Okula hazırlık

Aysel Ayşe Aygün Özer

Merhaba sevgili Anadolu Gazetesi okuyucuları okulların açılmasına sayılı günler kaldı. Çocuklarımızı tekrar eğitime - öğretime kavuşturmanın sevinci biz velilerin de görevi ve mutluluğu.

Fakat COVID-19 ile okullar eğitime açılmaya ne kadar hazır? Sağlık Bakanı ve Milli Eğitim Bakanı “eğitime hazırız, okullar eğitime hazır” dese de gerçekten hazır mı?

Tekrar kapanma söz konusu olabilir mi? Vakalarda artış hala devam ediyor. Bazı velilerin aklında şöyle bir soru var. “Kırtasiye ve forma alışverişi ekonomiyi canlı tutmak için. Alışveriş yapıldıktan sonra okullarda tekrar kapanmaya geçilebilir mi?” Onu da ilerleyen zamanda göreceğiz hep birlikte.

COVID-19 aşısını tamamlamamış veya hiç aşı olmamış üçyüzbin eğitimci var. Eğitim başlayınca aşısız olanlar için her hafta 2 kez PCR testi zorunlu hale getirildi.

Oysa Sayın Cumhurbaşkanımız bir açıklama yapmış ve “Vatandaşlarımız aşıyı zorunlu değil gönüllülüğe dayanarak olmalı” demişti.

Evet aşı tercih meselesi oldu ama haftada iki kez test zorunlu hale getirildi. Bu da şu demektir sevgili okuyucularım. “Ya haftada iki kez PCR testi yaptıracaksınız ya da, COVID-19 aşısını tamamlayacaksınız.” Zorunlu değilsiniz ama mecbur bırakılıyorsunuz demek aslında.

Fakat eğitim uzmanlarına göre haftada iki kez test uygulanabilirliği pek de mümkün değil. Üçyüzbin eğitim çalışanının haftada iki kez devlet hastanelerine gittiğini düşünün. COVID-19 değilse bile oradan kapma olasılıkları da çok yüksek.

Milli Eğitim Bakanlığı şu şekilde bir açıklama da bulundu:

“-Maske takmak zorunlu,

-Öğretmenlere her sınıf için ayrı maske,

-Derslikler havalandırılacak,

-Beslenme ve teneffüslerde farklı saat uygulaması,

-Okul içinde yedek maske”

Sevgili okuyucularım

Okullarda hijyenin fazla olması için yardımcı hizmetler alanında çalışan kişilerin sayısının okullar için yeterli olması da gerekiyor.

İngiltere'de bütün okullar için Corona bütçesi ayrıldı. Almanya'da yüz yüze eğitim için bütün okullara hava temizleme cihazı alınacak. Türkiye'de ise en az 10 dakika camlar açılarak sınıflar havalandırılacak. Oysa 2020 yılında ifade edilmişti hatırlarsanız” okullarda havalandırma proje çalışması yapılabilir” diye.

Ve bence buradaki okullar içinde böyle bir şey gerçekten gerekli. Önümüz kış ve kışın soğukta camları ne kadar ve ne sıklıkta açabiliriz çocuklarımızın sağlıklı bir şekilde eğitim almasını istiyorsak gerek devletimizin gerekse Milli Eğitim Bakanlığının bu sorunu bir şekilde çözmesi gerekmektedir.

Danimarka'da sınıflar 10'ar kişilik olacak. Türkiye'de ise sınıfların ortalaması 30 ve üzeri, ders saatleri ise 40 dakika.  Yeni okullar yeni sınıflar yapmak yerine, 30 kişilik sınıfların 40 kişi ve üzerine çıkartılması, size mantıklı geliyor mu? Anadolu lisesine alınacak öğrenci sayısı arttırıldı. Sadece maske tak-çıkartla bu iş önlenebilir olsaydı, zaten bu zamana kadar çoktan biterdi.

Bu şekilde bence “biz eğitime hazır” değiliz. Son olarak şunu da söylemek istiyorum: Aşı olan veya olmayan herkes birbirine saygı, sevgi hoşgörü çerçevesinde bakmalı. Bu tamamen kişinin kendi özgür iradesi olmalı, girdiği toplumda dışlanma malı. Siz insanları aşıya mecbur bırakarak tedbir almış olmuyorsunuz.

Sizler üzerinize düşen görevi tam anlamı ile yaparsanız, milletimiz de üzerine düşen vazifesini tam anlamı ile yapar.

Saygılarımla...