Değerli Anadolu Gazetesi okuyucuları hatırlarsanız hafta içindeki manşetimizde Ankara’nın yaşadığı sel afeti sonrası bir başlık atmıştık “AĞIR FATURA” diye. Gerçekten fatura ağır oldu bu kez.
Meteoroloji sün günlerde büyükşehirlerde tedbirli olunması çağrısı yapıyor. Dikkatli olun ve tedbirlerinizi alın diye. Bunu kime diyor başta belediyelere sonra vatandaşlara diyor aman dikkatli olun diye.
Evet son birkaç gündür Ankara’ya aralıklarla yağan yağmur maalesef ağır tablolar bırakıyor ardında. Bu ağır tablolar maddi kayıpla geçiştirilse önemli değil bir şekilde yerine yenisi konur ama mesele insan hayatı olunca gerisi boş geliyor.
Cumartesi günü Ankara’da yine şiddetli yağmur ve sel vardı. Birçok semtte etkili olan sağanak yağmur sonrası sel taşkınları ve su baskınları yaşandı. Bu baskınlarda özellikle evlerin alt katlarını ve birçok işyerini bu bastı.
Bu baskınlarda bir vatandaşımız sel sularına kapılarak hayatını kaybetti, selde kaybolan bir vatandaşımızı arama çalışmaları devam ediyor. Gerçekten acı bir durum. Üzülmemek elde değil. Yıllardır Ankara’nın çözülmeyen altyapısı nihayet can aldı.
Evet şehirler büyüyor ve nüfus kalabalıklaşıyor. Belediyeler buna göre önlemini alıp altyapıyı ona göre yapmaları gerekirken günü kurtarmak amacıyla yapılan ve denetlenmeyen bu çalışmalar vatandaşın hayatına mal oluyor.
Burada suçlu aramıyorum. Bu başkan yaptı o başkan yaptı diye olaya bakmıyorum. Sadece başkanların seçildikleri kentin altyapısından haberdar olmasını isterdim. İnanın Ankara’da yaşayan biri olarak uzun zamandır hiçbir rögar temizliğinin yapılmadığını üzülerek yazmak zorunda kaldım.
Zaten yapılan rögarlar çok küçük yapılıyor, bir de buna zamanında yapılmayan temizlik eklenince yağmur suları ister istemez evlere, dükkanlara dolup hem vatandaşı maddi zarara sokuyor hem de can alıyor. Bunan açıklaması ve izahı mümkün değil. Hayattan koparılan bir canın hesabını kim verebilir?
Evet yılların ihmali var Ankara’da. Yapılan altyapıların uzun yılları düşünerek yapılmadığı kesin. Belki yapılan yatırımlar beş bilemedin on yıl ancak bu şehre yetecek. Bunun yerine 20 yıllık, 30 yıllık hatta ve hatta 50 yılı kaldıracak şekilde neden yapılmaz?
Neden bu düşünce içinde olamıyoruz. Günü kurtaracağız derken bir canın yitip gitmesinin bedelini neyle ölçebilirsiniz? İki vatandaşımız hayatını kaybetti ve onların ailelerini nasıl teselli edeceğiz?
Neticede Ankara’nın altyapısının çok yetersiz kaldığı bir kez daha gözler önüne serildi. Son birkaç gündür yağan sağanak yağmuru bile kaldıramayan bir altyapısıyla Başkent iyi örnek olmak yerine kötü örnek olduğunu gösterdi tüm Türkiye’ye.
Belediyeler bu işin içinde olmadığı sürece ellerini taşın altına koymadıkça bu işin sonu gelmez. Arkadaş bırakın üç beş park yapmayın zaten Ankara’nın her yeri park dolu. Onun yerine altyapıyı baştan aşağı yenileyin vatandaş park ve bahçe yapmadınız diye sizi suçlamaz. Aksine vatandaş altyapının yenilendiğini görürse daha mutlu olur bunu da bilin.
Sel baskınlarında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. İnşallah bu bize bir ders olur ve bundan iyi bir ders çıkarırız. Sağlıklı günler diliyorum….