemen hemen hepsi ya vasat ya da vasatın altında isimler. Son bir iki maçta King ve Pedro biraz kendilerini gösterdiler, biraz da Emre Mor bazen parladı o kadar. Bruma ve Gustavo tam bir hayal kırıklığı, Arao, Lincoln ve Luan Perez vasat,  Bu kadronun ve yeni transferlerin Fenerbahçe’yi rahatlatıp, taraftarlarını mutlu edeceği ve kupalar kazandırabileceği konusunda ise tereddütler hala mevcut ve ne olacağını, yetip yetmeyeceğini göreceğiz.

Beşiktaş ise benim görüşüme göre diğer 3 takıma göre biraz daha faydalı transferler yaptı diyebilirim. Öncelikle geçen yılın 2. yarısında Kasımpaşa’ya transfer yapılan ve 2. yarının gol kralı olan Muleka’yı almakla ve santrofora da Wegortsh’u getirmekle en akıllı işi yaptı Kartal. Hocası Valerin İsmael’in yaptığı birkaç hatadan ve puan kayıbından sonra kadrosunun yetmeyeceğini anlayıp bu sefer bu yılın en isimli transferi olan Dele Alli’yi getirmekle de en iyi işi yaptı. Son gün ise geçen yıl Alanya’da çıkış yapan Tayfun Bingöl’ü aldı. Şu an sezonun 5. Haftası itibariyle de en efektif futbolu Başakşehir le birlikte Beşiktaş oynuyor. Ama ilerleyen haftalarda onların da bu kadroları yeterli olacak mı bilmiyoruz.

Galatasaray ve Trabzonspor’a gelince, Cim-Bom önce girmedi fazla transfer işine. Genel Kurul ve Başkan değişikliğinden sonra biraz yavaş hareket etse de son gün adeta patlama yaptı transferde. Önce birkaç iyi isim alsa da çoğu vasat futbolcuları getirdi Sarı-Kırmızılılar. Seferoviç iyi bir isimdi ve hazırlık maçlarında da iyi oynadı goller attı. Ama lig başladı henüz golü yok. Acemi ve futbola yeni başlamış genç bir futbolcu gibi hareketler yapıyor ve son hafta itibariyle de yedeğe düştü. Puanlar da kaybedilince Cim-Bom transferin son gününde bombaları arka arkaya patlattı. İcardi iyi isim PSG de istediği başarıyı yakalayamadı ama İtalya geçmişi çok iyi. Burda patlama yapar mı göreceğiz. Oliveria iyi isim, stoperde Konya’dan Abdülkerim’i, Fransız Dubois’i, Midtsö, Torreira, Mertens’i kadrosuna dahil eden Cim-Bom son gün ise adeta tüm zamanların “son gün transfer rekoru”nu kırdı ve sırası ile bir gece de İcardi, bir dönem Barcelona’da parlayan Avusturya vatandaşı Yusuf Demir’i, Mathias Ross’u, Milot Rashica ve yine iyi bir isim Juan Mata’yı transfer ederek bu yılın sanki bir adımla “transfer şampiyonu” oldu gibi. Fakat bu durum şampiyonluk ve kupalar için yeterli olacak mı hep birlikte göreceğiz.

Geçen yılın şampiyonu Trabzonspor’a bakacak olursak, önce sessiz kalan Bordo-Mavililer de sonradan atak yaparak iyi isimlerle kadroyu güçlendirdi. Nwakaeme’nin ayrılması, Visca’nın kolunun kırılması, Cornelius’un Kopenhag’a gitmesi ve Dorukhan’ın çapraz bağ sakatlığı ile sezonu kapatmasıyla sonradan hareketlenen Trabzonspor da birkaç iyi isimle yollarını birleştirdi. Tregezeu, Denswill, Larsen, Bartha, Bardhi, geçen yılın gol kralı Umut Bozok, FB’nin de uzun süre peşinde olduğu Maxi Gomez, yine Kasımpaşa’nın sol beki Eren Elmalı gibi transferler iyi isimler ama takım ruhuna uymaları da önemli. Uyacaklar mı göreceğiz.

Son olarak yine şampiyon adayları arasına girebilecek Başakşehir’e bakacak olursak, genelde geçen yılki kadrosunu koruyan ve bu yıl Avrupa Kupaları ön elemelerde başarı yakalayan İstanbul ekibi en az transferi yapan kulüp. FB’den ayrılan Mesut Özil’e kucak açan Turuncu-Lacivertliler, takımdan ayrılan birkaç önemli isim yerine de Duarte, Ahmed Touba, Mounir Chouiar, Keny, Szysz, Biglia, Traore, Bangoura, Alya Toure gibi vasat isimlerle kadrosunu güçlendirdi. Bakalım bu isimlerden hangileri sivrilip kendini gösterecek hep beraber izleyeceğiz, fakat şu bir gerçek ki Başakşehir, Emre Belezoğlu ile iyi bir ivme yakaladı ve iyi futbol oynuyorlar. Tahminim bu sezon da bu yarışın içinde olacaklar ve üst sıralarda yer alacaklar gibi gözüküyor.